Balyoz, Ergenekon, derin devlet derken...
Manifesto yayınlayacaklar, mücadele edecekler, meydan okuyacaklar, tehdit edecekler ama savunma yapmayacaklar.
Ne zamana kadar, kime güveniyorlar? Ne yapmak istiyorlar? Hâlâ darbe inatları devam ediyor mu yoksa birilerinin? Zaten bunu da söylüyorlar, ordu gerekirse darbe yapar..
Ne oluyor beyler. Daha yargılama başlamadı ki.. Bu ne telaş, bu ne panik böyle..
Amerika’da Siyonist lobiye destek veren birkaç kişi arkanızda, MOSSAD sizi destekliyor diye nasıl böyle yükseklerden uçuyorsunuz?
Medianın satılmış olduğunu söylüyorlar. Hani destek alınabilecek gazeteciler listesindeki dostlarınıza ne oldu? Onlar da sizi terk etti, en azından ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında sessiz kalmayı tercih ediyorlar… Yani belgelere çöp demiyorlar.
Yakalanan lav silahı boru değildi. O belge de “Kağıt parçası” değildi.. Ve eldeki belge ve bilgiler de bunlardan ibaret değil.. Buna razı olursanız bu dava bu kadarla sonuçlanır, ama inatlaşırsanız daha fazla bilgi, belge, tanık çıkar ortaya.. Bundan sonra daha fazla itiraf çıkar ortaya. Eski defterler karıştırılınca daha çok malzeme bulunur. Bu pilav daha çok su götürür..
Daha işin başındayız.. Referandumda evet ya da hayıra destek veren köşe yazarlarına bakın bir.. Üçte ikisi evet diyordu.. Üçte biri yarısı çekimser olmak üzere “Hayır” diyordu.. Bugün çekimserler değişime evet çizgisine geldi. “Hayır”cıların yarısı da gri alana kaydı.. Eski dostları bile, darbecileri inandırıcı ve ciddi bulmuyor. Birileri de eskisi kadar korkmuyor bunlardan. Çünkü birileri bunların gücünden korktuğu ve ellerindeki imkanlardan yararlanmak için bunlara yakın duruyordu..
Son gazete tirajlarına bakarsanız, Ergenekonculara destek veren medianın tirajlarındaki eriyişi hemen görürsünüz.. “Hürriyet” bir zamanlar tek başına bir güçtü. Şimdi sürekli tiraj kaybeden, 3. sırada bir gazete.. “Posta” onun üstünde.. “Milliyet” “Sözcü”nün de altına düşmüş, 160 binlik bir tiraja sahip. “Vatan” desen 14. sırada bir gazete. Doğan Medianın toplamı “Zaman” ile “Sabah”ın toplamından biraz fazla. Doğan grubu dışında Ergenekonculara destek veren gazetelerin tirajı 100.000 civarında ki, onların da önemli bir kısmı kurumsal alımlar..
Doğan Media’da bile Hürriyet dışında Ergenekon’un avukatlığını % 100 üstlenen başka bir gazete yok. Hatta bazılarında referanduma “evet” diyenler daha fazla.. Doğan Media dediğin zaten büyük ölçüde borsada satıldı. Grup, yabancı sermaye ile ortak. Kalan hisseler de her an satılabilir. Ya da kamu alacakları yüzünden el konulabilir.. Yabancı sermaye ortakları da, herhalde gazetecilik ötesi bir sorumluluk anlayışı ile Ergenekon’un avukatlığına soyunulan bir media istemeyecektir.. Zaten borsada bunun ilk işaretleri görülmeye başlandı bile..
Referanduma hayır diyenlerin etki ve saygınlık katsayıları da yerlerde sürünüyor ve bu gidişle bu tavırlarını daha fazla sürdüremezler.. STK’larda da durum çok farklı değil..
Siyasette zaten muhalefete savrulmuş durumdalar. CHP’nin avukatlığına sığınmış vaziyetteler. MHP bu çevrelerle arasına seçim öncesi mesafe koymaya çalışıyor..
Bunların yurt dışındaki destekçilerinin de işi zor.. Amerika’da Yahudi lobisinin bir kısmının desteğini arkalarına almış gibi gözüküyorlar. O da aile bağlarından kaynaklanan bir yakınlık. Yoksa kimse kaybeden ata oynamak istemez.. Biraz da Türkiye’den intikam almak isteyen Siyonist kadrolar için bizdeki Ergenekoncular iyi bir maşa olabilir mi hesabı yapılıyor olsa gerek.
İngilizler de “eski müttefikleri”ni daha fazla sırtlarında taşımak istemeyeceklerdir. Almanlar da öyle.. Böylesine her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran bir kadroyla kimse çalışmak istemez.. Bunların kendilerine hayrı yok ki, başkalarına imdat eylesinler..
Bu piyasada kuraldır: Ayakta iseniz ve elinizde kamçınız varsa herkesin size itaat ettiğini sanırsınız.. Kuzey Kore diktatörü, Mübarek de öyle sanıyordu. Yorgunluk gösterir ve oturacak yer ararsanız, saldırıya uğrarsınız ve çevrenizdekiler sizi terk ederler.. Diktatörlüğün de bir raconu vardır. Ayakta ölürler. Onun için diktatörlerin yan gelip yatan heykeli yoktur. Onlar her zaman ayaktadırlar.. Düşerseniz, ilk tekmeyi en yakınınızdan yersiniz. O yüzden, diktatörler için kol kırılır yen içinde kalır. Çünkü düşmanları onun işini bitirirler.. Tabii kol kırılır ve uzun süre yen içinde kalırsa kahraman çolak kalır ya da kangren olur, kolu kesilir..
Bizim Ergenekon ve Balyoz sanıkları, çizgi film kahramanlarına benziyor.. Hani onlar bir uçurumun kenarına gelirler ama önlerini görmediklerinden boşlukta yürümeye devam ederler.. Ne zaman ki ayaklarının altında boşluk olduğunun farkına varır ve durumu görürler, o zaman düşerler.. Bugün de birileri boşlukta yürüyor.. Yakında ayaklarının altından toprağın kaydığını gördüklerinde vakit çok geç olacaktır. Bu arada Yeni Akit, son bir hafta içinde 10.000’in üzerinde tiraj aldı. Selam ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT