Basiretsizlikten öte bir durum
İsrail ile ticaretin kesilmesi talebiyle 6 Nisan Cumartesi günü Beyoğlu İstiklal Caddesinde bir grubun yaptığı eylem sonrasında gözaltına alınmalarıyla başlayan tartışma İslami camianın kolay manipüle edilebildiğini bir kere daha olanca açıklığıyla ortaya koydu. Gazze hadisesinin ivme kazandırdığı öfke atmosferi “başörtülü bacımıza ters kelepçe” duygusallığıyla birleşince önünü arkasını hesap etmeden yoğun bir tepki sağanağının boşalmasına sebep oldu. Gazze’de aylardır devam eden vahşete ve tüm tepkilere rağmen İsrail ile ticareti sonlandırmadığı için iktidara yönelik kızgınlığa 28 Şubat çağrışımı yapan görüntülerin de eklenmesiyle ortaya çıkan tablo kimi çevreler için kaçırılmayacak bir fırsat sunmaktaydı ve nitekim gayet etkin bir şekilde değerlendirdiler.
Hadisenin sunuluş biçimi, meydana geldiği andan itibaren ortaya konan tepkiler, düşmanlaştırılanlar ve sahiplenilenler bir bütün olarak ele alındığında gelişmelerin etkili bir manipülasyon boyutu içerdiğini görmezden gelmek mümkün değil. Farklı çevrelerin, ideolojik manada birbirilerine yakın durmayan, hatta karşıt bazı kesimlerin ortak bir tavır sergileyerek iktidara yönelik etkili bir yıpratma kampanyasına giriştikleri görüldü.
İktidar karşısında konumlanmış çevreler açısından yaşananlar hiçbir şüpheye, tartışmaya yer bırakmayacak açıklıktaydı: İsrail ile ticaretin kesilmesini talep eden gençlere iktidarın polisi acımasızca saldırmış ve bu şekilde işbirlikçiliğini kanıtlamıştı. Bu durumda yapılması gereken şey bu gençlerin yanında durmak ve iktidarı lanetlemekti. Ve bilumum muhalif unsurlar zembereğinden boşanırcasına teşhir etme, kınama, mahkum etme faaliyetine giriştiler. İrancısından Fethullahçısına, CHP’lisinden Milli Görüşçüsüne, solcusundan ‘bağımsız İslamcı’sına kadar pek çok çevre bu yıpratma kampanyasında yerini aldı.
Kampanya o kadar yoğundu ki İslami camia içinde dahi ciddi bir kafa karışıklığına sebep oldu. Kirli hedefler peşindeki çevrelerin söylemlerine çok fazla prim verildi. İslam’a ve Ümmete bugüne kadar asla dost olmamış zihniyetin adeta peşinde sürüklenildi ve sonuç itibariyle Gazze dayanışmasına büyük zarar verdirilmiş oldu. Doğrudan Siyonistleri ve hamilerini hedef alması gereken oklar akıl almaz biçimde içeriye yöneltildi ve iç cephe açılmış oldu. Şu tablonun en çok Siyonistleri memnun ettiğini anlamayacak kadar körleşmenin alemi var mı?
Bu hadiseye ilişkin olarak pek çok yanlış art arda gelmiştir.
→ Öncelikle Siyonist çete ile ticari ilişkilerin sürdürülmesini büyük bir kirlilik ve utanç olarak gördüğümüzün altını çizelim. İktidar bu tutumu nedeniyle eleştiriyi, kınanmayı hak etmektedir. Nitekim bu tepkimizi bizler de sürekli biçimde dillendirmeye devam ediyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin Gazze sürecine ilişkin yapıp ettiği onca şeyi görmezden gelip konuyu sadece İsrail ile ticari ilişkilerin sürdürülmesine indirgemenin adil olmadığını da hatırlatalım. Hele hele “Katil Erdoğan”, işbirlikçi AKP” söylemlerinin sadece gayrı adil değil, gayrı ahlaki bir tutum olduğunu da vurgulayalım.
→ Ne enteresandır ki Hamas’ı terör örgütü ilan eden CHP bile İsrail ile ticari ilişkilerin sürdürülmesi üzerinden adeta sörf yapmaktadır. Daha enteresanı ise son hadisede mağduru oynayanlar hiçbir art niyet aramaksızın, gayet sevecen bir tarzda CHP’nin desteğini kabullenmektedirler. Birileri protestocuların gözaltına alınma biçimini eleştiri sadedinde kısa bir süre önce gözaltına alınan Feyza Altun adlı küfürperestin fotoğrafını yayınlarken, bu CHP’li avukata CHP’lilerin nasıl arka çıktığını unutmuş görünmektedir.
→ Gazze hadisesini, Filistin davasına sahip çıkma sorumluluğunu İsrail ile ticareti protestoya indirgeyen yaklaşım tarzı eğer dar görüşlülükten kaynaklanmıyorsa tam manasıyla kötü niyetli bir tutumun yansımasıdır. Siyonist çeteyi, ABD’yi, doğrudan soykırıma destek veren Batılı güçleri bir kenara bırakıp Türkiye’yi hedefe koyan, dolayısıyla Türkiye’de güçlü bir zemine oturan Gazze dayanışmasını küçültmeye, parçalamaya matuf bir yaklaşımdır.
→ İstiklal Caddesindeki hadisede ön planda olan grup ideolojik kimliği itibariyle karışık, yapı itibariyle de kirli arkaplana sahip bir oluşumdur. Garip olan şu ki dile getirdikleri talepten yola çıkarak İslami camia içinde kimi şahıslar, çevreler dahi bu oluşumun bu meşkuk, karanlık kompozisyonunu görmezden gelmişlerdir. Bazı üyelerinin başörtülü olması grubun kimliği ve yapısındaki karmaşayı adeta örtmüştür. Oysa geldiğimiz yer itibariyle tek başına başörtüsünün artık bir tezkiye referansı olmaya yetmediği anlaşılmış olmalıdır. Başörtüsü taktığı halde ırkçı faşist, sosyalist, PKK savunucusu, hatta cinsi sapkınlığa onay veren tipler bulmak mümkün hale gelmiştir.
→ Mesela bahsi geçen oluşum içinde ön planda yer alan bir ismin mensup olduğu örgüt doğrudan Suriye’de PKK ile birlikte ABD’ye hizmet eden bir yapıdır. İsrail ile ticaretin sürdürülmesini soykırıma ortaklık olarak niteleyen bu insanların Suriye’de çalınan, gasp edilen çocuklarımızın, tecavüze uğrayan bacılarımızın, katledilen on binlerce insanımızın katilleriyle bir olmakta herhangi bir mahzur görmemeleri ilginç değil midir? Mihraç Ural adlı katilin işbirlikçisi isimler ile bile yan yana gelmekten çekinmeyen, ortak politikalar belirleyen bu insanlar sırf başörtülü oldukları için bizden mi sayılıyorlar?
→ Bu hadisede İrancı-Esedçi tayfanın nasıl bir kampanya yürüttüğüne de dikkat etmek gerekir. Bu tayfa kara propagandada mahir, örtme, gizleme, saptırma işlerinde, kısaca takiyyecilikte uzmandır. Suriye’de mücahitlere verdiği destekten ötürü Erdoğan’a derin bir kin besleyen bu tayfanın karalama-yıpratma çabasından bir an bile geri durmadığı açıktır.
Sonuç olarak bunca tecrübeden, yaşadığımız onca acı hadiseler zincirinden sonra ideolojik-siyasal tartışma zemininde yoğun gündem teşkil eden hadiseler karşısında kimin ne yaptığı, neyi hedeflediği hususunda uyanık olmak, basiretli davranmak zorunda olduğumuzu hatırlatmakta yarar görüyoruz. Doğru söz, haklı talep ancak doğru ve haklı zeminde doğru insanlarla seslendirildiğinde anlam ifade eder. Kimliği, kompozisyonu, çizgisi karışık oluşumlarla hakka, hakikate değil, ancak fitneye hizmet edilir.
YAZIYA YORUM KAT
İkinci bir sözüm tesettür lu bsysnlar üzerine. Eğer bir iç eleştiri gerekiyorsa müslümanların tesettür üzerinde yoğunlaşması bana göre şart olmuştur.
Yanıtla (0) (0)İçi bosaltilan ,mana,duygu ve ruhtan arindirilan bir tesettür modeli gelişti.goze hitap eden, dinin tesettür e dair tüm öğretilerini hiç e sayan bir gorselligin ötesi bir değeri olmayan bir pratiğe dönüştürüldü..Bazan üniversites kapılarına kendilerini zincirle bağlayıp tesettür mücadelesi veren o bacilarin ve bizzat benim yıllardır verdiğimiz mücadelenin sonuçlarının bu olmaması gerekirdi diye ah etmiyor degilim
Maalesef bu oyun tuttu ve iktidara olan öfke kendini sandıkta gösterdi!
Yanıtla (0) (0)Üzücü olan,kendilerini müslüman kimliği ile tanımlayan büyük bir kitlenin, ikiyüzlülüğü olmuştur.
Şu görüldü.müslumsn olduğunu biddia eden taban,kaygan ve istikrarsız ve idraksizdir.Çabuk manipüle edilebilen,kandırılan güvenilmez bir taban.
Elbette iktidarın yanlışları,eleştirilecek yanları var.elbette kör olmamsmk gerek.
Ama bir CHO li kadarda vefakar olmak gerekirdi.
Ne demişti o bayan! Kahretsin evet sussuzuz,pislik icind yaşıyoruz ama yine de CHP demişti.
O kadar olsmadik üzücü olan bu....
azerbaycani kayitsiz sartsiz destekledigini aciklayan makam gazzeyi kayitli sartli destekliyor.
Yanıtla (0) (0)Ağzınıza yüreğinize sağlık Rıdvan abi, güzel bir değerlendirme. Müslüman olaylara hikmet ve basiret ile hakkaniyetli ve adil yaklaşmalı.
Yanıtla (0) (0)Başörtülü bacıların sol örgüt elemanlarının başını çektiği bir eylemde ne işi var, diye sormamak oyuna gelmek olur. Bu zihniyetim Suriye’de yaptıklarından ders almadık mı?
Yanıtla (0) (0)Ülke olarak Ticaretimizi devam ettirmenin ağır bedeli , HAMAS ın siyasi büro şefi İsmail HENİYE ' nin bugün yaşadığı acıya ağır travmaya çanak tutmuş olduğunu akıllardan çıkartmamız lazım ..
Yanıtla (0) (0)Bizim itirazlarımız , iktidara olan öfkemiz yaşanmışlıklsra , bu öngörülere nsibet eder ..
.. Ve bugün , acılı, yüreği mecrûh HENİYE ' yi Devlet ricali telefonla arayarak başsağlığı da dilemyi ihmal etmiyoruz, bu ne perhiz.. bu ne lahana ..
Ne günlere geldik.
Yanıtla (0) (0)Evelemirde kendimize ve dostlarımıza kendisinden batıl murad edilen doğru sözlerin fitneye davet olduğuna işaret eder ve bundan sakinilmasıni ve dahi teyakkuz halinde olmamız gerektiğini söylerdik.
Değişen sadece zaman,mekan ve insan öz aynı birlik ve beraberken ayrılmayalım ama bizi bölmek için fitne tohumlarını da mescid inşa ediyorlar deyip kayıtsız kalmayalım çünkü Resulu ekremin dırar mescidin yıktırdığını hepimiz biliyoruz.
Amacı İsraili telin etmek olanın öfkesini burda hamasa mücahit diyenlere kusmasını nasıl anlamak lazım ,üstelik bunu hamasa terörist diyenlerle kolkola girerek yaptıgını gördüğümüz halde .
İsrail ve ABD zulmüne karşı her vicdan sahibi kendi usulünce tepki verdi veriyor tüm dünyada, hiç birinden rahatsız olmadık bilakis memnuniyetle karşıladık.
Fakat İran'nın şeytan abd deyip hep müslumanlari hedef sekmesinde ki çarpılklık gibi ,burda da İsraile tepki deyip hamas dostlarını dövmeyi atlamak da akla ziyan olmaz mı.
Olayı Reis' e yuklemek elbette basiretsizliktir,eylemde İslam düşmanlarının, İsrail yanlılarının olduğu ve manipüle etmeye çalıştıkları su götürmez bir gerçek,ancak ters kelepçe takılması, haklı bir eylemin şiddete başvurarak bastirilmaya çalışılması da üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Ürünlerin doğrudan İsrail'in yeni yerlesim yerlerine zemin hazırlayan ürünler olduğunu da vurgulamak sayın Rıdvan Kaya'nın vicdani sorumluluğunda olması gerekmez mi?.. Jet yakıtı bombalamalara toplu katliamlara, bilumum iňsaat malzemeleri de Filistin mülkleri üzerinde siyonistlere konut yapmaya hizmet etmiyorda nedir?!.. Kısıtlamanın ateşkes sağlanana kadar devam edeceği söylemi de ayrı bir konudur ...
Yanıtla (0) (0)Bulanık suda balık avlayiniz bakalım. Bu satırların sahibi 3 - 5 yanlışın 1 doğruyu silecegi hesabıyla İsrail'e yapılan ihracatın Filistinlilerden zorla ve hileyle alınan yeni yerleşim yerlerine hizmet eden ürünler olduğunu gizlemeye çalisiyor.
Yanıtla (0) (0)Çok Güzel Bir Tespit Aynen Katılıyoruz
Yanıtla (0) (0)Eylemcilere yapılan müdahale biçimi doğru değil.
Yanıtla (0) (0)Bununla birlikte eylemcilerin “Katil Erdoğan, işbirlikçi AKP” şeklindeki yaklaşımı da açık bir haksızlık.
Bunun dışında bu olayı büyütmeye gerek yok.
Küçük marjinal bir grup. Hiç bir temsiliyetleri yok.
Yanlış kişilerin doğru tepkilerine polisin verdiği tepki yanlış.
Yanıtla (0) (0)Bu konuda yanlış kişileri değil tepkiye sebep olanları eleştirmek lazım.
yanlış kişiler olabilirler. ama ümmetin türkiye müslümanlarından beklediği tepkiyi onlar verdi.
Yanıtla (0) (0)Bazı üyelerinin başörtülü olması grubun kimliği ve yapısındaki karmaşayı adeta örtmüştür. Oysa geldiğimiz yer itibariyle tek başına başörtüsünün artık bir tezkiye referansı olmaya yetmediği anlaşılmış olmalıdır. Başörtüsü taktığı halde ırkçı faşist, sosyalist, PKK savunucusu, hatta cinsi sapkınlığa onay veren tipler bulmak mümkün hale gelmiştir. Kaynak: Basiretsizlikten öte bir durum - RIDVAN KAYA maalesef ki maalesef...Allah razı olsun
Yanıtla (0) (0)ALLAH razı olsun.
Yanıtla (0) (0)Gayet yerinde bir yazı olmuş.Allah razı olsun.
Yanıtla (0) (0)Buna rağmen hala gözaltı şekli ve ticaret devam ediyor diyenler var.
1-Yazıdada belirtildiği gibi hiçkimse gözaltı şeklini savunmuyor,aksine kınıyor.
2-Ticaretin kesilmesini 6 aydır haykırıyoruz.Daha bu guruplar ortaya çıkmadan başlamıştık islami camialar olarak.
Ben özetle itirazımı şu şekilde ifade etmek isterim ..
Yanıtla (0) (0)1- ülkemizin Siyonist israil ile ticari ilişkilerini sorgulamayı / mevcut duruma itiraz etmeyi / ticari ilsikilerin düşürülmesi noktasına devlet erkinin / ricalin ayak diretmesini değil de..
