Balyoz ve gerçekler (6)
Çetin Doğan ve avukatlarının Amerika’dan aldıkları rapora göre, 16 no’lu CD içerisinde bulunan Karadeniz ve Ereğli’yle ilgili planlar, aslında 2006 yılından sonra “üretilmişti ve sahtelerdi”.
Peki, gerçekler kendilerinin dediği gibi miydi?
Dünkü yazımda bu “sahte” denen belgelerin perde arkasını yazacağımı açıklamıştım. Ayrıca, “sahte” denen Balyoz Harekât Planı’nı, gerçek denen belgeler ve ses kayıtlarıyla karşılaştıracaktım. 2003 yılında hazırlanan bir belgenin güncellenmesi halinde nasıl 2007 görünebileceğini, Microsoft’un notlarını paylaşarak açıklayacağımı da belirtmiştim. Bugün yerim olmadığı için Balyoz Harekât Planı ve Microsoft’un notlarını, yazı dizime de bir gün ara vererek, pazartesi gününe bırakıyorum.
Bugün Karadeniz ve Ereğli planlarıyla ilgili Çetin Doğan’ın avukatlarının kamuoyunu nasıl yanılttığını açıklayayım.
Şimdi sıkı duralım...
2006 yılında üretildi denen belgeler, aslında Mehveş Evin’in yayın yönetmenliği yaptığı Aktüel dergisinde, Eylül 2003’te üç haftalık yazı dizisi olarak yayımlanmıştı. Üstelik belgeler ıslak imzalıydı ve üstünde de sayı numaraları vardı. Arşivlere giren, kayıtlı belgelerdi.
2003’te Aktüel’de yayımlanan ve Balyoz CD’lerinden 16 no’lu CD’de yer alan belgeler, “Türkiye’nin irticai taktik resmi”nin çıkartılması için Zonguldak’ın ilçesi Karadeniz Ereğli’nin fişlenmesiyle oluşturulmuştu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karadeniz Bölge Komutanı Tümamiral Deniz Kutluk’un imzasını taşıyordu. Belgelerde irticacı mahalleler, tüm cami ve okullar, Ereğli Demir-Çelik fabrikaları başta olmak üzere her yer ve her şey “gözetim altına” alınmıştı.
Tümamiral Kutluk’un imzasını taşıyan belgelerde Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener’in ismi de geçiyordu. Ama belgelerde yer alan sürpriz isim, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in damadı Mahmut Süleyman Göksu’ydu. Erdemir Yönetim Kurulu üyesi olduğu için istihbarat raporlarında adı geçmişti Göksu’nun.
30 Ağustos 2003’te tuğamirallikten tümamiralliğe terfi eden Kutluk, elbette durduk yerde koca bir ilçeyi mercek altına almamıştı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın emri üzerine harekete geçmiş, emirde, Batı Çalışma Grubu rapor sisteminin tekrar hayata geçirilmesi; 1 Mayıs 1997’de Batı Çalışma Grubu’nca uygulanmaya başlanan rapor sistemi gereği, 13 Mart 2003’te revize edilmesi istenmişti.
Yani Balyoz Darbe Planı’ndan bir hafta sonra, raporların güncelleştirilmesi ve fişleme yapılması emredilmişti. Tıpkı Balyoz ses kayıtlarındaki listeleri güncelleştirin, fişlemelere devam edin itirafları gibi.
İşte bu emir gereği, tüm ilçe büyüteç altına alındı. İlçede asıl önemli olan Ereğli Demir-Çelik fabrikalarıydı. Böylelikle araştırmanın önemli bir kısmı Erdemir üzerinde yoğunlaştı. AK Parti, iktidara gelmesinin hemen ardından Erdemir dâhil, Türkiye’de bulunan tüm demir-çelik fabrikalarının yönetim kurulu üyelerini değiştirmişti. 14 Ocak 2003’te Ereğli’de göreve gelen yeni kurul, dokuz kişiden oluşuyordu. Kdz. Ereğli’de bulunan “Karadeniz Bölge Komutanlığı İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Şube Müdürü” Dnz. Bnb. İsmail Tümer’in hazırladığı dört sayfalık rapora göre bu yönetim kurulunun yedi üyesi AKP ile irtibatlıydı.
Tümer’in hazırladığı istihbarat raporu, AKP yöneticilerinin yönetim kurulu üyeliklerini kendi aralarında paylaştıklarını söylüyordu. Bu paylaşıma göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üç, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’in payına iki üyelik düşmüştü. Erdemir’in eski Genel Müdürü Maksut Süleyman Göksu da yönetim kurulunda yer aldı. Göksu, yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in damadıydı.
