Artvin'in Hopa ilçesinde aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel faciasında ölü sayısı 9'a yükseldi. Başta FETÖ medyası olmak üzere bazı basın yayın kuruluşları, facianın sebebinin bölgedeki Hidroelektrik Sanraller (HES) olduğunu iddia ederek faturayı yine devlete kesti.

Hürriyet, "Selin nedeni HES ve menfez" başlıklı haberinde, facianın sorumlusunun bölgedeki Hidroelektrik Santraller olduğunu iddia etti, ancak Bakanlık, bölgede hiçbir HES çalışmasının bulunmadığını kaydetti.

Bunun üzerine açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, bölgede herhangi bir HES'in mevcut olmadığını duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle;

"Bazı basın yayın organları tarafından Artvin'de yaşanan sel felaketinin ardından bu durumun, HES'lerden kaynaklandığına dair kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulmaktadır.

Basında bazı odakların yaptığı açıklamalar tamamen bilgisizlik ve ideolojik yaklaşımlar ile yapılan açıklamalardır. Çünkü Artvin ilimizin Hopa ilçesinde ne işletmede ne de inşa halinde olan hiçbir hidroelektrik santrali bulunmamaktadır. Hal böyle iken bölgeden ve bilimden bihaber şekilde yapılan demeçler ile kamuoyu yanılmaktadır. Bu demeçleri aslını araştırmadan haberleştiren medya kuruluşlarının halkı doğru bilgilendirme sorumluluğundan ne kadar uzak hareket ettikleri de görülmektedir.

Tekrar belirtmek isteriz ki Hopa ilçesinde herhangi bir HES mevcut değildir. Buna rağmen ülkemiz için büyük ehemmiyet arz eden yerli ve yenilenebilir kaynak olan HES'lere karşı yürütülen bu ön yargının anlaşılması mümkün değildir. Kaldı ki HES'ler sadece suyun gücünden istifade ederek elektrik üreten, iklim değişikliği ile mücadelede olumlu katkısı sebebiyle dünyada da teşvik edilen, yenilenebilir temiz enerji kaynağıdır. İddia edildiği gibi sellere ve heyelanlara sebep olmamakta, aksine önleyici rol üstlenmektedir.

FETÖ medyası gazetesi Zaman da yayınladığı haberinde sorumluyu HES olarak gösterdi.

Ülkemizde yağışlar bölgeden bölgeye büyük değişim göstermekte, mevsimlere göre de ciddî bir farklılık arz etmektedir. Mevsimsel dengesizliğin bu kadar fazla olduğu ülkemizde; yağışlı mevsimlerde yağan yağmur sularının, yaz aylarında kullanılabilmesi için suyun biriktirme yapılarında (baraj ve gölet gibi) depolanması zorunluluktur. Ayrıca ülkemiz enerji hammaddesi ithal eden bir ülke konumundadır ve yerli, temiz, güvenilir enerji kaynağı olan HES'ler, hem enerji üretmekte hem de sel ve taşkınların önüne geçmekte, akarsularla oluşan erozyonu önlemektedir.

Basın yayın organlarında ayrıca HES çalışmalarının heyelana sebep olduğuna dair iddialar da bulunmaktadır. Bu ifade tamamen asılsızdır. Bölgede ilk 12 saat içerisinde metrekareye 255 milimetre yağış düşmüştür.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından, öncelikle taşkının en fazla görüldüğü Batı Karadeniz, Yeşilırmak ve Antalya havzalarından başlamak üzere, Türkiye'deki 25 su havzası için Taşkın Yönetim Planları hazırlama çalışmalarına da başlanmıştır.

Ayrıca Bakanlık olarak taşkınlarla daha etkin mücadele etmek için yeni eylem planları hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. 2013-2017 arasında uygulanacak Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı ile 227 sel havzasında 4 milyon 155 bin hektar alanın güvenliğini sağlayacak çalışma başlatılmıştır. 2013 ve 2014 yıllarında toplam 103 adet sel havzasında çalışma yapılmıştır. Yine aynı dönemde uygulanan Erozyonla Mücadele Eylem Planı ile ülke genelinde1 milyon 400 bin hektar alanda çalışma başlatılmıştır. İlk iki yılda hedefler aşılarak 580.221 hektar alanda çalışılmıştır. Bu dönemde uygulanan başka bir eylem planı olan Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı ile de 400 adet baraj ve gölet havzasında çalışma başlatılmış ve 2013 ve 2014 yıllarında 121 adet baraj ve gölet ağaçlandırılmıştır.

2015-2017 arasında uygulanacak Nehir ve Dere Kenarı Ağaçlandırmaları Eylem Planı kapsamında da 2.911 km uzunluğunda dere ve nehir kenarının ağaçlandırılması yapılacaktır.

Ayrıca Sayın Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu felaketin yaşandığı gün hemen bölgeye intikal ederek, orada incelemelerini yapmış ve gerekli talimatları ilgili birimlere vermiştir. Bölgede yaşanan taşkınlarla alakalı gerekli bilimsel çalışmalar yürütülmektedir.

Basının ve kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur."