1. YAZARLAR

  2. Kürşat Bumin

  3. Başkan'ın 'çoğul' okumaya imkan tanıyan konuşması
Kürşat Bumin

Kürşat Bumin

Yazarın Tüm Yazıları >

Başkan'ın 'çoğul' okumaya imkan tanıyan konuşması

30 Nisan 2008 Çarşamba 05:38A+A-

“Tavuk'tu Dinozor'du” derken olay tazeyken yazamadım.

Geçen Cuma günü Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmadan söz ediyorum.

Söz konusu konuşmadan gün içinde haberdar olamadığımdan, ertesi gün gazete manşetlerini önüme koyduğumda bayağı kafam karıştı...

Başkan, gerçekten ne demişti acaba?

Konuşmada dile getirilen düşüncelere ilişkin kafamın karışmasına neden olan husus –tahmin ettiğiniz gibi tabii ki- önümdeki baş sayfa manşetlerinin işaret ettikleri “mesajlar” arasındaki tutarsızlıktı.

Örneklerle devam edelim isterseniz:

Hürriyet gazetesi “Ülkede güven bunalımı var” diyordu.

Milliyet gazetesinin konuşmadan çıkarttığı sonuç da ilginçti: “Adrese teslim mesajlar”. (“Adres”ten hangi adresin anlaşılması gerektiğini söylemeye gerek yok herhalde.)

Akşam gazetesi Başkan'ın konuşmasını kelime oyunu yaparak “Herkese Kılıç çekti” diyerek özetlenken, Vatan gazetesi tercihini “Tartışılacak sözler” gibi neyin tartışılacağı hususunu epeyce karanlıkta bırakan bir manşetten yana koymuştu. Radikal gazetesinin manşetinde de belirsizlik hakimdi: “Anlayana önemli mesajlar”. Manşette kalarak “anlamayan kim”, “anlamayan neyi anlamıyor, neyi anlamalı” vs gibi önemli soruların cevabını bulmak imkansızdı.

İsterseniz Başkan'ın konuşmasını bu tarzda, yani “karamsar” yorumlayıp haber yapan gazetelerden sonra, şimdi de “iyimser” cepheden bir iki örnek verelim.

Mesela Zaman gazetesi. Bu gazetenin attığı manşete bakacak olursak, Başkan'ın konuşması biraz önce verdiğimiz örneklerde söylenmek istenenin tam tersine, umut vaat ediyordu: “Kılıç'tan demokrasi manifestosu”.

İlginç değil mi? Bir yanda “Adrese teslim mesajlar”, öte yanda “Demokrasi manifestosu”.

Mesela Sabah gazetesi: “Hukuk dışılık bizi batırır”.

Gazetemizi, Yeni Şafak'ı da unutmayalım. Gazetemizin konuşmanın manşete taşınmaya değer gördüğü bölümü herkesten başka idi: “Yeni Anayasa yapmak şart”.

“Çoğul okumaya imkan tanıyan bir konuşma” derken bu türlü-çeşit manşetleri düşünüyorum.

Görüyorsunuz, gazete okurlarının, özellikle de manşetle yetinen okurların (sayıları az olmasa gerek) işi ne kadar zor...

Okurlar ellerindeki gazete manşetlerinin işaret ettiği yönde bir Anayasa Mahkemesi Başkanı imajına sahipler artık! Kimi yerde “Anlayana önemli mesajlar” veren bir Başkan, kimi yerde ise “Hukuk dışılık bizi batırır” gibi “iyimser” imalar barındıran sözler eden bir Başkan.

26 Nisan tarihli gazeteler içinde konuşmayı yine manşetten veren ama diğerlerinin hiç mi hiç aklına gelmeyen bir hususu öne çıkaran bir gazete daha vardı. Taraf gazetesi.

Taraf gazetesi “Ne dediniz ne yaptınız” manşetiyle yayımlanmıştı. Manşetin altında da şu –yerden göğe kadar haklı- alt başlık:

“Anayasa mahkemesi Başkanı Kılıç kuruluş yıldönümü töreninde çoğulcu demokrasiye sahip çıktı ama davet edilmeyen DTP bu demokratik tavırdan mahrum kaldı.”

“Çoğul” okumanın sonu yok; bu da bir başka “okuma” tarzı.

Hadi birkaç başlık daha sıralayalım bari:

“ 'Ötekini kendi varlığının teminatı say, düşman belleme.' Çoğulcu demokrasinin şartını böyle tanımlayan Kılıç, Meclis'teki tek Kürt partisini dışlamayı bununla nasıl bağdaştırdı?”

“ 'Kaptanından yolculara hepimiz aynı gemideyiz. Gün, kutuplaşmayı körükleme günü değil' derken o gemide DTP ve onu Meclis'e taşıyan seçmenin de olduğunu unuttu mu?”

“Soruyoruz, çünkü Anayasa Mahkemesi'nin yıldönümü törenlerine Meclis'te grubu bulunan partilerden sadece DTP çağrılmadı. Yoksa çoktan kapattılar da biz mi bilmiyoruz.”

Söylediğim gibi: özellikle de “çoğulcu” konuşmaların “çoğul” okunmalarının sonu yok; bu da bir başka “okuma” tarzı.

Yeni Şafak gazetesi

YAZIYA YORUM KAT