Balyoz Danışma Hattı
1- Bu plan sahte çünkü bu planın tarihi 2002 Aralık. 3 Kasım seçimleriyle AKP daha yeni iktidara gelmiş, herkes ona bir kredi açmış, darbe planlamak içine erken değil mi?
Söz konusu olan irtica tehlikesiyse darbe için hiçbir zaman erken değildir. İnanmıyorsanız 3 Kasım 2002 - 7 Mart 2003 arası gazete arşivlerine bir bakın. AKP’ye belli bir kesim kredi açmış olabilir. Ama o kesim içinde askerlerin olmadığının belgesini dün Taraf’ta yayımladık. Ocak-Şubat 2003 tarihli iki adet Kara Kuvvetleri Komutanlığı ‘Durum Değerlendirmesi’ raporu. Kara Kuvvetleri’nin logosunu çıkarın çok rahat CHP’nin bir raporu gibi de okunabilir. Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmaya çalışıyorlar ile başlayan rapor, AKP’nin irticai kadrolaşmasıyla devam edip, memleketten türbanla derse giren kız haberleri ve havaalanındaki bikini reklamlarını indiren hacılar ile bitiyor. Ve bu rapor Genelkurmay’ın “dış tehdit konuşuldu” dediği 1. Ordu’daki seminerinin de (Çetin Doğan’ın emriyle) zorunlu okuma parçasıydı.
2- Bu plan sahte çünkü o dönem Türkiye 1 Mart tezkeresini tartışıyordu. Gündem irtica değildi ki.
Sizin için olmayabilir. Ama askerler için öyleydi. Onlar için 1 Mart tezkeresi bile AKP ile iktidar mücadelesinin bir parçasıydı. Kanıtı mı? Buyurun Kara Kuvvetleri’nin aynı raporunda tezkereye ilişkin yazılanlara:
“AKP’nin, TBMM’de yapılan oylamayla, halkı Müslüman olan Irak’a karşı muhtemel bir harekâtta kullanılmak üzere Türkiye’deki üslerin modernizasyonu için ABD’ye izin vermesi ile; ABD ve müttefiklerinin desteğini alacağı, partinin buna ihtiyacının olduğu çünkü Refahyol deneyiminden sonra kendilerini güvende hissetmediği, iç politikada TSK engelini aşmada Batı ile işbirliğinin gerektiğine inandığı.”
3- Çetin Doğan: Ama o seminerde biz muhtemel bir savaş durumunda İstanbul bölgesinden asker çektiğimizde irticai bir ayaklanma olursa kuvvet durumumuzu kontrol etmiştik?
Çetin Doğan (Plan semineri açılış konuşmasından): Bu plan çalışmasında yalnız şimdiye kadar olan plan çalışmalarının dışında belki de Türkiye’de ilk defa ordu çapında bizim planlarımız içerisinde yer almakla beraber ikinci plana ittiğimiz aslında günümüzdeki gelişmeleri dikkate aldığımız zaman birinci öncelikli ele almamız gereken iç tehdidi bu seminerde öne alıyoruz.
Çetin Doğan (Plan semineri kapanış konuşmasından): Arkadaşlar bu plan seminerini, 1. konjonktürel gelişmelere göre dikkatlerimizi nerelerde yoğunlaştırmamız gerektiğini ortaya koymak için yaptığımı herhalde hepiniz anlamışsınızdır. Yani buradaki Yunanistan meselesi tali bir meseledir... Söylediğimiz her söz, atacağımız her adım evvela laik demokratik cumhuriyetin korunması ve kollanılması, kollanması için olmalıdır. Laik demokratik cumhuriyetten daha üstün, bundan daha büyük tehlikemiz yok mevcut durum içerisinde...
4- Çetin Doğan: Bu bir afet planıydı. Vali beylerle birlikte üzerinden geçtik. Fenerbahçe Stadyumu da bu afet kapsamında kullanılacaktı. Kesip biçip bunu çarpıtmışlar.
(Seminer ses kayıtlarından)
Albay Memiş (23. Piyade Alay Komutanı):
37. Yansı. Komutanım harekâtın 3. Safhasında geçmişte irticai yıkıcı bölücü faaliyetlere karıştıkları tespit edilen şahıslar gözaltına alınacaktır. Gözaltına alınan ve tutuklananlar başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek Spor Tesisleri’nde, Ümraniye’de Netaş Misafirhanesi’nde, Kadıköy’de Fenerbahçe Stadyumu’nda toplanacak bilahere sorgulanmak üzere Ümraniye Cezaevi’ne götürülecek jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır.
Çetin Doğan: Kadıköy İmam hatip Lisesi Müdürü ..... şey yok mu onları falan almıyorsun yani?
Albay: Komutanım Kadıköy’ün sorumluluğu bana sonradan verildi, ben onu ismini tam olarak alamadığım için buraya yazmadım komutanım. Normalde o da alınacak komutanım, Üsküdar ve Ümraniye’de olduğu gibi.
5- Gazeteci: Ben sosyalistim. Darbe karşıtıyım ne işim var benim askerin faydalanacağı gazeteciler arasında. Ben varsam bu plan Fethullahçı çetenin işidir. Taraf’ı dava edip parasıyla Tuna seyahatine çıkacağım.
Aynı Gazeteci: (Nokta, Özden Örnek Günlükleri’ni yayımladığında): Ve ‘anılar hayalî değil, çünkü anlatılan olayların detayları gerçekçi’ diye düşünenleri hayal kırıklığına uğratacak bir not: Benim adım bile yanlış yazılmış! Kurmay okulunu bitirip oramiralliğe kadar yükselmiş bir askerin günlüklerini yazarken asla yapmayacağı bir yanlış!
Yazarın notu: Askerlerin rasyonalitesine fazla güvenme. Ayrıca eğer darbe karşıtlığın da dünyanın kapitalizm denince ilk akla gelen bankasının, en kalantor müşterileri için hazırladığı kredi kartının promosyonu için Londra’ya uçan birinin sosyalistliği kadarsa askerler darbe planlarında senin daha çok etinden sütünden faydalanacaktır. Bu arada sahip olduğum tek kredi kartı da full dolu. Tuna Gezisi için bana hiç güvenme.
TARAF
YAZIYA YORUM KAT