Balyoz ve Ergenekon 'Kumpas'tan mı İbaretti?
Milli Güvenlik Kurulu'nda hesaba çekilen seçilmiş Hükümetleri, bütün bir topluma devlet imkânlarıyla Türklük ve Atatürkçülük, laiklik ve Batıcılık dayatan askeri vesayet mekanizmasının bedenlerimizde, ruhlarımızda açtığı yaralar hala sızlıyor.
Kenan Alpay’ın Yorumu:
Hem usul hem de esastan bozulduğunu ilan edilen Ergenekon davası için Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil gerekçeli kararın özetini okurken “1 kuzudan 3 post çıkarılması bozma nedenlerindendir” dedi. Böylece “hukuka aykırı delillerin varlığı” ikrar edildi hem de “Ergenekon isimli terör örgütü yoktur” hükmüyle maalesef eskisine benzer yine 'toplu bir karar' verilmiş oldu. İşin daha da vahim tarafı yaşanan bütün olağan üstü süreçler devlet içindeki bir diğer illegal örgütlenmenin 'kumpas'ına indirgenerek izah edilir oldu.
Emniyet ve Yargı'da örgütlenmiş Fethullahçı yapılanmanın sahte delil üretmekten şaibeli gizli tanıklarla suçlu ihdas etmesine, kimi suçlu ve davalar arasında hayali irtibatlar kurmaktan usulsüz-yetkisiz yargılamaya değin son derece sistematik bir tezgâh kurulduğu sadece siyaseten değil artık mahkeme kararıyla da ifade edilmiş oldu. Benzer durum Balyoz dava süreci için de yaşanmıştı.
Peki, Ergenekon ve Balyoz davaları Fethullahçı Örgütlenmenin kumpasından mı ibaretti? İlaveten Türkiye'deki temel sıkıntı Emniyet ve Yargı'da üslenmiş Fethullahçı örgütlenmenin TSK'yı ele geçirme, devlet kadrolarına hükmetme ve Kemalist-ulusalcı kadroları tasfiye harekâtından mı ibaretti?