Tümer’e göre Erdemir’e Nakşibendîler hâkim olmaya çalışıyordu. Bu çerçevede 50 ve 55 yaşını dolduran 400 kişi emekli edilerek şirkete yeni isimler alınmaya çalışıldı. Tümer bu işlemi “şirketi ele geçirmek” olarak yorumluyor ve AKP’yi sorumlu tutuyordu: “Erdemir içindeki personel tasfiyelerinin genel müdürün (Abdülkerim Dervişoğlu) inisiyatifinde olmayıp Nakşibendî tarikatının bölgesel planı izlenerek, yeni yönetim kurulu ve AKP mahalli yönetimi tasarruflarıyla yürütülmekte olduğu sanılmaktadır.”
Dnz. Bnb. İsmail Tümer, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören Erdemir hisselerinin değer kaybetmesini şöyle yorumluyordu: “Değeri ucuzlayacak şirket Yeşil Sermaye’nin eline geçecek. Diğer bir öngörü ise Erdemir’in bilinçli olarak piyasa değerinin ucuzlatılmakta olduğudur. Bilahare Erdemir stratejik yatırımının ve stratejik nitelikteki limanının özel sermaye gruplarının eline geçirilmesi sağlanacaktır. Üç yıl içinde kâr patlaması yapması düşünülen Erdemir’in ‘Yeşil Sermaye’ eline geçmesi hâlinde Koç ve Sabancı grupları ile baş edebilecek mali portföye kısa sürede ulaşabileceği uzmanlarca değerlendirilmektedir.”
Dnz. Bnb. İsmail Tümer’in dikkat çektiği bir başka nokta ise Erdemir’de çalışanların maaşlarını aldıkları bankalardı. Rapora göre bu isimlerin çoğunluğu iki milyar lira ve üzerinde maaş alıyordu, maaşları ise Pamukbank ile Yapı Kredi Bankası ödüyordu. Ancak bu durum yakında değişecek, iki bankanın yerini faizsiz finans kurumu Asya Finans alacaktı. Bu durumda Asya Finans yaptığı bankacılık işlemlerinden yılda 500-600 milyar lira para kazanacaktı!
Dnz. Bnb. İsmail Tümer’in üzerinde durduğu bir başka isim de Fazlı Erdoğan’dı. Erdoğan, Kdz. Ereğlisi’nin bağlı olduğu Zonguldak’ın milletvekiliydi. 3 Kasım 2003 seçimlerinde AKP’den milletvekili olmuştu. Bnb. Tümer’e göre Erdoğan, Ereğli Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu’nu görevden aldırmak için uğraşıyordu. Sönmezoğlu’nun laik ve Atatürkçü kimliği ile tanındığının altını çiziyordu Dnz. Bnb. Tümer.
Aslında o, bu kanıya kendi kendine varmamıştı; Sönmezoğlu da kendi kimliği hakkında onu aydınlatmış, yardımcısı Halil İbrahim Demirbaş’ın irticai kesimlerle bağlantısı olduğunu söylemişti. Raporda bu konu ayrıntılarıyla ele alınmıştı. Tüm bu raporlar ânında Deniz Kuvvetleri Karargâhı’na bildiriliyordu Tümamiral Deniz Kutluk tarafından. Hatta Kdz. Ereğli İmam-Hatip Lisesi müdürünün değiştirilmesi bile rahatsız etmişti Kutluk’u ve bu durum da 30 Nisan 2003’te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bildirilmişti: “Türban ile mücadelede başarısı ile temayüz etmiş ve dört yıldır görevinde bulunan İmam-Hatip Lisesi Müdürü İslam Güner’in Kdz. Ereğli yeni Milli Eğitim Müdürü Nuri Yılmaz’ca görevinden alınma çabasının İlçe Kaymakamı’nca önlendiği ilgi (d) yazısı ile bildirilmiş idi. Müdür İslam Güner, Zonguldak Valiliği’nin Ek-B’de sunulan ilgi (e) yazısı ile 30 Nisan 2003 tarihinden itibaren görevinden alınmıştır. Bu arada Zonguldak Valisi’nin –Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin parti politikaları kapsamında– AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan’ın yoğun taleplerine maruz kaldığı istihbar edilmiştir.”
Kdz. Ereğli’de sadece tayin ve terfileri izlemekle sınırlı kalınmadı. Kurban Bayramı namazları ile Cuma namazları takibe alındı. Bu defa laiklik karşıtı vaaz ve hutbe verilip verilmediği araştırılmaktaydı. Bölgedeki 300’ü aşkın camide, imam ve vaizler incelemeye alındı. Haklarında rapor tutulup, Karargâh’a gönderildi.
Mahalle mahalle fişlediler
İlçedeki özel eğitim kurumları da fişlemelerden nasibini almıştı. O kadar ki Özel Yıldırım İlköğretim Okulu’nun düzenlediği “18 Mart- Çanakkale Şehitleri Haftası” çalışmaları bile ilgililerin dikkatinden kaçmadı. Konuşmacı, muhafazakâr camianın yakından tanıdığı eğitimci-yazar Vehbi Vakkasoğlu’ydu. Konuşma, konuşmacı, dinleyiciler, konuşmaya verilen tepkiler ayrıntılarıyla bir bir tesbit edildi ve aynen Karargâh’a iletildi.
Konuşmayı izleyen, yine aynı okulda Milli Güvenlik Dersleri’ne giren Dnz. Bnb. İsmail Tümer’di ve özel izinle, görevli olarak gitmişti bu toplantıya.
Camiler ve okullardan sonra sıra mahallelere gelmişti. Tüma. Deniz Kutluk’un hazırladığı rapora göre ilçede altı mahallede “Kılık ve Kıyafet Kanununa Aykırı Giyinenler” mevcuttu: “Bölgede Kılık ve Kıyafet Kanunu’na aykırı giyime az rastlanılmakla birlikte, söz konusu kanuna aykırı giyinenlerin nispeten daha fazla görüldüğü mahaller aşağıda belirtilmiş olup, konu ile ilgili istihbari çalışmalara devam edilmektedir; Yeşiltepe ve Belen mahalleleri, Bağlık Mahallesi 1 no’lu ve 2 no’lu Sakindere sokakları, Atatürk İlköğretim Okulu civarı, Karga Mahallesi, Güldere Mahallesi ve Gülüç Erdem Yuva Evleri arkası Sazlık Sokak...”
İlçedeki otomotiv şirketleri, döviz büroları, finans ve factoring kuruluşları ile dinlenme tesisleri de tek tek fişlendi. Her kuruluşun hangi dinî cemaat veya tarikata bağlı olduğu tesbit edildi. Böylece bu tesislere giden kişiler hakkında da kanaat oluşturuldu.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Karadeniz Bölge Komutanlığı’nın 3590-81-03 numaralı, 23 Mart 2003 tarihli, “Kdz. Ereğli’deki İrticai Kadrolaşma Çalışmaları Hakkında” raporu ve aynı kurumun 30 Nisan 2003 tarihli bir başka raporunda yazılanların bir kısmı böyleydi.
Yani Çetin Doğan’ın avukatlarının Amerika’dan aldıkları rapora göre sahte dedikleri belgelerin sayı numaraları bunlardı. Şimdi sahte denen belgeyle ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi verelim.
İlk rapor, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1 Mayıs 1997 tarihli yazısıyla (Bu emri de Çetin Doğan 1997 yılında aldırmıştı) “tesis edilen” aynı kurumun “241034B Ocak 2003” numaralı mesajıyla yeniden aktive edileceği bildirilen “Batı Çalışma Grubu” rapor sistemi kapsamında hazırlanmış ve “Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin Kdz. Ereğli’de yürüttüğü kadrolaşma çalışmalarına ilişkin elde edilen bilgiler” sunulmuştu.
Bu rapor, 2004 yılında yayımlanan bir kitapta da yer aldı. Ayrıca, sahte denen bu belgelerin ayrıntılarına, Tuncay Opçin’le birlikte hazırladığımız PİRUS adlı kitapta yer verdik.
Çetin Doğan ve avukatlarının, 16 no’lu CD sahte, içindekiler sahte dedikleri bir belge de yine yıllar önce, 2003 yılında Aktüel dergisinde yayımlanan bir fakstı. Faksı tüm birliklere çeken isim Çetin Doğan’dı. Bu faksın ayrıntıları da PİRUS kitabımızın 296-299’uncu sayfalarında. İlgilenenler, “sahte” denen ancak aslında gerçek olan bu belgenin ayrıntılarına oradan ulaşabilir. Üstelik “sahte-üretildi!” denen bu belgenin üzerinde faks numarası var ve faksın çekildiği saat de belli. Faks, 15 Ocak 2003’te, saat 14:43’te Donanma Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na çekilmiş. Faks numarası 1. Ordu Komutanlığı Özel Müdürlüğü’ne ait. Altında da Çetin Doğan’ın emriyle çekildiği net bir şekilde görünüyor. Çetin Doğan, Balyoz Darbe Planı’nı ortaya çıkardığım gün, “yeni iktidara gelmiş bir parti için neden çalışma yapayım” minvalinde açıklamalar yapmıştı. Bu faksı okuyanlar, Çetin Doğan’ın darbe çalışmalarına aslında ne zaman başladığın net bir şekilde görebilir.
2006 yılında üretildi denen belgelerin bir bölümünün hikâyesi bu. Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor. Bu belgeler 2006 yılında üretildiyse, 2003 yılında Aktüel dergisinde, 2004 yılında bir kitapta nasıl yer aldı? Bu belgelerin altında imzalar, sayı numaraları var. “Belgeler üretildi, sahte” diyenler, bu durumu nasıl açıklıyorlar?
[email protected]
TARAF
YAZIYA YORUM KAT