Bakanlık sözcüsünün açıklamasının ötesinde Cübbeli iddialarını ispatlamalı, değilse cezalandırılmalıdır
Cübbeli’nin Selefi düşünce ve yapıları hedef gösteren çıkışı karşısında savcılığın “İddianı ispatla yoksa cezalandırırım” demesi gerekirken İçişleri Bakanlığı’ndan bir zatın yaptığı açıklama çok garip. Bakanlık konuyu yargı erkine havale etmesi gerekirken açıklamasıyla Cübbeli’ye itibar ederek düpedüz cesaretlendirmiş.
Cübbeli’nin sözleriyle ilgili Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın dünkü analizini okumayanlar buradan ulaşabilir: https://www.haksozhaber.net/cubbeli-ihbar-hatti-hizmetinizde-33743yy.htm
Bu da Dahiliye vezaretinin sözcüsünün bugün yaptığı açıklama: https://www.haksozhaber.net/cubbeli-ihbar-etti-bakanlik-harekete-gecti-134323h.htm
Konuyla alakalı kısaca şunları söylemek isterim;
-Kanaatimce bakanlığın tutumu Cübbeli’nin çıkışından daha vahim…
Bakanlığın bu tutumu örneğinde görüldüğü gibi, yalanın, iftiranın, ispiyonculuğun, muhbirliğin yüz bulup sahiplerinin şımarmasına elverişli bir zemin var maalesef.
Hâlbuki hukukun ve ahlakın temel ilkelerindendir: "Müddei iddiasını ispat ile mükelleftir"
-Kamuoyunun belirli bir kesiminde karşılığı olan bir düşünce ekolünün tüm müntesiplerini zan altında bırakacak büyüklükte soyut iddialarla hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı; insanların hak ve özgürlüklerini tehdit edecek beyanlar "yorum" veya "ifade özgürlüğü" içerisinde değerlendirilerek cezasız bırakılmamalıdır.
-Cübbeli’nin eline Doğu Perinçek kardeşi bir liste tutuşturmuş olabilir mi?
Olabilir.
Ama Sakarya’daki iğrençlik üzerine tarikatlar yeniden gündem olmuştu. Dolayısıyla buna binaen gündemi saptırma amacına matuf da olabilir.
Bir tür klasik sufi-selefi çekişmesine dikkati çekerek "tarikat gibi apolitik yapılardan devlete zarar gelmez siz asil politik yönü olan selefi yapılara dikkat edin" demeye getirip topu taca atmış gibi.
Buraya kadar yorum ama sayı zikretmesi, hedef göstermesi ve isim listesi veririm demesi yorum sınırlarını aşan hukuki nitelikli bir çıkış. Bu nedenle ispatlama yükümlülüğü var. İspatlayamazsa hukuken suçlu görülüp gerekli muameleyi görmesi lazım.
-İşin bir diğer garip yönü de Caner Taslaman gibi usul olarak bundan farklı ve hatta karşıt kulvarlarda yer alan bir ismin Cübbeli’ye destek açıklaması yapması. Hâlbuki Cübbeli, muhtemelen Caner Taslaman da dahil olmak üzere kendisi gibi olmayan herkesi ve her yapıyı "Selefi" görüyordur!
Tarikatların temsil ettiği zihniyet ile de Selefi düşünceyle de sorunlarımız, eleştirilerimiz olabilir. Şahsen yerine göre her iki zihniyete de usuli temelde eleştiriler yapıyorum. Ama ihbarcılık yapmak, iftira atıp hedef göstermek nedir arkadaş!
Kaldı ki Cübbeli, gerçekten de Selefi çizgi ve yapıları tanıyıp kavrama noktasında yeterli bir dirayete sahip midir? Hiç zannetmiyorum!
-Hasılı Cübbeli'nin bu son çıkışı da daha önceki diğer birçok çıkışı gibi belki gülerek geçiştirilse yeterlidir denilebilir. Ancak İçişleri Bakanlığı sözcüsünün açıklamasının muhtevası dikkate alınırsa Cübbeli meselesinin pek de öyle gülüp geçilecek, geçiştirilecek kadar basit olmadığı açık değil mi? Biz gülüp geçeduralım ama ülkenin koca Bakanlığı izahta bulunmayı kendisine vazife görecek kadar durumu önemsemiş anlaşılan. İstanbul savcılığı da iddiasıyla ilgili Cübbeli'nin ifadesine başvuracakmış. Madem bu zat ağzından çıkan tek bir cümle ile siyaset, toplum ve dahi yargıyı bu derece teyakkuza geçiriyor o halde duyarlılık sahibi İslami kesimlerin de durumu geçiştirmek yerine ciddiyetle üzerine gitmesi gerekmez mi? Cübbeli'nin soyut iddialar, suçlamalar ile İslam tarihi boyunca süre gelen ve kendi içerisinde farklılıklara sahip Selefi düşünce ve müntesiplerini zan altında bırakıcı bu ithamı yanında kâr kalmamalı. İddiasını sayısını zikrettiği yapı oranında eksiksiz olarak ispatlamalı, aksi durumda cezalandırılmalı. Bu arada bakanlık madem kamuoyuna açık açıklama yapacak kadar konuya karşı hassasiyet göstermiş o zaman aynı şeffaflık içerisinde soruşturma yürütmeli ve iddiasını ispatlamaması durumunda Cübbeli'den bunun hesabını sormalı. Kendisini ifadeye çağıran savcılık makamı da aynı hassasiyeti göstermeli. Soruşturma boyunca ilgili makamlar Cübbeli'nin işaret ettiği ne idüğü belirsiz hedeflere değil, bizatihi Cübbeli'nin kendisine yoğunlaşmalı ve iddiasının altını doldurması gerektiğini, aksi durumun suç oluşturacağını ve ceza gerektireceğini deklare etmelidir. Böylece öyle önüne gelenin kamuoyunun belirli bir kesiminin kendisini yakın hissettiği bir düşünce ekolünün tüm müntesiplerini zan altında bırakacak şekilde yalan, iftira, soyut suçlamalar ile hedef gösteremeyeceğini; bunu yaptığında ise cezasız kalmayacağı gösterilmeli.
YAZIYA YORUM KAT