Basiretsizlikten öte bir durum...
Sözün, itirazın, talebin tek başına doğru olmasının yetmeyeceği, aynı zamanda doğru bir kaynaktan sadır olup, doğru hedefe yönelmesi gerektiği de anlaşılmak zorundadır.
RIDVAN KAYA / HAKSÖZ-HABER
İsrail ile ticaretin kesilmesi talebiyle 6 Nisan Cumartesi günü Beyoğlu İstiklal Caddesinde bir grubun yaptığı eylem sonrasında gözaltına alınmalarıyla başlayan tartışma İslami camianın kolay manipüle edilebildiğini bir kere daha olanca açıklığıyla ortaya koydu. Gazze hadisesinin ivme kazandırdığı öfke atmosferi “başörtülü bacımıza ters kelepçe” duygusallığıyla birleşince önünü arkasını hesap etmeden yoğun bir tepki sağanağının boşalmasına sebep oldu. Gazze’de aylardır devam eden vahşete ve tüm tepkilere rağmen İsrail ile ticareti sonlandırmadığı için iktidara yönelik kızgınlığa 28 Şubat çağrışımı yapan görüntülerin de eklenmesiyle ortaya çıkan tablo kimi çevreler için kaçırılmayacak bir fırsat sunmaktaydı ve nitekim gayet etkin bir şekilde değerlendirdiler.
Hadisenin sunuluş biçimi, meydana geldiği andan itibaren ortaya konan tepkiler, düşmanlaştırılanlar ve sahiplenilenler bir bütün olarak ele alındığında gelişmelerin etkili bir manipülasyon boyutu içerdiğini görmezden gelmek mümkün değil. Farklı çevrelerin, ideolojik manada birbirilerine yakın durmayan, hatta karşıt bazı kesimlerin ortak bir tavır sergileyerek iktidara yönelik etkili bir yıpratma kampanyasına giriştikleri görüldü.