1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Balıkçı’dan PKK Hakkında Şifreler
Balıkçı’dan PKK Hakkında Şifreler

Balıkçı’dan PKK Hakkında Şifreler

Balıkçı’ya göre, ‘tasfiye endişesi’ nedeniyle süresiz ateşkesten çekinen PKK’nın korkusu yersiz: Çatışmasızlık sayesinde Kürt sorunu 30 yıldır konuşulmadığı açıklıkta tartışılıyor. Yıldıray Oğur’un haberi:

29 Ekim 2010 Cuma 15:43A+A-

YILDIRAY OĞUR / TARAF

PKK'nın 30 eylülde ilan ettiği bir aylık ateşkesin dolmasına iki gün var. Son durumu konuşmak için yine en doğru adresteyiz. Bu kez yağmur, balık mevsiminin açılması ve CHP kulisleri yüzünden kalabalıklaşan meşhur balıkçı yerine daha tenha bir cafede buluşuyoruz. Ama karşımdaki kişi hala meşhur balıkçı. Sofrada ise patatesli yumurta ve çay var. Yağmurdan ıslanan çoraplarımı değiştirdikten sonra konuşmaya başlıyoruz.

Karayılan ateşkes kararını açıkladığı basın toplantısında neden Öcalan'ın istediği gibi süresiz değil de bir aylık ateşkes ilan ettiklerini açıklarken son dönemde artan yurtdışı temaslara, tampon bölge haberlerine, KCK operasyonlarına, askeri operasyonlara, sınır ötesi tezkeresine atıf yaparak mealen, "Süresiz ateşkes istiyoruz ama bu gelişmeler bizi kaygılandırıyor bu bir tasfiye mi, komplo mu, toplu imha hazırlığı mı bunu anlamak için bu bir ay boyunca gelişmelere bakacağız" demişti.

Balıkçı, barışın önünü açacak süresiz ateşkes kararının önündeki son engel olan PKK cephesindeki "tasfiye, fiziki imha kaygısına" gerekçe yapılan bilgi kirliliğiyle ilgili madde madde bir mıntıka temizliği yapıyor. Barışın düşmanı çok, savaşın devamı için kirli bilgiler üzerinden kanaatler inşa edilmeye çalışılıyor.

En büyük vurgusu ise 13 ağustostan beri yaşanan çatışmasızlık halinin dikkatlerden kaçan tarihi sonucuna. Balıkçı, "Çatışmasızlık sayesinde Kürt sorunu 30 yıldır konuşulmadığı bir seviyede ve açıklıkta konuşuluyor. Bundan daha büyük kazanç olamaz" diyor.

Ve tek tek haklarında rivayetler üretilen gelişme ve görüşmelerle ilgili bildiklerini anlatıyor.

1) MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın ABD ziyareti "ABD Türkiye PKK'nın tasfiyesini konuşuyor" diye yorumlanmıştı. Halbuki İsrail'in isim vererek "İran yanlısı" ilan ettiği yeni müsteşar, bu kampanyaya karşı halkla ilişkiler yapmak için ABD'ye gitmişti.

2) Suriye ile sık sık süren temaslarda muhakkak PKK konusu gündeme geliyor. Beşar Esad, Başbakan ile ortak basın toplantısında canlı yayında "PKK'ya siyasi af" vaadinde bulundu. Zaten Türkiye'nin PKK'ya karşı Suriye'nin belli belirsiz ordusuna ihtiyacı yok. Suriye ile sık temaslardaki asıl konu Irak. Bölgedeki bütün dengeler Irak'taki hükümet kurma çalışmalarına ve ABD'nin çekilme takvimine kilitli. Türkiye Irak'ta hükümet kurulması için Suriye'nin Maliki'ye yönelik çekincesini kaldırmaya çalışıyor. Kuzey Iraklı grupları iyi tanıyan Beşir Atalay bu noktada devrede. Burada sonuç da alındı. Suriye ikna edildi. Erdoğan da bu anlaşma üzerine acilen Şam'a gitti. Geçtiğimiz günlerde Kürt gruplar Maliki'yi destekleme kararı aldılar.

3) Irak Kürdistan'ı liderleriyle yürütülen temaslarda da başlık PKK'yı tasfiye değil. Zaten bu mümkün değil. Neçirvan Barzani PKK'sız çözüm olmayacağını resmi bir açıklamayla deklere etti.

4) Sınır ötesi operasyon kaygısı da beyhude. Buna Barzani ve Talabani'nin onay vermesi mümkün değil. Onlar onay verse ABD istemez. Kasım seçimlerinde zorlanan Obama'nın en büyük vaadi Irak'tan asker çekme. ABD çekilmeden önce Irak'ı güvenli bir bölge yapmak isterken burada PKK ile Türkiye'nin çatışmasına izin vermez.

5) Karayılan'ın o toplantıda bizzat andığı Radikal'de Murat Yetkin'in ismini vermeyen ABD'li kaynaklara dayandırdığı "Türkiye Kuzey Irak'ta tampon bölge kuruyor" haberi defalarca yalanlandı. Başbakan Bulgaristan ziyareti dönüşü bir gazetecinin sorusu üzerine "Onu ilk kez sizden duyuyorum" dedi. Cengiz Çandar da yine Radikal'de Iraklı Kürt ve ABD'li yetkililere dayandırarak bunun "imknsız" olduğunu yazdı.

6) Bu dış temasların hepsinde mutlaka PKK konuşuluyordur. PKK dünyanın ve bölgenin en büyük örgütlerinden biri. Ama bu temaslarda gündem fiziki imha değil, olamaz. Türkiye istese bile bu mümkün değil.

7) Roj Tv'ye yönelik geçen ay Brüksel'de yaşanan baskın bazı PKK çevrelerinde "NATO operasyonu", "uluslararası komplo" olarak değerlendirildi. Halbuki olay herkesin bildiği gibi siyasi değil kriminaldi. Roj Tv'de müdürlük yapan bir kişi, kanalın yeni yönetiminin mali konularda usulsüzlükle ilgili kendisini sorgulaması üzerine Belçika polisine gidip "Bu kanalı PKK kurdu" diyerek, itirafçı oldu. Onun itirafları üzerine soruşturma açıldı. Ama iddialarla ilgili maddi bulgular zayıf olunca durum normale döndü.

8) Süresiz ateşkes kararının önündeki engellerinden en büyüğü KCK davası ve KCK operasyonlarının sürmesiydi. KCK davasının mesnetsizliği konusunda Türkiye'de bir konsensüs oluştu. Zaten iddianamede şiddetle ilgili maddi deliller zayıf, tutuklu geçirilen gün süresi de hesaba katılırsa tahliye sürpriz olmaz.

9) Yeni KCK operasyonlarının ise Urfa dışında kesilmesi dikkatlerden kaçmamalı. Urfa'daki operasyonda da aralarında ılımlı görüşleriyle bilinen il başkanının da olduğu 25 kişi bir kadını dağa göndermekle suçlanıyor. İki kişi kollarına girse kaçırılabilecek bir kadın için 25 kişinin neden tutuklandığının bir açıklaması yok. Bu Urfa'daki güvenlik kuvvetlerine özgü bir durum.

10) Askerî operasyonların devamıyla ilgili endişelerinde PKK haklı. Ama eksik olan PKK'nın da Türkiye'deki lojistik ve fiziki hareketliliğinin eylemsizlik kararına uymadığı. 17-18-19 Ekim tarihilerinde hareket halinde art arda yakalanan PKK cephanelikleri de bunun kanıtı. "Operasyonlar durmalıdır" çağrısı doğru ve haklı ama PKK da özellikle de Tunceli bölgesindeki hareketliliğine son vermeli.

Balıkçı ateşkesin uzatılacağı konusunda ümitli. "12 yıl tek başına bir hücrede kalmış olmasına rağmen ısrarla 'barış' diyen Öcalan'a inanıyorum" diyor. "Cezaevine girmemek için birileri gibi hastane hastane dolaşmayan, cezasını gidip yatan Erdoğan'ın da bütün zikzaklarına karşın samimi ve mert biri olduğunun altını çiziyor.

Bu arada yağmur yağmaya devam ediyor. Birkaç dakikalığına çoraplarımı ıslatınca beni rahatsız eden bu yağmurun altında binlerce Türk ve Kürt genci barışın gelmesini bekliyor. Ayakları hep ıslak... Hadi daha fazla uzatmayın yoksa hepsi çok hasta olacak...

TARAF

HABERE YORUM KAT