Kabul edilemez bu zarar odaklı tabloyu sorgulamak isteyenleri (kitleyi) sorgulanmak yönünde ahkam kesmeyi,
2- RTE ' nı elerştiren insanlar ( topluluklar ) hakkında niyet okuyuculuğuna soyunmayı,
3- Alanlara iman vicdan sahiplerine polisin orantısız güç kullanımına " onlar hak ettiler " şeklinde açık/ kapalı niyetleri
4- Siyonist İsrail ' in zulmüne DUR diyen kitleleri görmezden gelerek , salt kendini merkeze alma hastalığını,
5- Alanlara iman ve Gazze'ye gerekli destegi verne çabasında olan ve hakkı ayakta tutmak adına aoanlara inen vicdan sahibi insanların moral motivasyon ve benzeri dinamiklerine set çekmeyi,
Ve benzeş .. insanî ve ahlâkî hamlelere sen / ben ayrımcılık hastalığının nüksetmesi ve STK lar arasında BİR ve BİRLİK olma yolunu degilde, AYRIŞTIRICI/ ÖTEKİLEŞTİRİCİ sapmalara çanak tutacağı yimunde sağlam bir kanaatin genel clgexer olacağı hususu gizden kacirilmamasi Hayati bir durum seklinde okumamız lazım ..
Sehsen ..
Her Kim ki, siyonsit İsrail'e ve Evanjelist ABD ye karşı duruş sergiliyor ise yürekten alkışlarım, destek veririm ..
Neticede ..
Algı ve olgu üzerinden , vehm ve hakikat bağlamında ayağı yere basan sahici adımlar atmamızda fayda var diye düşünüyorum .. ve mezhebi meşrebi , mülkiyeti, düşüncesi ne olursa olsun , Siyonist İsrail 'e karşı izzetli bir duruş sergiliyor ise yurekten kucaklarım elbette .. vesselam
Yazdığınız yazının israille ticaret kısmı hariç müslümanların aynı delikten bu kaçıncı sokuluşalarına örmektir ; hem iman edip hem akıl etmemek büyük tezat bilginin yada sunumun iç yüzünü anlamadan fikir beyan etmek bizlerin çok kolay düştüğü bir durum , Allah cc özellikle biz iman eden anadolu insanına basiret versin . İsrail ile ticaret konusu net bir dille anlatılmalı yoksa bu hamur çok su götürür . Velhasılı filistine ait gümrük veya giriş kapısı olmadığı için tüm gönderiler israil gümrüklerinden geçmek zorunda . İsrail ile ticaretin kesilmesi israile mi yoksa filistin halkına mı zarar verir anlaşılmalı . Mısır üzerinden gönderilen yardımlarında israil kontrolü olmadan gazzeye sokulamadığının gerçekliğide ayrı anlatılmalıdır . Bizim değerlerimiz üzerinden bizi vuranlar tarih boyunca hep bizden olmayanlardır
Yanıtla (0) (0)Hamas’a terör örgütü diyenlerle beraber hareket edenlerin Filistin Gazze diye bir derdi yoktur …
Yanıtla (0) (0)Rıdvan Bey yazınızda bu eylemi gerçekleştirenlerin tamamını İslami kaygıları olmamakla veya İslami kaygıları olmayanlarla beraber olmakta bir beis görmemekle itham etmişsiniz. Bilemiyorum, belki doğrudur. Ama velev ki doğru olsun yine de İsrail ya da hükümet karşıtı bir gösteri yapanların böyle şiddetli bir şekilde göz altına alınmasını onaylayacak mıyız? İsrail karşıtı gösterileri biz yapabiliriz, başkaları yaparsa samimiyetleri sorgulanır ve doğal olarak da bu muameleyi hak etmiş mi olurlar? Nitekim seçim sürecindeki mitinglerinde de Erdoğan'a karşı zaman zaman bu konuyla ilgili pankart açanlar oldu ve hızlı bir şekilde göz altına alındılar. Senelerce meydanlarda polis şiddetine maruz kalmış insanlar olarak böyle mi düşünmeliyiz gerçekten? Bu düşünceyi devam ettirdiğimiz zaman şöyle bir sonuca varmaz mıyız: Hükümeti yıpratacak eylemliliklerden uzak durmalıyız, velev ki İsraille ilgili de olsa! O halde şu anda iktidarda CHP olsaydı demek ki tavrımız farklı olacaktı! Peki bir de tersinden baksak olaya. İktidarın İsrail politikasındaki yanlışında ısrarına ve bu yanlışı eleştirenlere karşı olan tahammülsüzlüğüne baksak! Her seçimde alakalı alakasız bu konuyu malzeme yapmasına ve siyasi beka hırsına dayanak oluşturmaya çalışmasına odaklansak! Bu hırsıyla İslami camiadan hakkı tavsiye eden kaç kişiyi cezalandırıp ötekileştirdiğine bakışlarımızı çevirsek! Kaygılarınızı, hassasiyetinizi anlıyor ve samimi buluğum için saygı duyuyorum lakin yanlış yerde durduğunuzu düşünüyorum. Vesselam.
