1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Baykal’ı ve Seyfi Dede’yi kınasana Fulya Hanım!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Baykal’ı ve Seyfi Dede’yi kınasana Fulya Hanım!

16 Haziran 2010 Çarşamba 01:31A+A-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Seyfi Dede’yi arıyor.

Seyfi Dede de, Anayasa Mahkemesi’nde üye olan Fulya Hanım’ı..
Bu gerçeği gizleyen Fulya Hanım, dün bize sitem ediyor: “Özel hayatımı ..”
Hayır Fulya Hanım..
Sizin özel hayatınızla bizim hiçbir işimiz yok..
Biz sizin Koray Bey oğlunuzla havadan sudan sohbetinizden mi bahsediyoruz?..
Biz sizin, eşiniz muhterem Zafer Bey ile, gideceğiniz misafirliğin çetelesini mi aktarıyoruz?
Bunları yaparsak, tabii ki özel hayata gireriz..
Ama; size gelecek bir dava dosyası hakkında, siz Seyfi Dede’ye bilgi veriyorsunuz..
Sonra da cevaben diyorsunuz ki, “Resmi Gazete’de olanları aktardım.”
O zaman şöyle yapsaydınız ya Fulya Hanım: “Seyfi Dede.. Bana sorduğun soruların tamamının cevabı, Resmi Gazete’de var. Oradan okuyuver.”
Değil mi ama?
Niçin tek tek izahatta bulunuyorsunuz?
Nasıl olsa Resmi Gazete’de yayınlanmış onlar.. Oradan okuyuversin dede efendi!
Üstelik bu dede efendi, sıradan birisi değil. Adalet Bakanlığı yapmış bir hukukçu..
Oturup ona, hukuki konuları anlatmanın ne manası var?
Sahi Fulya Hanım, ben de açıp telefonu, sorsam size, “Türban ile ilgili kararı verirken, nasıl yapmıştınız. O kararı kaç oyla vermiştiniz? vs.”
Cevap verir misiniz bana?
Yoksa, “Kardeşim senin okuma-yazman yok mu? Gir Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine.. Oradan bul kararı, oku.. İnternetin yoksa, git bir kütüphaneye.. Bul ilgili tarihli Resmi Gazete’yi, oradan oku” mu dersiniz?
Evet Fulya Hanım.. Gerçekten bizimle de böyle uzun uzun konuşur muydunuz?
Yoksa şöyle mi derdiniz: “Deli misin adam, sen? Bir mahkeme üyesine, böyle sorular sorulur mu? Önüne gelecek davada, nasıl hareket edileceği, usulen de olsa sorulur mu? Burası danışma merkezi mi? Anayasa Mahkemesi mi?”
Gerçekten merak ediyorum!
Konuşmalar bu açıklananlarla sınırlı mı acaba?
Öyle ya, Fulya Hanım da, Seyfi Dede de, telefon konuşmaları açıklanana kadar, hiçbir yerde bu yönde bir beyanatta bulunmamışlardı..
Seyfi Dede çıkıp, “Bana Deniz Bey sordu. Ben de Fulya Hanım’a sordum. Ne var bunda ki?” dememişti..
Ne zaman ki telefon kayıtları mahkeme kararı ile ortaya çıktı, şimdi Fulya Hanım diyor ki, “Ne var ki bunda?”
O zaman ben de kendisine soruyorum, “Sizce ‘ne var ki bunda’ diye düşündüğünüz, başka ne konuşmalarınız var?”
Mesela eski Anayasa Mahkemesi Başkanları ile hangi konuşmalarınız var? Bazı komutanlarla hangi görüşmeleriniz var?
Deşifre olmadan, siz açıklar mısınız Fulya Hanım?
Tabii ki kimsenin özel hayatına girmeyelim.. Tabii ki kimseye haksızlık etmeyelim..
Ama, Deniz Baykal’ın Seyfi Dede’yi aradığı, arkasından da Seyfi Dede’nin Fulya Hanım’ı aradığı, devamında da Deniz Baykal’a dönüp, Fulya Hanım’la görüşmesini rapor ettiği, sonrasında tekrar görüşme zemini aranması konusunda mutabık kaldıkları açık iken, Fulya Hanım bu olayı nasıl normal görebiliyor?
Kendisi sadece hukuki bilgileri vermiş olsa bile, kendisinden kanaat ve eğilim araştırması yapıldığı hususu net olarak ortaya çıktığına göre, Seyfi Dede’yi ayıplayıcı bir ifadeden kaçınıp, niçin basın mensuplarını suçluyor?
Öyle ya.. Bu işte yanlış yapan varsa.. İlk olarak hukuk doktoru unvanlı Deniz Baykal’a aittir bu yanlış.. Sizinle temas kurulmasını istemiş.. Sözümona prosedürü sordurmuş size.. Oysa kendisi, hukuk doktoralı bir avukat..
Ama avukatlığı, sadece Ergenekon ile sınırlı olmalı ki; Anayasa Mahkemesi’nde açılacak davanın prosedürünü bile bilmiyor. Size sorduruyor!
Yoksa, biliyor da, bilmezlikten gelip, sizden gizli bilgileri mi almaya çalışıyor, Fulya Hanım?..
Hayır Fulya Hanım.. Direnmeyiniz.. O davadan çekiliniz..
“Benim üzerimden yapılmak istenen, mahkeme üyelerinin eğilimlerini öğrenme girişimi, yanlıştır.Ayıptır.Hukuka aykırıdır. Deniz Baykal’ı da, Seyfi Oktay’ı da kınıyorum” demelisiniz Fulya Hanım.
Onu dedikten sonra belki; “Basın mensupları da, yanlış yapmıştır” diyebilirdiniz.
Ama siz, iki siyasetçiye toz kondurmuyorsunuz.Sizin üzerinizden, mahkemedeki üyelerin eğilimlerini, kanaatlerini araştırmaya kalkışanları tek kelime ile ayıplamıyorsunuz..
Gazetecilere suçlama yöneltiyorsunuz.
Olmuyor Fulya Hanım, olmuyor..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT