Balyozculara tavsiye: Kararı temyiz etmeyin!
Niye temyiz etmesinler?
Direkt söyleyeyim:
Cezaları ikiye hatta üçe katlanabilir de onun için.
Nasıl?
Şöyle..
Bakmayın siz, televizyon ekranlarından uzun uzun tartışmalarda, süslü hukukçuların hiç dile getirmediklerine..
Darbe suçu, aslında iç içe geçen, birbirinden çok ince çizgilerle ayrılan, üç ayrı suç tipini içinde barındırır.
“Anayasayı ihlale teşebbüs..”
“TBMM’nin kısmen de olsa görev yapmasını engellemeye teşebbüs..”
Ve “Hükümeti görev yapmaktan men etmek..”
Bu suçları, birbirinden nasıl ayıracaksınız?
TBMM’yi kısmen de olsa görev yapamaz hale düşürmek, aynı zamanda “Anayasayı ihlale teşebbüs” değil midir?
Hükümeti, görevini yapmasından men etmek, yine “Anayasayı ihlale teşebbüs” değil midir?
Hükümeti görev yapmaktan men etmenin, aslında çoğu defa TBMM’yi de devre dışı bırakmadan, bir işlevi olabilir mi?
Bunları niye söylüyorum?
Balyoz’da sanıklar, sadece “Hükümeti iskat suçu”ndan mahkum oldular da onun için.
Aslında eylemleri, aynı zamanda “TBMM’yi görev yapmaktan engelleme suçu”nun unsurlarına da uyuyor.
Ve aynı zamanda, “Anayasayı ihlale teşebbüs suçu”nun unsurları da oluşmuş durumda..
Bu durumda, temyiz incelemesinde ne olacak?
Eylemlerin kapsamlı bir tanımlaması yapılacak.
Bunun için de; Balyozcuların eylemi ile kanundaki suç tipleri karşılaştırılacak.
Balyozcuların eylemi ne?
AK Parti hükümetini devirmek.
AK Parti iktidarı devrilirken, “TBMM yerinde mi duracaktı?”
Yargıtay bu soruyu soracak ve eylemin aynı zamanda TBMM’yi de görev yapmaktan engelleme suçuna girdiğini tespit edecek.
Bir adım daha ileri gidecek.
“Hükümeti devirme” işlemi sırasında, “Anayasa ihlal edilmeden” mi, bu yapılacak?
Mümkün değil.
Mutlaka “Anayasayı ihlale teşebbüs” de gerçekleşecek.
O zaman “Balyozculara üç ayrı maddeden birden ceza verilmesi gerekir” denilecek.
Böyle bir durumda, ne olur?
Düşünmesi bile Balyozcuların aklını başından alır: Üç ömür boyu hapis!
Ayrıca belirtelim, “anayasayı ihlale teşebbüs” açısından, teşebbüs indirimini uygulamaya da imkan yok.
Çünkü zaten suçun kendisi, “ihlale teşeşebbüs!”
O teşebbüsün cezası, zaten ömür boyu hapis!
“Sanık aleyhine karar bozulamaz ki!” demesin kimse..
Biz bu işlerin tokmağını yiye yiye, uzmanı olduk.
28 Şubat’ın laikçi hukukçuları, sırf “Dindarlar mağdur olsun.. Laikçiler her türlü beladan kurtulsunlar” diye öyle güzel(!) zigzaglar çiziyorlardı ki..
Şimdi kendi kurdukları tuzaklara düşecekler!..
Hatırlayın, Tayyip Erdoğan’in şiir okuma cezasını, Diyarbakır DGM kaldırdığında, Yargıtay 8. Ceza Dairesi ne demişti? “Karar yok hükmündedir!”
Şimdi de, bunun aynısı olmaz ama..
Şunu diyebilir Yargıtay!
“Deliller, aynı zamanda Anayasayı ihlale teşebbüs ve TBMM’yi görev yapmaktan engelleme suçlarının da işlendiğini göstermektedir. Zamanaşımı süresi dolana kadar, savcılığın her zaman bu suçlardan da ayrıca soruşturma açması mümkün olduğundan, bu konunun hatırlatılması ile yetinilmiştir!”
Bunu dedi mi, Balyozcuların hayatı kaydı..
Sevinir miyim bu işe?..
Onların, Tayyip Erdoğan kararını çıkarttıklarında sevindikleri gibi sevinmem..
Ama böyle bir ihtimali hatırlatmak bile, ilerki nesiller için, büyük bir ibret vesilesi..
Biz de, not düşmekle yetinelim..
Balyozcu generaller otursunlar, oturdukları yerde..
Bu işin ucunda, 10 sene sonra da, cezaevinden çıkamamak var!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT