HAKSÖZ-HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin il kongresi için bulunduğu Mersin’de bozkurt işareti yapması MHP ile ittifak sürecinde sembolik değeri büyük bir aşamanın daha geçildiğini ortaya koydu.

Erdoğan’ın her sözünde, her eyleminde derin faziletler bulmakta mahir çevreler için sorun yok. Onlar bu tabloyu da ‘hikmetler serisi’ne devam ederek meşrulaştırmaya, olmazsa tevil yoluyla mazur göstermeye devam edeceklerdir. Ne var ki, düne kadar sarfedilmiş onca sözün ardından ortaya konan bu görüntüyü izah gayreti aynen mızrağı çuvala sığdırma çabasına benzemektedir.

Bozkurt sembolü sadece bir elin parmaklarını bükerek, kıvırarak yapılan basit bir el hareketi değildir. Bir arkaplana dayanmaktadır. Milliyetçilik-ülkücülük denilen ve karşısında ya da yanında olması önemli değil, sonuçta İslami hareketin dışında bir ideolojik yönelimin sembolüdür. Bu yönüyle de Türkiye’de dini akımlar, hareketler, gruplarca bugüne dek hep net bir şekilde tanımlanmış ve karşı çıkılmıştır.

Ne var ki bir müddettir her şeyin iç içe geçtiği, birbirine karıştırıldığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 10 Kasım’da Atatürk mesajları, 8 Mart’ta kadınlar günü kutlaması, Kızılelma, Turan gibi sembollerin içselleştirilmesine yönelik yorumlar ve en sonunda bozkurt işareti!  

Birileri ne güzel işte, karşıtlarımızın, rakiplerimizin ellerinden bütün silahlarını alıyoruz rahatlığıyla tüm bu olan biteni savunabilir, nitekim savunanları da görüyoruz. İyi ama geride ‘siz’den kalan görüntüyle ilgili bir tuhaflık, bir çelişki dikkatinizi çekmiyor mu? Bunca hormon takviyesinden sonra siz hala aynı saflığınızı koruyabileceğini, hala eski ‘siz’ olarak kalabileceğinizi mi sanıyorsunuz?