Başörtüsü yasakçısı Baro’ya kırmızı kart
İstanbul Barosu yönetiminden bir grup avukat, Başkanları Ümit Kocasakal öncülüğünde, daha bir hafta önce, bir otelde düzenlenen paneli basmak istemiş, kapıların kapatılması üzerine zorlayarak toplantı salonuna girmiş ve ellerindeki kırmızı kartları, salondaki konuşmacılara göstermişlerdi.
Bir hafta önceki eylemde olduğu gibi, hemen her platformda Baro adına konuşma yapmayı çok seven Ümit Kocasakal, ne hikmetse dün piyasadan kayboldu..
Niye?
Çünkü stajyer avukatlara Baro’nun uyguladığı başörtü yasağı eleştirilere konu olmuştu..
Gazeteciler, Baro başkanının, “başörtü yasağı” konusundaki görüşünü merak ediyorlardı..
Her konuşmasında “özgürlükler, temel haklar, insan hak ve hürriyetleri” diyen Kocasakal, stajyer avukatların başörtülü olarak eğitim görmesini önleyen uygulama için, acaba ne diyecekti?
Herkes Kocasakal’ın görüşünü merak ededursun..
O, yardımcısı aracılığı ile cevap verdi..
Başkalarından hak talep ederken en önde..
Ama, başkanı olduğu Baro’dan bir hak talebinde bulunulduğunda, hemen yardımcısının arkasına saklanıyor.. Hatta hepten ortalıktan kayboluyor..
Niye bu kadar korkuyorsun Kocasakal?
Altı-üstü, üniversitede kalktığında (elhamdülillah) hiçbir sorun yaşanmayan başörtü engelinin, serbest bir meslek olan avukatlık öncesindeki stajda da kaldırılması isteniyor.
Çıkıp cevap versene.
“Duyduk sesinizi. Veriyoruz hakkınızı” desene..
Niye saklanıyorsun?
Niye ortadan toz oluyorsun?
Ne dediğini bilmeyen, bir dediğini iki cümle sonra inkâr eden yardımcınla, insanları niye oyalıyorsun?
Bak ne diyor yardımcın: “Bizim türbana ilişkin bakış açımızı belirleyen tek unsur, cübbeyle türbanın bir arada olmayacağıdır”
Senin üniversitedeki ağababaların da öyle diyordu bay yardımcı..
“Bizim için tek unsur, üniversite ile başörtünün birarada olamayacağıdır” diyorlardı.
Bak bugün, üniversite ile başörtü birarada.
Pekâla olabiliyormuş demek ki!..
Ne üniversiteye bir zarar geldi..
Ne de başörtü, takmak istemeyenlerin de başına geçti!
Herkes özgür.
Herkes istediği gibi giyiniyor.
Ama Silivri’deki darbecilere sınırsız özgürlük isteyen İstanbul Barosu..
Darbecilerin avukatlarına, “savunma hizmeti” adı altında 24 saat hizmet vermek için, Silivri’ye minibüs kaldıran İstanbul Barosu.. Sırf bu iş için üç tane minibüs satın alan İstanbul Barosu..
Savunma mesleğine adım atacak stajyerleri, en temel haklarından mahrum ediyor.
Başlarındaki örtüye karışıyor.
“O örtü ile, buraya gelme” diyor..
“O örtü ile, sana ruhsat vermem” diyor..
“O örtü ile, sana avukatlık yaptırtmam” diyor..
Daha bir hafta önce, “Cübbemize ve vatandaşın hakkına hukukuna sahip çıkıyoruz” diyerek, ellerinde kırmızı kartla, otel toplantısını basarken, şimdi başörtülülerin cübbe hakkına kısıtlama getiriyorlar.. Vatandaşın, başörtülü avukat seçme hakkına sınırlama getiriyorlar..
Bir hafta içinde, birbirine taban tabana zıt iki farklı davranışa imza atıyorlar..
O zaman benim de bir önerim var..
Arabuluculuk çalıştayı yapılırken, Ümit Kocasakal önderliğinde, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve bir grup avukat, ellerinde kırmızı kartlarla, otelin önüne gelmişlerdi ya..
Kilitlenen kapıyı zorlayıp, tekmelemişlerdi ya..
Kapı açılmayınca, bir başka kapıya yönelip, oradaki özel güvenlik görevlilerini itekleyerek toplantı salonuna cebren girmişlerdi ya..
İçeride de, katılımcılara kırmızı kartları göstermişlerdi ya..
Başörtülü avukat adaylarını, staj merkezine kabul etmeyen İstanbul Barosu’na da, aynı protesto yapılırsa, soluğu savcılıkta almazlar herhalde..
“Cumhuriyet elden gidiyor. Laiklik ihlâl edildi” diye, Ümit Bey öncülüğünde, Baro yöneticileri ağlaşmaya soyunmazlar herhalde..
Siz yaparken suç olmadığına göre..
Başörtülü stajyer avukatlar.. Başörtülü avukatlar. Ve başörtünün bir hak olduğuna inanan avukatlar toplanıp, staj merkezine gelerek, ellerinde kırmızı kartla, staj merkezi yetkililerini protesto ederlerse, Ümit Kocasakal bunu bir hak olarak görür herhalde..
Ne dersin Ümit Bey?
Bir haktır; değil mi, “Kırmızı kartla, staj merkezi’ne gelip, yöneticileri protesto etmek!..”
Yine de biz, kırmızı kart görme yerine, Baro’nun yanlışından dönmesini önerelim.. Arabuluculukta “Cübbemize sahip çıkıyoruz” diyen Baro’nun, başörtüde de “cübbe”ye sahip çıkmasını bekleyelim..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT