Batı Şeria sakinleri: "Başka bir Gazze'de yaşıyoruz"
İşgal güçleri Batı Şeria'da gerçekleştirdikleri saldırı esnasında bölgedeki hastaneleri ablukaya aldı, ambulansların yaralılara ulaşmasını engelledi.
Katil İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler Cuma günü, katil İsrail'in mülteci kamplarına düzenlediği baskının sonucu karşısında yaşadıkları şoku ve umutsuzluğu dile getirdi: Kurşunlarla delik deşik olmuş duvarlar, yıkılmış evler, yok edilen altyapı ve beton yığınları.
Tulkerm kentindeki Nur Şems kampında yaşayan Nayif Elacme, Perşembe günü geç saatlerde sona eren yıkıcı İsrail baskınının ardından kamptaki hasarı incelerken, “Özellikle mülteci kamplarında yaşayanlar farklı bir Gazze'deler” dedi.
Çarşamba günü işgal güçleri Nur Şems de dahil olmak üzere birçok Batı Şeria kenti ve mülteci kampına geniş çaplı bir saldırı başlattı.
İşgal ordusu ve Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre baskınlarda şu ana kadar en az 19 Filistinli hayatını kaybetti.
Ölenlerin büyük kısmını topraklarını İsrail işgaline karşı korumaya çalışan Filistinli direnişçiler oluşturuyor.
İşgal ordusu saldırının başladığı ilk vakitlerde operasyon planladığı bölgelere buldozerler göndererek yol ve altyapıyı tahrip etti.
Mahmud Abbas yönetimine bağlı belediye ekipleri şimdilerde İsrail'in saldırısında geride kalan moloz yığınlarını kaldırmakla meşgul.
Nur Şems kampının bir başka sakini Nebil Ebu Şala, “Bugün tıpkı Gazze gibiyiz, savaş olsun ya da olmasın... ama biz kararlıyız ve Gazze halkı da kararlı” ifadelerini kullandı.
Yaşadığı binanın zemin katında bir dükkan işleten Fuad Kanuh, baskın sırasında vurulduğu anlaşılan gaz tüplerinin patladığını söyledi.
Dükkandaki hemen her şey yanmış ve kullanılamaz durumda, ancak bu Kanuh'u dükkanını temizlemekten ve bulabildiği sağlam kalan eşyaları toparlamaktan alıkoymuyor.
İşgal ordusunun, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi'nin kontrolü altındaki bölgeler olan Batı Şeria şehirlerine ve mülteci kamplarına girmesi resmi olarak yasak.
Topraklarını savunan direniş grupları üzerinde baskı kurmak isteniyor
Nur Şems kampı düzenli olarak İsrail baskınlarının hedefi olmuştur.
Kamptaki silahlı grupların üyeleri artık kimliklerini gizlemek için yüz maskesi takmıyor, çünkü kendilerini “yaşayan birer şehit” olarak görüyorlar.
Filistinli direnişçiler sık sık İsrail zırhlıları, keskin nişancılar ya da insansız hava araçları tarafından hedef alınıyorlar.
Ancak İsrail tarafından hedef alınmanız için direnişçi olmanıza ya da silah taşımanıza gerek yok. İsrail güçleri geçtiğimiz dönemde birçok defa Batı Şeria'a silahsız sivilleri de hedef aldı. Hatta İsrail işgal güçleri tarafından öldürülenler arasında kadın ve çocuklar da var.
Batı Şeria'da gerek silahlı Yahudi çeteler gerekse işgal ordu güçleri tarafından Filistinlilere yönelik uygulanan şiddet 7 Ekim'den bu yana daha da arttı.
Yine de Batı Şeria'nın 1967'den bu yana düzenli olarak İsrail tarafından uygulanan şiddet olaylarına sahne olduğunu eklemek gerekli.
Birleşmiş Milletler, 7 Ekim'den önceki 10 ay içinde Batı Şeria'da işgal askerleri ve silahlı Yahudi çeteler tarafından öldürülen 200 Filistinliyi kaydetti ki bu rakam, 2005 yılında bu tür verileri derlemeye başladığından beri böylesi bir dönemdeki en yüksek rakamdı.
Asıl dikkat çekici noktaysa BM verilerine göre 7 Ekim'den bu yana bölgede 640 Filistinlinin işgal güçleri ve Yahudi çeteler tarafından hayattan koparılmış olması. Bu, resmi olarak savaşta olmayan bir bölge için oldukça yüksek bir rakam.
Batı Şeria'da üç milyon Filistinlinin yanı sıra uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilen yerleşimlerde yarım milyon Yahudi yaşıyor.
AFP'ye konuşan bir direnişçi Ebu Muhammed, “İşgal güçleri altyapıyı tahrip etti, yolları, mülkleri ve arabaları tahrip etti” dedi.
“Camiyi bile yıktılar ve tahrip ettiler.”
Yakınlardaki Tubas kentinde bulunan El Fara mülteci kampında, Komünist Halk Partisi Merkez Komitesi üyesi Muhammed Mansur, Çarşamba günü İsrail baskını sırasında öldürülen dört Filistinlinin cenaze törenine katıldı.
Mansur, “Burada da direniş üzerinde baskı kurmak için birçok katliam ve bombalama gerçekleştirdiler” dedi.
Öldürülenlerin Filistin bayraklarına sarılı naaşları toprağa verilirken “Halkın direnişe sırt çevirmesini istiyorlar ama bu olmayacak” dedi.
Cenazeler defnedilmeden önce bir cenaze alayıyla kampın içinden geçirildi ve yas tutanlar İsrail buldozerlerinin henüz yerle bir ettiği sokaklarda yürüdü.
Tören alayı ilerlerken otomatik tüfekleri taşıyan gençler havaya ateş açtı.
HABERE YORUM KAT