Bana kalırsa...
Maraş, Sivas, Çorum gibi iller dikkatli olmalı.. Bazı ilçeler önemli mesela.. Aleviler, Kürtler üzerinde çalışıyorlar. Şehid aileleri, Ülkücüler, PKK, bunları kullanmaya çalışacaklar sanki..
Birileri Alperenlerin, bazı dini grupların adını da bu işlere bulaştırmak için özel çaba gösteriyor sanki..
Ve tabii yargıdaki ve mediadaki adamları öne sürecekler.
Dışarıdaki silahlı unsurlarla sabotajlar gerçekleştirecekler sanki.. Hedef, iktidarı yıpratmak. Asker çok yıprandı ya, polisi de yıpratacaklar. İlgiyi askerin üzerinden çekmek istiyorlar gibi sanki..
Aslında dışarıdaki unsurlar, bu çabaları ile, haberleşirken, silaha ulaşırken açık veriyorlar. Bu da iyi.. Artık kimin kim olduğu biliniyor.. Türk Ergenekonu ve Kürt Ergenekonu el ele son bir hamle ile bir şeyler yapmaya çalışacaklar.. Sokakta bunun işaretlerini görüyoruz. Bu çabalarını bir adım daha öteye taşıma gayretindeler sanki.. Ama çok kötü gidiyorlar. Genelkurmay bile BBG evi gibi.. Ama birileri, inadından da vazgeçmiyor. Daha üç ay öncesinde bile, katsayı konusunda andıç hazırlamışlar..
Önümüzdeki günlerdeki kamuoyu araştırmalarına, sendika, oda, dernek faaliyetlerine dikkat etmek gerek.. Yedekleri de devreye sokmaya çalışacaklar, ama kitleleri harekete geçirmek şöyle dursun, her yeni adımda kendi içlerinde bölünüp, deşifre oluyorlar..
Şu önceki gün basına sızan evrak imha operasyonunda, imha ekibinin, kendi aralarındaki konuşmalarda, gizlilik sebebi ile birçok özel ve genel bilgiye bu vesile ile tanık oldukları anlaşılıyor.. İmha ettikleri bilgiler, onlar açısından da yeni ve özel bilgiler. Zaten herkesi fişledikleri yetmiyormuş gibi, dinlemişler de.. Bu tür işlerin içindekiler, yarın ne olur ne olmaz diye bu bilgileri kendileri için kopyalıyorlardır..
Bu adamlar kendilerinden çok emin oldukları için, aslında fazla tedbir de almamışlar. Genelkurmay’ın laptopu ile evin kızı arkadaşı ile çetleşmiş, bazı internet sitelerinden resimler kopyalamışlar filan. Gizli bilgiler, özel istihbarat faaliyetleri, internet dedikoduları, MSN kayıtları hepsi aynı bilgisayarda ve bu bilgisayar şimdi savcıların elinde..
Zaten kendileri de çaresizliklerini itiraf ediyorlar...
Hani şu bizim bir Milli Tank Projemiz vardı. İsrail’le yapılan anlaşmaya göre 2002 yılında 65 ve 2003 yılında 104 adet olmak üzere tankların tamamının 2003 sonuna kadar modernize edilmesi gerekiyordu. Şimdi tanklar hâlâ ortada yok. İsrail firmasına modernize edilmesi için 7 yıl önce 687.5 milyon dolarlık tank ihalesi verildi. Ödemeler düzenli yapıldı. Ancak ortada tank yok. Hadi çıkın işin içinden çıkabilirseniz.. Bu işin daha da ilginç bir başka boyutu var.. Bu tankların yenisi 500 milyon dolara alınabiliyor.. Şimdi eldeki hurda tanklar da gitti. Ne olacak? Bu işin hesabını kim verecek? Bu paralar derin devletin kasasına mı gitti, yoksa İsrail’de, MOSSAD’a ve bağlantılı lobi şirketlerine, derin devlete silah ve istihbarat desteği, lobi faaliyeti yapması için mi verildi? Bu sorunun cevabını “hangi vatansever” verecek? Bakın Türk derin devleti çökerse, bu Amerikan ve İsrail derin devleti içinde de problemlere sebeb olacak. Onun için bu işler böyle zor ilerliyor ve de birileri onun için kendinden emin gözüküyor. Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, Sayın Başbuğ... Bu işleri kim soruşturacak? TBMM, MSB, TSK, Sayıştay, Danıştay, Yargıtay?.. Niye kimsenin sesi çıkmıyor?. 687,5 milyon doları geri alabilecek misiniz? 7 yıllık gecikme ve değer kaybı ile birlikte bu rakam 1 milyar doları buluyor.. Bu yenileme işini niçin biz yapmadık? Bu para içeride kalamaz mıydı?.
