Batı’nın Sosyolojik Silahı: Toplumsal Cinsiyet Çeşitliliği
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesi din, toplum, aile, kültür, gelenek, fıtrat gibi kavram ve kurumlara savaş açan bir ifsad hareketidir.”
Günay Bulut, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesi üzerinden cinsiyet çeşitliliğinin normalleştirilmesi ve yaygınlaştırılması çabalarına dikkat çekiyor.
Batı’nın Sosyolojik Silahı: Toplumsal Cinsiyet Çeşitliliği
Avrupa Birliği’nin zihinsel ortaklık için Türkiye’ye dayattığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (TCE) politikası yalnızca, kadına uygulanan şiddetin önlenerek kadın ve erkeklerin eşit haklı bireyler haline getirilmesinden ibaret değildir. Proje, cinsel yönelim, farklı aile modelleri, farklı partnerler ve şiddet gibi kavramlarla toplumları dönüştürmeyi hedefler.
Toplumsal cinsiyet fikri, ilahi yahut toplumsal tüm ölçütleri reddederek insanın sınırsız heva ve hevesinin belirlediği normlarla bireyi kutsar. Sonsuz özgürlük, sonsuz bencillik, sonsuz haz ve kısıtlı sorumluluk vaat ederek toplumu çözer. Bu proje, kültür ve nesil aktarımında üretici birim olarak gördüğü geleneksel aileyi değiştirmeyi hedeflemektedir. Bu anlayışa göre çocuk sahibi olmak, düşkün aile bireylerinin bakımını üstlenmek, aile için fedakarlık yapmak gibi sorumluluklar kendini gerçekleştirmek önünde bir engeldir ve bu uğraşların ekonomik karşılığı yoktur.
(…)