Başbağlar'da 29 yıl önce yakılan ateş hala yakmaya devam ediyor!
29 yıl önce bugün Başbağlar’da gerçekleştirilen katliam Türkiye’de yıllardır gündem dahi olmuyor!
HAKSÖZ HABER
Türkiye'de bazı kesimlerin değişmez bir moral üstünlüğü vardır. Toplumsal, siyasal her hadisenin mağduru onlar olmuştur. Her zaman her yerde onlar haklıdır! Allah Resulü'ne dil uzatan hadsizlerin işledikleri cürüm toplumsal infiale sebep olmuş ve 2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta Madımak olayları yaşanmıştı. Hadiseler üzerinden saçma sapan kıyaslar kuran zalimler kendilerince intikam almak için suçsuz insanları hedef alarak Türkiye tarihinin en acı olaylarından birisine sebep oldular!
Tüm bunlara rağmen bütün ülke Madımak'ı konuşup Başbağlar'ı unutmaya devam ediyor! Dindar-muhafazakar kesimin siyasal olana hakim olmakla meselenin hallolacağı yönündeki indirgemeci çıkarımı yaşanan süreci de göz önüne aldığımızda hatalı bir okuma olarak gözüküyor. Dindarların iktidarda olduğu kısa sayılamayacak bir süreçte gençliğin farklı yönelimlerini tartışıyor olmamız bununla alakalı olarak değerlendirilebilir.
Bu noktayı göz önünde bulundursak haberin başlığı da izaha kavuşacaktır muhakkak. Bundan tam 29 yıl önce Başbağlar’da 33 insan sol militanlar tarafından hunharca katledildi. Bu 33 insan uzun yıllar çok dar çevreler dışında kimsenin gündemine dahi girmedi. Dişine dokunur çabalar arasında son yıllarda AA’nın çalışmalarından bahsetmek mümkün sadece.
Başbağlar’daki 33 masum az evvel zikredilen “söylemi inşa eden iktidarın” yok sayması neticesinde gündemin dışında bırakıldı! Zira bu insanlar kendileriyle uzaktan yakında alakası olmayan bir hadisenin anlamsız intikamının kurbanlarıydılar. Madımak’taki yangın ve bu yangın etrafında oluşturulan algının neticesinde Türkiye’de dindarlara yönelik bir cadı avı başlatıldı. Aziz Nesin’in Allah Resulü’nü (sa) hedef almasına tepki gösteren Müslümanların örgütlülüğünden korkan rejim bu cadı avı sayesinde topluma korku saldı!
Rejim ile çatışan ama İslam düşmanlığı söz konusu olduğunda kol kola girmekten bir an bile geri durmayan sol-seküler militanlar ise Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar’da Türkiye tarihinin en büyük sivil katliamlarından birisi gerçekleştirdiler! Örgüt propagandası yaptıktan sonra camiden çıkan insanları kurşuna dizip köyü ateşe veren militanların bu vahşet eylemi hakkında bir tane bile tutuklama yapılmadı. O dönem olayla ilişkisi olduğu iddia edilen kişilerin kaçmasına göz yumulduğu dahi iddia edildi!
Başbağlar köyünün muhtarı Ali Akarpınar katliamda yaşananlar hakkında o dönem şunları söylemişti:
"Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk. Köy halkını kurbanlık koyunlar gibi dizen teröristler daha sonra üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Bir taraftan da bütün köyümüz alev alev yanıyordu."
Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin de tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK'lıların topladığı kadınlara şu konuşmayı yaptığını aktarıyordu:
"Siz Sivas'ta Kürt halkının temsilcilerini katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938'de Dersim'de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz."
Başbağlar’da mağdur olmak uğradığın zulüm karşısında sessizliğe mahkum edilmek anlamına geliyor. Söylemi inşa eden rejim tarafından maktul değil hedef olduğun için başına gelen bu meşum hadise karşısında yapacak bir şeyin de yok! Acınla yaşamayı öğrenmen gerek!
HABERE YORUM KAT