1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Batı, Rusya, İran ve Arap diktatörlükleri Suriye devrimiyle boylarının ölçüsünü aldılar!
Batı, Rusya, İran ve Arap diktatörlükleri Suriye devrimiyle boylarının ölçüsünü aldılar!

Batı, Rusya, İran ve Arap diktatörlükleri Suriye devrimiyle boylarının ölçüsünü aldılar!

Muhammed Jamil, Suriye'de yaşanan devrimin Batılı ülkelerin ve Rusya-İran'ın tüm hesaplarını boşa çıkardığını vurgularken Arap diktatörlüklerinin ise içine düştüğü zelil duruma dikkat çekiyor.

16 Aralık 2024 Pazartesi 12:30A+A-

Muhammed Jamil / Middle East Monitor

Değişim yolunda iradeye sahip olmak

Yeni Suriye'deki geçiş yolu uzun ve çetrefilli olup sebat ve sabır gerektirmektedir. Bu rejim elli yılı aşkın bir süredir Suriyelileri boğuyor ve bu süre zarfında on binlerce kişiyi tutukladı, işkence etti ve öldürdü. Esed rejimi şehirleri yok etmek, sakinlerini yerlerinden etmek, yöneticisini bir ilah haline getirerek varlığını korumak için en korkunç suçları işledi.

Suriye devrimi, başarılı devlet kurumları inşa etmek ve devrilen rejimin mirasını silmek için halkın iradesini güçlendirecek büyük fedakârlıklarla birlikte zor ve sancılı bir süreçten geçecektir. Suriye halkının çektiği acılar hakkında hiçbir şey bilmeyenler, onların ortaya irade koymakta zorlanacağını varsaymaktadır; oysa tam tersine devrimonları her düzeyde adaleti sağlama ve gerçek bir adalet sistemi inşa etme konusunda daha istekli hale getirecektir.

Suriye'de yaşanan iktidarın normal yollarla yapılan seçimle ele geçirilmesi değil bir devrimdir. İntikam, öfke, tereddüt ya da duygusallıktan uzak, katı bir hesap verebilirlik sistemini benimseyerek arzu ettikleri devleti inşa etmek üzere sosyal, ekonomik ve siyasi yapıda kapsamlı bir değişime doğru ilerleyen Suriye halkı için tarihi bir dönüm noktasıdır.

Devrimcilerin herkesi hayrete düşüren adımlarından biri, kurumların işlerini yönetmek ve çöküşünü önlemek için devrilen rejimin bakanlarını birkaç gün görevlerinde tutmaları olmuştur. Bazıları bu kararı geçmişte işlenen suçların görmezden gelindiği şeklinde değerlendirerek yanlış yorumladı. Bar olan sistemin değişmesi için sistem içindeki aktörlerin sorumluluğu gün yüzüne çıkartılmalı ve Suriye’yi nasıl çöküşe götürdükleri ortaya serilmelidir. Başta Başbakan olmak üzere bu kişiler her an soruşturmaya, sorgulamaya ve hesap vermeye tabi olacaklardır. Bazıları suça karışmış olabileceğinden ya da başkalarının suç işlediğine dair kanıtlara sahip olabileceğinden bu kişiler tamamen masum değildir.

Devrilen rejime onlarca yıl hizmet etmiş olan herkes, yeni devlet kurumlarına her ne koşulda olursa olsun sızmalarını önlemek ve vatandaşlarına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutmak için derinlemesine soruşturmaya tabi tutulacaklardır. En üst düzeyden gelen emirleri yerine getirdiklerini iddia ederek işin içinden sıyrılamazlar çünkü emrin meşruiyeti kaynağından değil emre konu olan kişinin doğasından kaynaklanır. Suç işledilerse emirleri uygulayanlar bunu uygulamaktan sorumlu olacaktır.

Esed rejimini kökünden söküp atmak, onu temsil eden partiler, kulüpler, dernekler ve kurumlar da dahil olmak üzere tüm siyasi cephelerden kurtulmak anlamına gelir ve bunların hepsinin bir an önce feshedilmesi ve el konulması gerekir.

Savaş ve devrimlerin ardından kurulan uzun ömürlü demokrasiler, iktidar partilerini feshetmiş, mallarına el koymuş ve Nazi Partisi'nde olduğu gibi figürlerinin siyasi hayata katılmalarını engellemiş ve onları olağanüstü yargılamalara tabi tutmuştur. Aynı şekilde Baas Partisi ve rejimin çirkin imajını güzelleştirmek için kullandığı resmi siyasi partilerin kaderi de aynı olmalıdır.

Liderlerinin ve üyelerinin kaçmasıyla hızla çöken güvenlik ve askeri kurumların yeniden inşası acil bir meseledir. Suriye halkının çok sayıda birbirinden farklı güvenlik ve askeri kuruma ihtiyacı yoktur. Kendi işlerini yürütecek, emniyet ve güvenliklerini sağlayacak bir güvenlik aygıtına ve dış tehditlerden korunmalarını sağlayacak tek bir askeri kuruma ihtiyaçları var.

Suriye devriminin varlığı ve uluslararası forumlarda temsil edilmesi, ABD ve müttefiki İsrail'in şu anda yaptığı gibi ister siyaset ister güç yoluyla olsun, Suriye halkı üzerinde vesayetlerini dayatmaya çalışan birçok güçle yüzleşmeyi gerektiren bu aşamada büyük önem taşıdığından iç kaygılar dış kaygılardan daha önemli değildir.

BM'nin eski rejime karşı aldığı kararların Suriye devleti ve Suriyeliler üzerinde herhangi bir etkisi olmaması gerektiği vurgulanmalıdır. Birleşmiş Milletler, rejimin firari isimlerinin peşine düşme konusunda ciddi ise, onları tutuklamak için çalışmalı ve Suriye halkının çalınan ya da uygulanan yaptırımlar nedeniyle el konulan servetini geri almak için çalışmalıdır.

Çeşitli uluslararası mekanizmalar Suriyeliler için uzun vadede adaletin sağlanmasına yardımcı olabilir ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gerekli soruşturma, kovuşturma ve hesap verebilirliğin sağlanması için bir seçenek olarak görülebilir. Ancak bu seçenek işlenen çok sayıda suçu soruşturmak için Mahkeme'nin yavaşlığı ve yetersizliği sebebiyle uygulanabilirliği tartışmalıdır.

Bu nedenle, devrilen rejim tarafından işlenen çeşitli suçları kovuşturmak üzere bir özel yetkili uluslararası ceza mahkemesi kurulması için çalışmak zaman alsa dahi daha iyi bir seçenek gibi görünmektedir.

Uluslararası adalet yolu önemlidir ancak bunun onaylanması örgütlenmesi ve faaliyete geçmesi uzun zaman alır. Bu nedenle ulusal yargı ister faillerin huzurunda ister gıyabında olsun suçların kovuşturulmasında mümkün olduğunca öncü role sahip olmalıdır. Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı'ndan (INTERPOL) da, başta kasap Beşar Esed olmak üzere tüm suçlulara karşı kırmızı bülten çıkarması acilen talep edilmelidir.

Şam'daki yeni yetkililer Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve çeşitli uluslararası örgütlerle iletişim kurarak Suriye'deki yeni gerçekliği anlatmalı ve Suriye halkını ve çıkarlarını temsil ettiklerini açıklamalıdır. Uluslararası pozisyonlarını, özellikle de devrilen rejimin işlediği suçların ortaya çıkarılması ve belgelenmesi, bu suçları işleyenlerin yargılanması ve İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarının reddedilmesi konularında işbirliği yapılması gerektiğini duyurmaya başlamalıdırlar.[1]

Suriye topraklarının bütünlüğünün vurgulanması ve bir azınlığın çıkarlarını koruma bahanesiyle ülke coğrafyasının bir bölümünün tanınmış silahlı gruplar tarafından kontrol edilmesine son verilmesi de önemlidir. Sadece bu da değil aynı zamanda yabancı güçleri, özellikle de on yıllardır ülkenin zenginliklerini yağmalayan ABD’yi ülkeden kovma konusunda ısrarcı olmak da çok önemlidir.

