Barbar Faşist Dikta İçin İlk Adım
Dersim milletvekili Hüseyin Aygün’e göre Suudi Tipi barbar, faşist dinci bir diktatörlük için AKP’nin Memur-Sen’i “türbanlı devlet” hedefine doğru ilk adımı atmış.
HAKSÖZ-HABER
Kamusal alanda kılık kıyafet dayatmasını kırmak üzere Memur-Sen’in 12 milyon imzayla kravatlı-tıraşlı ve de mutlaka baş açık laik-modern memur tipine itirazın Kemalist ve ulusalcı sosyalist kesimleri rahatsız edeceği belliydi. Ama kamusal alanda süregelen despotik kıyafet yönetmeliğini iptal edip insan onur ve haysiyetine uygun bir özgürlük talebinin CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün gibi kimliği, kültürü ve toplumu Kemalist ideoloji ve kadrolar tarafından sistematik olarak ezilmiş Dersimli Alevi-Zaza siyasetçide dizginlenemez bir huzursuzluk yaratacağı pek düşünülemezdi.
Partisi CHP tarafından olduğu kadar Dersimli Aleviler üzerine zora dayalı siyasi hesapları olan PKK-BDP tarafından da ötekileştirilip tehdit edilen Hüseyin Aygün’ün başörtüsü yasağını bu derece sahiplenen, başörtüsüne özgürlük taleplerine “türbanlı devlet” gibi tanımlamalar üzerinden kin ve öfke kusan beyanları basit bir duygusallık olmasa gerek.
Yeni Şafak gazetesinin haberine göre CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kamuda kıyafet serbestliği girişimi için "Memur-Sen'i sahneye süren AKP'nin hedefi Suudi Arabistan tipi barbar, faşist, dinci bir diktatörlüktür" türünden son derece ahlak ve hukuk dışı cümleler kuruyor. Kemalist ideoloji, kadro ve kanunları aydınlanma ve ilerleme prensiplerinin doğal tezahürleri sayıp hümanist yeryüzü cennetine ilkel çöl Araplarının gölgesi düşmesin istiyor herhalde ki şöyle feryat ediyor: "Memur-Sen adlı İslamcı sendika 'kıyafet özgürlüğü' adı altında başta okullar olmak üzere kamu kurumlarında 'türbanlı devlet' için harekete geçti; memurlar dün işe türbanla geldi; bu İslamcı sendika KESK'liler içeri atılır ortada yok, Cemevi yasaklanır ortada yok, solcu öğrencilere 15-20 yıl ceza verilir ortada yok, Alevi-solcu memurlar fişlenir, işten atılır, sürgün edilir ortada yok, gazetecilere müebbet istenir ortada yok, AKP'nin kolları altında türban eylemi yapar ancak!”
Memur-Sen eleştirisinde haklı olduğunu düşünürsek dahi Aygün’ün söylemesi gerekenler nedir? Herhalde şunlar olmalı: “Cem evlerinin açılışına destek verin, solcu öğrencilere verilen cezalara karşı çıkın, fişleme ve sürgünlere itiraz edin, gazetecilere müebbet verilmesi karşısında sessiz kalmayın vs. vs.”
Aygün’ün Memur-Sen’e (geniş anlamda muhafazakâr, dar anlamda İslami camiaya) yönelik bu teklif ve tutarlılık çağrılarına karşılık olarak sol-sosyalist-ulusalcı Alevi kesimlerin de kendilerine bakmaları gerekmez mi? Mesela laikliğin despotizmi meşrulaştıran uygulamaları karşısında Dersim Alevi-Zazaları olarak siz hangi saftaydınız? TSK-TÜSİAD-Yüksek Yargı oligarşisiyle safları mı sıklaştırdınız yoksa Müslüman halkın haklarına yönelik bu gasp faaliyetlerine karşı mı çıktınız? Cevabı biz verelim isterseniz: Şeriat tehlikesi diyerek bürokratik oligarşiye destek oldunuz.
İtiraf edin ki Alevi-Bektaşi cemaatleri İslami hak ve taleplere karşı Kemalist cuntacılar adına laikliğin teminatı olarak majestelerinin kamuoyu rolüne seve seve soyunmuştur. Sadece bir örnek olarak “Cem evleri açılsın ama Tekke ve Zaviyeler Kanunu asla değişmesin” kampanyalarını hatırlamak dahi bu çirkin konumlanışın mahiyetini gözler önüne sermeye yeter de artar bile. Hüseyin Aygün ve benzeri isimler devrimci imaj çizerek, halk destanları okuyarak, propaganda ve ajitasyon imkanlarını kullanarak mensubu oldukları Alevi-Bektaşi cemaatlerin Kemalist devlete taparcasına bağlı karakterini gizleyemezler. Özellikle de İslam ve Müslümanlarla ilgili bir gelişme karşısında takınılan tutumlar bunun en net kriteridir.
Modern-laik öğretileri kutsama, İslami hak ve talepleri lanetleyip sindirme adına söylenen sözleriyle Hüseyin Aygün “Ey halkım tanı bunları!” diyor: Kim bunlar diye merak ederseniz işte Aygün’ün halkına şikâyet ettiği güruh: “Kamuda türbanı yasallaştırmak için Memur-Sen'i sahneye süren AKP'nin hedefi Suudi Arabistan tipi barbar, faşist, dinci bir diktatörlüktür!”
Bakalım Aygün ne zaman “Dinciler Suudi Arabistan’a!” sloganları eşliğinde halkını sokağa dökmek üzere kampanya başlatacak?
“Topyekûn Savaş” manşetleri atıp “28 Şubat bin yıl sürecek” diye korku imparatorluğunun yenilmezliğini ilan eden Kemalist cuntacıların güç yetiremediğine Hüseyin Aygün ve cemaati güç yetirebilir mi sizce?
Bekleyip göreceğiz, hodri meydan!
HABERE YORUM KAT