Yanıtla (0) (0)Doğru söz, haklı talep ancak doğru ve haklı zeminde doğru insanlarla seslendirildiğinde anlam ifade eder. Kimliği, kompozisyonu, çizgisi karışık oluşumlarla hakka, hakikate değil, ancak fitneye hizmet edilir. Kaynak: Basiretsizlikten öte bir durum - RIDVAN KAYA ????
Yanıtla (0) (0)Tamam.bu yazıya konu olan o olayları yapanlar art niyetli kişiler. Ama bu bile asıl önemli sorunun yanında çok önemsiz detay olarak kalıyor. Asıl sorun bizim Gazze’deki kardeşlerimizi yalnız bırakmış olmamız. Lafla peynir gemisi yürümez diye bir laf vardır. Sen ticareti kesmekten acizsen, bir Güney Afrika’nın, bir Nikaragua’nın yaptığını yapmaktan aciz isen bu davada yanlış yerdesin demektir. Asıl konu budur.
Yanıtla (0) (0)eyvallah değerli abimiz..yani maslahat diye diye bazı haksizliklara göz yumamayız. fakat haksızlığa karşı çıkarken haksız ve zalimin safında durmaktan Allah muhafaza etsin.
Yanıtla (0) (0)Rıdvan kardeşimizin,dediklerine katılıyorum.Onun da dediği gibi polislerin ters kelepçe ve şiddet kullanarak göz altına almasını doğru bulmuyorum.
Yanıtla (0) (0)Bu eylemi yapanlarla konumuz aynı olabilir ancak amaçlarımız ve araçlarımız farklılık göstermektedir. Yaptıkları eylemi kendi kişisel menfaatleri uğruna yapmaktalar.( Erdoğan’a giydirme amacıyla). Bu bakımdan yanı başımızdaki Suriye olaylarında Esedci tavır sergileyip bugün gelip Filistin davasını omuzlamaya çalışmaları fazlasıyla samimiyetsiz. İnsanın yoldaşı davası samimi olandır.
Yanıtla (0) (0)Allah senden razı olsun Rıdvan ağabey. Kinlerini kirli maskeleriyle örtmeye çalışanlardan uzağız.
Yanıtla (0) (0)"Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır." Maide 8
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun, iki gündür bütün kamuoyunu meşgul eden bir konuya "Efradını Cami Ağyarını Mani" bir yaklaşım olmuş.
Yanıtla (0) (0)Allah CC razı olsun gayet güzel ve mutedil bir duruş sergilediğinizi düşünüyorum.
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun
Yanıtla (0) (0)Doğru zamanda oldukça kıymetli tespitlerin yer aldığı bir yazı olmuş. Allah razı olsun.
Yanıtla (0) (0)ALLAH RAZI OLSUN.
Yanıtla (0) (0)Gerçekten böyle mi?
Yanıtla (0) (0)Ne olduklarından bağımsız oradaki gençlere yapılan muameleyi meşru mu göreceğiz?
Başörtülü kızların kendileri hakkındaki açıklamaları hiç bir şey ifade etmiyor mu?
İlginç cidden. Rıdvan Ağabeyden bu kadar keskinlikte bir duruş beklemezdim açıkçası... Daha makul ve ihtiyatlı olunabilirdi...
Rıdvan ağabeyden Allah razı olsun. Şu meselede bile hemen oltaya gelen, mazlumlar arasında ayrım yapan mezhepçi tipler tarafından oluşturulan söylemi hiç düşünmeden tekrarlayan müslümanların olmasını şaşkınlıkla izliyoruz. Allah sonumuzu hayretsin.
Yanıtla (0) (0)