Balyoz’a ‘komplo’ diyenin, aklı var mı?
Tamam; biz de zaman zaman bazı olayları, komplo mantığı ile yorumluyor, aklımıza takılan soruları kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“Bazı kişilere komplo kurulduğu”nu, hayatlarının karartıldığını söylüyor, bu yönde samimi kanaatlerimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Fakat söyler misiniz, şu Balyozcuların olayında, azıcık aklı olan bir insan, “komplo”dan bahseder mi hiç?
Binlerce sayfalık dökümanlar. Yüzlerce ayrıntılı eylem planları..
Bu kadar geniş kapsamlı bir komplo olur mu hiç?
Tamam; hoşuna gitmeyen adamın cebine esrar konulup, suçüstü yapılan vakaları biliriz biz..
Arama yapılan eve, yanlarında getirdikleri silahı koyup, “İşte suç aletini bulduk” diye tutanaklar imzalandığını da biliriz biz.
Ama; binlerce sayfalık komployu da, ilk defa duyuyorum yani..
Biz açıp da, okumaya bile teşebbüs edemiyoruz. Bir başlıyoruz, bir saat sonra pes ediyor, dinleniyor, sonra tekrar başlıyoruz okumaya..
Ama günlerdir, daha hiç başlığını bile görmediğimiz dökümanlar var, Gölcük’te ele geçirilen belgeler arasında..
Ne demek istiyorum?
Şunu demek istiyorum: Birisine veya bir guruba komplo kurulmak isteniyorsa, binlerce dökümanlık belgelerle mi komplo kurulur? Yoksa iki, bilemediniz üç olayı içeren klasik bir eylem planı ile mi suçlama yöneltilir?
‘Balyoz planı’ndaki şu olaylara bakın. Fatih Camii’ne bomba.. Ege Denizi’nde uçak düşürme.. Bazı gazetecilere suikast. Bazı gazetecilere tutuklama.. Sivil toplum kuruluşlarının tek tek listelenip, onlar üzerinde yapılacak işlemler. vs. vs.
Daha onlarca eylem planı..
Eğer gerçekten birileri komplo kurmak istiyorlarsa, bu eylemlerden üç tanesini seçip, onlarla ilgili döküman hazırlarlardı.. Bu kadar tantanaya da gerek kalmazdı.
Yok bilmem kaçıncı sayfadaki bilgi, maddi hatalı imiş..
Yok bilmem kaç bininci dökümanda bahsedilen kişi, o tarihte burada değilmiş..
Falan da filan.
Komplo kuracak adam, bizim okumayı bile göze alamadığımız büyüklükteki bir dökümanları hazırlamaya nasıl teşebbüs etsin?
Başbuğ ne diyordu: “Silah değil bunlar, boru boru!”
Şimdi biz de komplo iddiacılarına söyleyelim: “Masal değil bunlar. Binlerce sayfalık eylem planları, eylem!”
Hani üç tane hayâli güçlü adamın eline verseniz birer tane bilgisayar, “Kafana estiği gibi bir şeyler yaz” deseniz!.
Bu kadar ismi, bu kadar eylemi, bu kadar anlatımı, yüzyılda yazamazlar!
Astsubayın sicilinden, gördüğü kurslara, sınıfına, birlikte çalışacağı isimlere kadar ayrıntılı mı ayrıntılı planlar..
Eğer bu belgeler gerçekten düzmece olsaydı, Yahudi damadın internet sitesine koyduğu, uyduruktan üç tane hata değil, onbinlerce hata çıkardı ortaya..
Çünkü onbinlerce sayfayı içeren dökümanlar bunlar.
Hem komplo kuracak adamlar, akıllarını peynir ekmekle mi yemişler.
Madem komplo kuracaksın.
Basit bir eylemlik komplo kurarsın. Bilemedin iki eylemlik plan kurarsın.
Dolayısı ile, yanlış yapma ihtimalin de asgariye inmiş olur.
Geniş zaman diliminde, yavaş yavaş hazırlarsın komplo belgelerini..
Ne gerek var, binlerce sayfaya?
Ne olacak yani, 50 sayfalık basit bir komplo ile yetinilseydi, mahkeme yargılama yaparken, “50 sayfalık planla darbe yapılmaz“ mı diyecekti?
“Cami bombalama” planına, “uçakları düşürme” gibi, dolaylı ve ustaca hazırlanmış planlara ne gerek var?
Nasıl olsa komplo kuruyorsunuz. Birilerine, iftira atıyorsunuz. Belgeleri kendi kendinize düzenleyip, altına hedefteki generallerin ismini yazıyorsunuz. O halde, tek bir plan yazın.. Devletin tepesindeki iki-üç kişiye suikast yapılması gerektiğine dair bir plan metni yazın. Atıyorsunuz ya, palavradan imzaları, atın o generallerin imzalarını..
Alın size, hedefinizdeki generalleri aynı cezaya çarptıracak kadar ciddi bir suç..
Komplo kurulmuş olsaydı, 10 sayfalık belge ile yetinilirdi, binlerce sayfalık dökümana ne gerek vardı?
Değil mi damat?
Değil mi; milliyetçi babanın, Museviye gelin giden hanım kızı?
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT