Baykal, ah Baykal!
Baykal çırpınıyor.. Ama nafile, Gül’ün süresi 5 de olsa, 7 de olsa bundan Gül, Erdoğan ve AK Parti kazançlı çıkar, CHP değil..
Baykal nereye giderse gitsin, kafasını hangi taşa vurursa vursun, kendini küçük düşürür sadece.
Baykal’ın bu ihtirası, öfkesi varken ona başka bir rakip gerekmez.. “Rejim krizi” hayali, onu daha da yalnızlaştırır..
Erdoğan çok şanslı, Baykal ise biçare, her sözü, her işi ayağına dolanıyor.. Geçmişi ile gurur duyamıyor, gelecek hayali kuramıyor..
Baykal’ı kahreden son olay yine kendi geçmişinde gizli. Gül’ün görev süresi 7 yıl olacak, çünki bunu CHP istemiş ve AYM karar vermiş.
Şimdi aksi mümkün mü? Buyurun o yolu da deneyin.. Kendinizi inkar edin. Ergenekonun avukatlığı gibi bir kere daha kendinizi gülünç duruma düşürün.. AYM’nin itibarını ayaklar altına alın..
Bu iş böyle olmayacak. Baykal, elifbe’den başlasın.. Bu kapıda kendine ekmek yok.. Ya partisi ile birlikte buharlaşıp gidecek, ya da “eskiyi unut, yeni yolu tut, gençliğe umut, sen ol çocuğum” diyeceksiniz. Bu dizeleri hatırladınız mı sayın Baykal..
Baykal’ın Adrenalin’i çok yüksek.. Biraz sakinleşmesi gerek.. Bu da biraz doktoruna düşüyor sanırım.. Ya da yakın çevresinin Baykal’a “One minute” demesi gerekir. “Bu gidiş nereye” diye uyarması gerekir..
Aslında Bahçeli ile ilgili “ruh ikizi” tanımı da önemli.. Sakın bu iki hareket de, soğuk savaşın bize mirası olmasın.. Sağ ve sol! Düşman kardeşler.. Aynı ülkenin çocukları birbirini kıracak, bir el de gelip onları kurtaracaktı.. Muhtaç olduğumuz derin gerçek MGK arşivinde ve kozmik odada saklı olsa gerek..
Bunlar, dışarıdan bakıldığında nasıl bir görüntü verdiklerinin hiç farkında değiller sanki..
İslâm dünyası Türkiye’de yaşananlara bakıp, bunların, İsrail’in Siyonistlerin işi olduğunu düşünüyor. Batıdan bakanlar ise, demokrasi karşıtlığı ile yorumluyor yaşananları..
Türkiye tecrübesi, İslâm dünyasında mevcut siyasi iktidarlar üzerinde ciddi bir baskı uyandırıyor..
Aceba, bazı muvazzaf subaylara yönelik suçlamaların onda biri, AK Partili il başkanları, belediye başkanları, milletvekillerine yöneltilseydi, Baykal ne yapardı.. CHP’liler, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına sahip çıktıkları gibi, AK Partililere de sahip çıkarlar mı idi?
Yargıtay, Danıştay Başkanları, HSYK üyeleri, mesela 28 Şubat’ta o kadar olay olurken nerede duruyorlardı? Bugün Başbuğ, ordu içinde petrol kaçakçılığı yapanlar olduğunu söylüyor, son ses kayıtlarından birinde. Peki bu iddiaları ciddiye alan var mı yargıda.. Soruşturma açan var mı?
Kamu ihalesine giren petrol şirketleri, resmi fiyatın altında teklif verirken bunu soruşturan kimse var mı? Peki bu hukuk ihlalleri karşısında HSYK ne yapıyor?.. Ya da muhalefet niçin susuyor?.. Tabii iktidar niye bu olayların üzerine daha ciddi, sıkı ve kararlı bir şekilde gitmiyor?
Erzincan 3. Ordu Komutanına isnat edilen suçlar, Erdoğan’a isnat edilseydi, Baykal ya da CHP ne yapardı?
Çiller zamanında Karadayı; Çiller’e, kendine gönderilen fax mesajlarını göstermiş, hesap sormuş.. Bugün ortaya çıkıyor bunlar.. Soruşturan var mı? Hani CHP telefon dinlemelere karşı idi.. İrticai eylemlere karışan bazı kişilerin MGK koridorunda görüldüğü iddiası var Kılıç’ın Genel Sekreterliği döneminde; Baykal bu olayların üzerine gidebilir mi?
Peki Baykal kimdir? En can alıcı soru şu: Derin gerçek, Kozmik odada gizli olabilir mi?
Baykal partisinin geleceğini görmek istiyorsa, ona bir önerim var: Bundan sonraki oda seçimlerini izle. Orada mini bir referandum var. Bakın bakalım kim, kaç oy alıyor?..
Bakın bakalım kaç yazar sizi destekliyor.. Kim onlar.. Kaç kişi okuyor onları ve toplumsal tabanları ne? Sahi Mediada kaç kişi kaldınız!..
Zaten millet “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” diyor artık. Birtakım yazarların sizi savunması, birilerinin sizi eleştirmesinden daha çok zarar verir size..
Yani “dostlarınız bile” sizin yıkımınız için çalışıyor aslında, bu anlamda..
Baykal ne kadar çok konuşursa bundan sonra Erdoğan ve AK Parti o kadar çok kazanır. Tabii AK Partililerin sinirleri dayanırsa..
İyi gidiyor iyi.. Bu kadar engellemeye rağmen, birilerine rağmen Türkiye’de iyi şeyler oluyor..
Her şey biz yaşarken ve bizim gözlerimizin önünde oluyor. Bizler tarihin yaşayan tanıklarıyız..
100 yıllık bir geçmişin hesabını görmek o kadar kolay değil elbette..
Baykal Ergenekonun avukatlığına, darbecilere arka çıkmaya devam etsin, Bahçeli tehdit etmeye devam etsin.. Gelişmeler doğru yönde ve ileri doğru..
Sahi Baykal’ın 3. Ordu Komutanı ile ilgili sözleri neydi öyle. Ergenekonun avukatlığını, darbe savunuculuğunu geçtik, o meşhur petrol şirketinin reklamındaki gibi “Nayır, nolamaz, 3. Ordu Komutanı söylüyor, nasıl ninanamazsın!” Taraf can damarından yakalamış..
Ne demişler; “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim..” Baykal’ın kim olduğu ve CHP’nin kime ve neye hizmet ettiği de böylece ortaya çıkmış olmuyor mu?
CHP’nin yaptığını AK Parti yapsaydı, Yalçınkaya ne yapardı, Çağdaşlar, Atatürkçüler ne yapar, ne derlerdi, bir düşünsenize..
Keşke CHP’liler ve Baykal, Erdoğan ve AK Parti olmasa bile, bu saatten sonra sıranın kendilerine gelmeyeceğini hiç düşünmüyorlar mı aceba? Yaptıkları ile aslında kendileri hakkındaki derin şüpheye ilişkin kanıtları da da artırdıklarının farkında değiller gibi sanki.. Selâm ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT