1. YAZARLAR

  2. ABDULLAH SEYDA

  3. Barış ve esenlik şehri: Harar
ABDULLAH SEYDA

ABDULLAH SEYDA

Yazarın Tüm Yazıları >

Barış ve esenlik şehri: Harar

19 Kasım 2024 Salı 21:31A+A-

Kadir şehir; barış ve esenlik şehri Harar

Harar şehri, etrafındaki bazı köy ve kasabalarla birlikte Etiyopya’nın 14 eyaletinden biridir. Çoğunluğu Müslüman olan şehrin kadîm ve bir Medeniyet şehri olduğu, şehrin kadîm (hala ayakta olan surların içerisinde kalan ve tarihi İslam medeniyetinin izlerini taşıyan) bölgeden, insanların tutum ve davranışlarından, caddelerin temizliğinden, şehrin düzeninden, kadîm şehri çevreleyen dört metre yükseklikte ve 3348 metre uzunluğundaki kalesinden anlarsınız.

Kadîm şehrin alanı 48 hektar olup, insanların çoğalması ve göç alması nedeniyle şehir büyümüş ve surların dışına şehir genişlemiş.

Şehrin kuruluşu 13 Yüzyılda başlamış olup, Emir Nuri (1559-1567) zamanında tamamlandığı ifade edilmektedir.

O zaman beylik olan Harar emiri Emir Nuri tarafından yapılan kale

Kadîm şehri çevreleyen surun beş kapısının isimleri, En-Nasr, Es-Selam, Bedr, Er-Rahme ve Bab’ul-Feth / El-Bahr’ul-Ahmar’dır.

Namazın beş vaktini ifade eden beş kapısından En-Nasr Kapısı

Yine bu kadîm şehrin İslamî kimliğini Esma-ı Hüsna ile teberrüken 99 mescidinden, Namaz vakitlerini hatırlatan surun 5 kapısından, hafızların yetiştiği sokaklardan, kadınların örtüsünden, şehirdeki medreselerinden, medreselerden yetişen âlimlerinden anlarsınız.

Sokak düzeninden şehrin medeniyet şehri olduğunu anlamak mümkündür

Hafızların eğitim aldığı mahallede, dikkatleri dağılmasın diye, kızların hafızların yürüdükleri sokağa girmelerinin yasak olduğu bir şehirdir Harar.

harar-20241119-20-001.jpg

Sokaklar ve sokakların ayrılmaz güzelliği çocuklarla

Harar bölge halkı tarafından Mekke, Medine ve Mescidi Aksa’dan sonra dördüncü kutsal, barış ve esenlik şehri olarak kabul edilir. Şehirden bahsedilirken, “Evliyalar Şehri” veya “Salih İnsanlar Şehri”, “Ulemâ Şehri” diye ifade edilir.

1887 yılında Etiyopya krallığına bağlanıncaya kadar Müslüman bir beylik olarak ilmi, ticari ve idari olarak bölgeyi idare etmiş bir bölgedir Harar.

Çarşısı cıvıl cıvıl

Daha önceleri akşam olur olmaz beş kapısı da kapatılırken, Yahudi ve Hristiyanların girmesi yasaktı.

2006 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasına dahil edilmiştir.

Osmanlının 1900’ların başında açtığı Konsolosluk burada tarihe tanıklığını hala sürdürmektedir. Bina TİKA tarafından restore edildikten sonra Maarife devredilmiş, Maarif burayı Kültür Evi olarak kullanmakta ve eğitim faaliyetlerinin bir kısmını burada sürdürmektedir.

1990’ların başı, Osmanlı başkonsolosluğu

TİKA tarafından onarılan Konsolosluk binası Kültür Evi olarak hizmet vermektedir.

Burada görülmesi gereken diğer bir yer, Hararın köklü bir aileden olan ve şeceresine göre Seyid olduğu anlaşılan Muhammed Şerif’e ait müzeye çevrilmiş olan iki katlık evdir. Burada yerel kıyafetler, âlimlerin kıyafetleri, tarihte erkek ve kadınlar tarafından kullanılan kıyafetleri, el yazma Mushaflar ve kitapları görmek mümkündür.

Hararlı Muhammed Şerif tarafından müzeye dönüştürülen tarihi bina

Müzede on bine yakın el yazma ve tarihi eser bulunmaktadır

El yazma Mushaflardan Bir örnek

Etiyopya’nın doğusunda yer alan Harar şehri başkent Addis Ababa’dan 525 km uzaklıkta olup, rakımı 1800’ün üstündedir.

