Yılmaz Bilgen / Al Jazeera

Hatay'ın Yayladağı ilçesinin karşısında, sınırdaki 100 kilometrelik hattın Suriye tarafında yer alan Bayırbucak bölgesinde yoğun olarak Türkmenler yaşıyor. Tamamı dağlık alan olan Bayırbucak'ta 2012'den bu yana Esed rejimine karşı savaşan Türkmenler, halen 37 köy ve kasabanın kontrolünü ellerinde tutuyor. Aynı bölgedeki 14 Türkmen köyü ise Esed rejimine bağlı birlikler tarafından kontrol ediliyor.

Bayırbucak’ta savaşan Türkmenler tarafından oluşturulan 2. Sahil Tümeni Komutanı Ahmet Arnavut ve bölgenin en büyük Türkmen tugaylarından Sultan Abdulhamid Tugayı Komutanı Ömer Abdullah’la bölgedeki son durumu konuştuk.

Albay Ahmet Arnavut, Bayırbucak’ta son dönemde önemli bir hareketlilik yaşandığına dikkat çekti. Türkmen Komutan, rejimin bu bölgede ilerlemesi durumunda, Türkiye’nin Şam yönetimiyle yeniden uzunca bir hatta komşu olmak zorunda kalacağını, bu durumun da tıpkı Tel Abyad, Kobani, Kamışlı ve Afrin bölgelerinde olduğu gibi Türkiye’nin güvenliğini ‘tehdit eden terör faaliyetlerine’ zemin hazırlayacağını ve sonuçlarının ‘felaket’ olacağını savundu.

"Mihraç Ural'ın örgütü, PKK-PYD kadar tehlikeli"

Ahmet Arnavut, Hatay'lı Mihraç Ural'ın yönettiği "Suriye Direnişi (Mukaveme Suriyye)" adlı örgüte dikkat çekti ve bu örgütün, PKK’nın Suriye kolu PYD benzeri ‘bir terör grubu’ olduğunu savundu:

“2013 yılı Mayıs ayının ilk günlerinde Akdeniz kıyısında yer alan ve Tartus iline bağlı olan Banyas ilçesinde ve bir kaç gün sonra Reyhanlı’da büyük çaplı katliamlar gerçekleştiren Mukaveme Suriyye Örgütü, Hatay nüfusuna kayıtlı Mihraç Ural tarafından yönetilmekte. Bu örgüt İran’lı Şii milislerin desteği ile Yayladağı bölgesini ele geçirmek istiyor. Şu an sadece sınır kasabası Keseb ellerinde. Ancak sürekli taarruz ve sızmalarla ilerlemek istiyorlar. Esed yönetimi, Türkiye’yi kendi ülkesinde başlayan ve devam eden savaşın sorumlusu olarak görüyor. Suriye'de büyük oranda iktidarı kaybeden Baas rejimi, Türkiye’yi de terör silahı ile vurmak istiyor. Tıpkı Kobani, Tel Abyad, Kamışlı ve Afrin örneğinde Türkiyeli Kürtlere olduğu gibi sınırın Türkiye tarafında yaşayan Alevi nüfusu kışkırtmak hatta silahlandırarak kargaşa çıkarmak için var güçleriyle çalışıyorlar.”

2. Sahil Tümeni Komutanı Ahmet Arnavut Kobani, Tel Abyad ve Haseke’de PYD’nin IŞİD’e karşı yürüttüğü savaşta Mihraç Ural’a bağlı Mukaveme Suriyye militanlarının PYD’lilere destek verdiğini ve bunu resmen ilan ettiklerini söylüyor.  

'Türkmen Ordusu projesi heyecan verici'

Geçtiğimiz günlerde Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa tarafından yapılan açıklamada, "Türkmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yeni işgallerin yaşanmaması için Türkmen Ordusu kurulacağı" duyurulmuştu. Konu ile ilgili Ahmet Arnavut şu bilgileri verdi:

“Suriye’de Türkmen nüfusun en yoğun yaşadığı Halep kırsalında yer alan yüzlerce köy ve kasaba IŞİD işgali altında. Yine 300 binden fazla Türkmen’in yaşadığı Humus bölgesinde tüm Türkmen yerleşim birimleri Şam rejiminin elinde. Tel Abyad bölgesinde yer alan Türkmen köylerinde ise PYD kontrol alanını genişletmeye devam ediyor. Türkmenler diğer mağdurlar gibi büyük bedel ödemeye devam ediyor. Biz, hiçbir ayrılık fikri gütmeden bundan sonrası için böyle bir ordu oluşumunu destekliyoruz. Ancak, bu projenin başarı şansı, sahadaki uygulama ve nitelikli destekle mümkün olabilir. Sağlıklı koşullar oluşması halinde bu orduya 3 bin askerle destek olmaya hazırız. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin, soydaşlarının yeni ve daha büyük mağduriyetler yaşamaması için gereken adımları mutlaka atacağına inanıyoruz.”

‘Lazkiye’ye yürümek zorundayız’

Halen 100 binden fazla Türkmenin yaşadığı Lazkiye bölgesinde bulunan ve Türkmen Dağı (Bayırbucak) cephesinin önemli grupları arasında yer alan Sultan Abdulhamid Tugayı Komutanı Ömer Abdullah ise, Lazkiye’ye yürüyüp Esed’i evinde devirdikleri takdirde savaşın tüm seyrinin değişeceğini söyledi:

“Şayet Suriyeli direniş grupları bundan sonrası için yönlerini Lazkiye’ye daha kararlı biçimde çevirirse savaşın seyri yüzde yüz değişecektir. Rejim dört yıldır savaşı hep evinden uzakta ve toplu katliamlar yaparak sürdürdü. Lazkiye onun can damarı ve Baas rejiminin adı konulmamış başkentidir. İdlib’in sahil bölgesine yakın ilçesi Cisr Şuğur'un Fetih Ordusu tarafından ele geçirilmesinden sonra mücahitler o yönde ilerleme iradesini ortaya koydular. Şimdi hepimiz sağlam bir ittifak kurarak bu iradenin uygulamaya dökülmesi için harekete geçmeliyiz.”

‘Lazkiye ile aramızda 25 kilometre mesafe var’

Sultan Abdulhamid Tugayı Komutan Abdullah, Suriye’nin Akdeniz şeridinde yer alan Bayırbucak bölgesi ile güneyindeki Lazkiye il merkezi arasında sadece 25 kilometre mesafe olduğuna dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şayet bölgedeki Kürt, Arap ve Türkmen muhalif gruplar ittifak edebilirse, önce Lazkiye çevresinde yer alan Esed’in köyü Kardaha ve sonra Lazkiye’nin tamamı bir kaç hafta içerisinde özgürleştirilebilir. Şu an kontrolümüzde olan Avanlı cephesinin Lazkiye merkezinden uzaklığı sadece 25 kilometre. Bu yol yürünmez bir yol ve kapanmaz bir mesafe değil. Bundan sonrası için korkulu rüya görmek istemiyorsak mutlaka güçlü işbirlikleri yapmamız gerekiyor. Bölgenin daha fazla istikrarsızlaşmasından medet uman PYD ve Mukaveme Suriyye gibi terör örgütlerine fırsat vermemek için Suriye’nin bütünlüğünü savunanlar işbirliği yapmak zorunda. Bu gerçek anlamda Esed’in sonunu getirecek adım olur. Gerçekten hepimiz çok yorulduk ancak geri dönülmez bir yola girdiğimizin de farkındayız. Sadece özgürlüğümüzü alarak evlerimize döneceğimizi herkes bilmeli.”

Ömer Abdullah, Bayırbucak’ta en tehlikeli gelişmenin Türkmenlerin yardımsız kalarak sınırın tel örgülerine akın etmesi olacağını ve bu ihtimali düşünmek bile istemediklerini de sözlerine ekledi.

Bayırbucak’ta 13 farklı Türkmen grubu savaşıyor. Bu grupların çoğu geçtiğimiz Haziran ayı içerisinde genel komutanlığına Ahmet Arnavut’un getirildiği 2. Sahil Tümeni çatısı altında birleşti.