
Barzani Sonrası KDP ve Irak Kürdistanını Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?
Yazısında Mesut Barzani’nin başkanlık koltuğunu bırakma kararını değerlendiren Ufuk Ulutaş, oğul Barzaniler Mesrur ve Neçirvan’dan hangisinin KDP liderliğine geçeceği ve bölgeyi bekleyen muhtemel geleceği mercek altına almış.
Ufuk Ulutaş’ın bugünkü Akşam’da (31 Ekim 2017) yayınlanan “Barzani Gidiyor, Barzani Geliyor” başlıklı yazısının konuyla ilgili bölümü şöyle:
Erbil’de beklenen oldu ve Mesud Barzani 1 Kasım itibarıyla IKBY’deki yetkilerini devredeceğini açıkladı. Referandum öncesinde de bunun sinyallerini vermişti. İşin aslı referandum öncesinde aşağıya doğru seyreden bir popülaritesi vardı Barzani’nin. Seçimlerdeki beklentileri de çok yüksek değildi. Referandumun kendisi de kısmen bu popülarite sorununu çözmek ile alakalıydı. Kerkük sonrasında artık dönülmez bir yola girdi ve yerini başka bir Barzani’ye bırakarak resmi pozisyonunu bırakma kararı aldı…
Mesud Barzani sonrasında KDP’nin çalkantı yaşaması kaçınılmaz. Yine de son birkaç haftada oluşan yeni zeminde doğru adımlar atabilirlerse zararı asgariye indirebilirler. Bu yeni zeminde işleri eskisinden de zor. Bir taraftan merkezi hükümetin pazarlık eli referandum öncesinden çok daha güçlü; diğer taraftan ise KYB ve Goran merkezi hükümetle (ve İran’la) anlaşmalarını güce dönüştürme gayretinde. KDP referandumda ısrar eden fakat Kerkük dahil tartışmalı bölgeleri merkezi hükümete bırakmak zorunda kalan aktör konumunda. KYB’ye de öfke büyük fakat duygusal argümanlarla körükledikleri “milliyetçiliğin” ekmeğini KDP yiyemeyecek.
Yeni dönemde liderlik için Neçirvan ve Mesrur’un isimleri geçiyor. Mesrur, referandum konusunda babasıyla (Mesud) birlikte en sert isimlerden birisiydi. Referandum sonrasında ise çatışma yanlısı oldu. Rakibi Neçirvan ise referanduma başından beri sıcak bakmayanlardandı. Neçirvan diğerlerinin aksine referandumun Iraklı Kürtlere faydadan çok zarar getireceğini ve Türkiye gibi bir müttefiki kaybettireceğini düşünüyordu. Bu sebepten referandum sürecinde fazla ön plana çıkartılmadı. Bölgesel aktörlerle yaptığı özel görüşmelerde referanduma karşı olduğunu dile getirdiği söyleniyor. Bu iki isimden Mesrur’un yeni siyasi zeminde babasından farklı sunabileceği bir şey yok. Mesrur’un gelmesinin mevcut durumu daha da germe ihtimali var. Neçirvan ise KDP içerisinde IKBY-Irak ilişkilerine ve IKBY’nin bölgesel ilişkilerine dair daha uzlaşmacı bir pozisyona sahip olduğundan mevcut durum için daha elverişli bir aktör.
IKBY’nin yapısı gereği KDP nüfuzunu belli ölçülerde koruyacak. Fakat Mesud Barzani’nin kendisinden sonra KDP’nin başına geçecek diğer bir Barzani’ye bir enkaz devrettiği söylenebilir. Yeni isim referandumu iptal etmenin içerideki eleştirileri veya etmemenin üreteceği çatışma ve kayıpları göğüslemek zorunda kalacak…
HABERE YORUM KAT
Barzani gücü yetmediği için kaybetti AKP ve ona yakın çevreler ise Kürt düşmanlığı yaptıkları için kaydettiler.
Yanıtla (1) (0)Barzani İran destekli Goran ve KYB tarafından sıkıştırılarak bu sürece itildi. Barzani'nin kendisi de "bugünler zaten gelecekti" diyerek buna işaret etti. Referandum poker masasında ya da satranç tahtasında diyelim metazorik bir hamle oldu. Umulur ki Batı da bir destek sunarsa Irak merkezi hükümetinden bazı tavizler koparabileceğini umdu. Türkiye'nin "beka meselesini" bölgeye bu derece taşıyabileceği ihtimalini de muhtemelen tahmin etmedi (ki hiç kimse etmedi) Bundan sonra bölgenin dizaynında Bağdat ve Tahran'ın elinin güçlendiğini artık bilmeyen kalmadı!
Yanıtla (0) (0)Bence Ufuk Ulutaş gibiler şimdilerde kafayı KDP'nin geleceğinden ziyade Türkiye'nin bu bölgedeki başta KDP olmak üzere aktörlerle ne türden ilişkiler kuracağına yormalılar ve elbette İran'ın tuzaklarının (demografik yapı ve petrolle ilgili) nasıl engelleneceğine. Milliyet'te Nihat Ali Özcan bugün İran'ın sinsi ama akıllı Kürt pol. bahsetmiş ve "İran'ın PKK pol ne olacağı " sorusunu da sormuş (bugün serinin 1.bölümünü yazmış)
İşin gerçeği SETA'cılar Türkiye'nin başarısız ve yarını parlak görülmeyen pol. gölgede bırakacak analizlere kafa yoracaklarına İlhami Işık, Galip Dalay benzeri yazarların yapmaya çalıştığı gibi, -gölge boksunu bırakıp- gerçeklere odaklanmalılar. Eleştiri oklarına maruz kalsalar da, ödenecek bir bedel olsa da -geçtik ümmet-bölge halkları adına endişe etmelerini- onların tabiriyle "yerli-milli" duruş ancak bu şekilde serdedilir