Arap rejimlerinde çeşitli egemen sistemler Şam'da yaşananlardan hoşnut olmadılar ve Suriye'deki mevcut durumdan korktular. Bu hassas aşamada Suriye halkına yardım eli uzatmak için tek bir ciddi adım atılmadan en azından gizli hapishanelerin ve toplu mezarların ortaya çıkarılması ve bulunması için tekrarlanan yardım çağrılarına yanıt verilmeden orada burada ürkek açıklamalar yapıldı. Peki, yeniden yapılanma ve kamu tesislerinin yeniden çalışmaya başlaması için modern teknolojinin sağlanması konusunda yardım talebine verilecek yanıtın ne olacağını bir düşünün.

Arap rejimlerine hiçbir konuda güvenilemez, çünkü on üç yıldır rejim ve müttefikleri tarafından işlenen katliamları hiçbir şey yapmadan izliyorlar. Mülteci durumuna düşen milyonlarca Suriyeliyi bile hoş karşılamadılar.

Suriyeli mültecileri kabul etmek zorunda kalan bu rejimlerden bazıları onları çorak çöllerdeki kamplara yerleştirerek korkunç muamelelere maruz bırakmış böylece onları tehlikeli kitlesel göç yolculuklarıyla denizler üzerinden Avrupa'ya kaçmaya zorlamıştır.

Suriyelilerin tek istediği bu rejimlerin kötülüklerini ve hilekârlıklarını kendilerinden esirgemeleridir. Mısır, Yemen, Tunus ve Sudan'da yaşananların tekrarlanmasının bir faydası olmayacaktır, zira mevcut diktatörlükler altında acı çeken halklar tiranlarıyla uğraşacak ve yakında iradelerini birleştirip sözlerini söyleyeceklerdir. Bu tiranların komşu ülkelerde gerçekleştirdikleri tüm korkunç eylemler er ya da geç onlara geri tepecektir.

Suriye devrimini şeytanlaştırmak, imkân ve zenginliklerini kontrol etmek ve yağmalayan Batı ve müttefiklerine gelince; İran ve mezhepçi milisleri ile Rusları Suriye halkı arasında yolsuzluk, yıkım, yerinden etme ve öldürmeyi yaymak için bırakanlar; akıllarını başlarına almalı ve yeni Suriye devletine kendileriyle eşit bir devlet olarak ellerini uzatmalıdırlar. Terörizmle mücadele ediyormuş gibi yapmaktan vazgeçin. Suriye'nin içinden geçmekte olduğu geçiş sürecini engellemek için Suriye devriminin önemli bir fraksiyonunu terör listelerinde tutmak aptalca bir oyundur.

Suriye halkının yaşadığı tüm felaketler ve acılar gelecekteki devletlerini inşa etmek ve onlarca yıldır özlemini duydukları özgürlük, adalet ve eşitliğe ulaşmak için bir geçiş aşaması çizerken hafızalarında her zaman canlı kalacaktır. Kuşkusuz Suriye halkı, tüm gruplarıyla birlikte arzuladıklarına ulaşmak için güçlü bir iradeye ve keskin bir vizyona sahiptir!

 

[1] Bu yazı Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen işe HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani'nin Şam'da gerçekleştirdiği görüşmeden önce yazılmıştır.

Muhammed Jamil tarafından Middle East Monitor’de yayımlanan bu makale Haksöz Haber tarafından özetlenerek çevrilmiştir.

Etiketler : , , , ,

HABERE YORUM KAT

1 Yorum