Nüfusun çoğunluğu Müslüman, ancak son yüzyılda bilinçli olarak buraya yerleştirilen Hıristiyanlar nedeniyle nüfus %70’lara gerilemiştir.

1885 yılında ismini gizleyerek giren İngiliz Müsteşrik Richard Burton, kaldığı süre içinde halkın sosyolojik, siyasi, dini hayatını; şehrin coğrafik ve stratejik konumunu, yollarını, çevresini ve bölge ile ilgili bütün bilgileri toplayıp İngiliz hükümetine sunmuştur. Bu şekilde şehrin istila edilmesinin önünü açmıştır.

Mısır’ın başında bulunan Hıdivi İsmail 1875 yılında bölgeyi ele geçirir. Ancak İngilizlerin baskısıyla Mısır, 1884 yılında buradan çekilmek zorunda kalır.

Bununla yetinmeyen İngilizler, buraya Abdullah Muhammed’i tayin ederler ve yanına da danışman olarak Somali Bölgesi Konsolosunu bırakırlar.

Etiyopya kralı burayı teslim almak ister. Ancak Harar yönetimi ve halkı bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Veldo Cibril komutasında ordu gönderir. Etiyopya ordusu yenilince bu kez kral otuz bin askerle burayı kuşatır ve ele geçirir.

Savaşın, İngilizlerin Harar eyaletini silahsızlandırmasından sonra gerçekleşmesi, Etiyopya Kralı Menilik ile İngilizler arasında bir anlaşma sonucu olduğu anlaşılıyor. Nitekim sonraki yazışmalarda bu açıkça anlaşılmaktadır.

Şehri yağmalayan Menilik, el yazma kitapları da yanına alarak şehri terk edip yerine amcasının oğlu Ras Mekonin’i bıraktı.

Buraya yerleşen Hristiyanlar şehrin meydanında bulunan büyük camiyi Kiliseye çevirdiler. Kilise hala dimdik ayakta ve yoğun bir şekilde vaazlar verilmektedir.

Şehrin göbeğine inşa edilen Kilise, meydanın arkasında görünüyor

Enteresan bir durum daha yaşandı. Harar, bölgenin ticari ve siyasi noktası iken, bilinçli bir şekilde buraya yakın Zeyla’ limanı yerine Cibuti limanına ticaret kaydırıldı. Yine idari olarak Harar, tarihte merkezi konumda iken, şimdi idari şehir olan Dera Deva ön plana çıkarılmış durumda.

Şehirdeki enteresan durumlarından biri, akşam olduktan sonra Sırtlanların çağrılıp et verilmesidir. Duruma alışmış olan sırtlanlar geldikleri yerlerde, küçük çubukların başına takılan etleri kişilerin ağızlarından almalarıdır. Bununla ilgili birçok efsane ve rivayet dilden dile dolaşmaktadır.

Sırtlanlar bölgenin bir parçası

Bölgenin en önemli gelirlerinden biri kahve, ikincisi Kat denilen ağaçtır. Kat’ın satıldığı pazar çok kalabalık. Hatta buradan diğer şehirlere gönderildiği gibi komşu ülkelere de ihraç edilmektedir.

Kat pazarı oldukça kalabalık ve canlı

Kat birkaç saat dinç tuttuktan sonra kişileri derin bir uykuya daldırıyor. Bunu daha çok Müslümanların kullanması bölgedeki âlimlerin buna karşı net bir fetva vermelerini engelliyor.

Bölge halkının fazlasıyla kullanıldığı Kat

Sigaraya karşı çok tepkili olan buradaki âlimler ve Müslümanlar, maalesef Kat’a karşı aynı hassasiyeti göstermiyor.

Harar şehri, Ahbaş Cemaatinin lideri olan Abdullah el-Hararî ile de çokça anılmaktadır. İlerde yazacağımız bir makaleyle Ahbaş Cemaatini, kuruluş ve büyümesini, Etiyopya’da kendilerine dini otoritenin teslim edilmesi, buradaki cemaat ve çevrelerin tepkisini, nasıl bir proje hareketi olduğunu inşallah irdelemeye çalışacağız.

YAZIYA YORUM KAT

3 Yorum