Bu paraya okul, hastane yapamaz mıydık? İlaç fabrikası, aşı fabrikası?.
Alın size bir hesap, o tarihlerde İstanbul’da 10 kadar poliklinik kuran bir grupla konuştum. Yaklaşık her poliklinik 500 bin dolara malolmuş ve yine yaklaşık her poliklinikte 100’e yakın personel çalışıyor.. Hizmet üretiyor. Gelir sağlıyor, vergi veriyor. Bu para ile 1400 poliklinik kurulabilirdi. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Her il ve ilçede yeni bir poliklinik açılabilir ve 140 bin personel istihdam edilebilirdi.. 140 bin ailenin geçimi demek bu. Yani yaklaşık yarım milyon insana iş, aş demek..
Peki neden bu konuda meslek odalarının sesi çıkmıyor?
Can alıcı sorular bunlar, can sıkıcı sorular..
“Bal tutan, parmağını yalar” derler ya, bu paralar kimlerin kasasını doldurdu?. Malum generallerin pahalı semtlerdeki lüks evlerinin kaynağı şimdi daha iyi anlaşılıyor.. Akdeniz, Ege sahilindeki lüks villaların da..
Öyle anlaşılıyor ki, bu tezgahın sahipleri, bir yandan sokağı hareketlendirmeye çalışacak, nokta hedeflere yönelecek, öte yandan yargının üzerindeki baskılarını artıracaklar.. İktidarın EMASYA üzerine gitmesini, yargı reformu yapmasını, İç Hizmet Yönetmeliği’ni değiştirmesini engellemeye çalışacaklar..
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, “aile içi sorunlar” nedeni ile belki bundan sonra biraz mesafeli durabilir.. Zaten kritik bir denge var, biraz daha zorlarsa, bu denge aleyhlerine bozulabilir. Onun için Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’a yüklenecekler.. Ama AYM ve yüksek yargı, media, sermaye, TSK, bürokrasi, siyaset ve STK’larda, gelinen noktadan sonra baskılar geri tepebilir. Çünkü kimin kimle ne düzeyde ilişki içinde olduğu biliniyor artık.. Bir de eski defterler karıştırılır, imha edilirken, birçok kişi, bu arada daha önce bilmediği birçok konuda yeni bilgiye ulaşmış durumda. Bu çok önemli.. Bazı şok bilgi ve belgeler, iç dengeleri değiştirecek ve hesaplaşmaları keskinleştirecektir.. Bu hep böyle olur. Birileri darbe yapamadı ama, bugün, darbe sonrası yaşanan iç hesaplaşmanın da eşiğine geldi.. İçeride panik büyüyecek. Henüz dışa dönük kaygılar ve korku duvarını aşamadılar.. Biraz zaman geçsin, çok daha farklı durumlar ortaya çıkacak.. Tehdit ve şantajlara da dikkat etmek gerek bu arada.
Yeni iddianameler, yeni tanıklar, yeni sanıklar, yeni davalar, yeni sürpriz isimler, yeni iddialar, bilgiler, belgeler, ses kayıtlarına hazır olun.. 27 Ekim’de Erzincan’da bir barajda mühimmat bulundu. Gizli tanık X, askerlerin bir gün sonra kendisiyle görüşerek, “Mühimmatın polis tarafından konulduğu izleniminin verilmesi için gizli tanık olacaksın” teklifinde bulunduğunu söyledi. İddiaya göre, cemaat evine silah bırakılması için 800 bin TL teklif etmişler.. İşe bakar mısınız?
Bu eşik de aşılırsa, media ve sermaye içindeki yeni durumlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacak..
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri geçen gün Okmeydanı’nda bulunan bir derneğe baskın düzenledi. Dernekte çok miktarda gösteri materyali, bildiri ve molotof kokteylleri ele geçti.. Bu operasyonlar sürecek gibi. Sadece büyük şehirlerde değil, hassas bölgelerin tümünde, derin devletin silah ve eğitim kamplarının olduğu bölgelerde ses getiren eylemler için hazır bekliyor deniyor.. İktidarın, şimdi kararlı bir şekilde cesur adımlarla ileri doğru yürüyüşünü sürdürmesi gerek..
Artık herkes her şeyi biliyor. Genelkurmay Başkanı da durumun farkında.. En basit mantıkla ya teşkilatında ne olup bittiğinin farkında değil, ya acizlik gösteriyor, ya da o da bu işin içinde.. Demirel’in de kapısının çalınması gerek, Evren’in de, Karadayı’nın da, Çevik Bir’in, Özkasnak’ın, Koman’ın da.. Ve tabii Sezer’in de.. Erkaya’nın mal varlığının, çocuklarının ilişkilerinin de araştırılmasında fayda var.. Bu işin ucu nerelere gidiyor, kimin eli, kimin cebinde o zaman daha iyi anlaşılacaktır.. Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT