Böylece 'Avrupa Birleşik Devletleri' kavramı üst düzey bir yetkili tarafından ilk kez resmi olarak dile getirilmiş oldu. Barroso, AB'nin icra organı olan Komisyon'un başkanı sıfatıyla yaptığı yıllık konuşmasında "Şimdiki gibi devam etmemiz gerçekçi midir? Bazı üye ülkelerde gençlerin yüzde 50'sinden fazlasının işsiz olduğunu görmek gerçekçi midir? Bizi ileriye götürecek gerçekçi yol, bizi daha güçlü ve daha bütün yapacak olan yoldur. Gerçekçilik, hedeflerimizi karşımızdaki güçlüklerin düzeyinden aşağıda tutmamaktır" dedi.

Çalkantılı dönemlerde ulusun savunmasını sadece milliyetçi ve popülistlere bırakılamayacağını ifade eden Komisyon Başkanı "Ben halkların kendi uluslarıyla olduğu kadar, Avrupalı olmakla da gurur duyacakları bir Avrupa'ya inanıyorum" diye konuştu.

MUHALİFLER: AVRUPA'DA DEMOKRASİNİN SONU OLUR
Avrupa'da zaten 'süper devlet' tartışmaları uzun süre önce başlamıştı ancak birlik üyelerinin yaşadığı ekonomik zorluklar bu tartışmayı iyice hızlandırdı. Hatta federasyon fikrine tepki olarak 2009 yılında Avrupa Parlementosu içinde "Demokrasi ve Özgürlük Avrupa'sı" isimli muhalif bir grup kuruldu. Grubun 754 milletvekili bulunan Avrupa Parlementosu'nda 34 milletvekili bulunuyor.

A Haber'de yer alan bilgilere göre, bu grubun kurucularından Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) Başkanı Nigel Farage daha önce ocak ayında yaptığı açıklamada "Avrupa Birleşik Devletleri, kıtada demokrasinin sonu olur" uyarısında bulunmuştu. Farage'ın sık sık eleştirdiği Manuel Barroso'nun bu son açıklamaları ilk kez resmi bir federasyon talebi içerdiği için AB için büyük önem taşıyor.