1. HABERLER

  2. HABER

  3. EĞİTİM

  4. Bakan Tekin'den laiklik sopasını gösterenlere okkalı cevap!
Bakan Tekin'den laiklik sopasını gösterenlere okkalı cevap!

Bakan Tekin'den laiklik sopasını gösterenlere okkalı cevap!

MEB Bakanı Yusuf Tekin, kendisi ve bakanlığa laiklik sopasını gösterenlere "Sizin laiklikten anladığınız camileri ahıra çevirmek, Kur'an-ı Kerim öğrenimini yasaklamak" sözleriyle cevap verdi.

17 Kasım 2024 Pazar 11:00A+A-

HAKSÖZ-HABER

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, laiklik eleştirilerine, "Sizin laiklikten anladığınız şey, camileri ahıra çevirmek, Kur'an'ı Kerim öğrenimini yasaklamak. Benim anladığım laiklik ise tüm vatandaşların dini inanç ve ibadet özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır" ifadeleriyle yanıt verdi.

Bakan Tekin, Batman'da düzenlediği AK Parti Batman Merkez İlçe Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Laiklik tartışmalarına da değinen Tekin, eleştirileri yanıtlayarak, Türkiye'deki laiklik uygulamalarının, geçmişte camilerin kapatılması ve dini eğitimin yasaklanması gibi sonuçlar doğurduğunu hatırlattı.

AA'nın aktardığına göre Batman'a gelen Tekin, Batman Valiliği'ni ziyaret ederek, Şeref Defteri'ni imzaladı, Vali Ekrem Canalp ile görüştü.

Bakan Tekin burada yaptığı konuşmada hükümetin Açılım politikaları bağlamında Kürtçeye açtığı kapının önemine dikkati çekerken kendisi ve bakanlığa laiklik sopası göstererek yüklenenlere de cevap verdi.

Bakan Tekin'in konuyla alakalı öne çıkan vurguları şöyle:

"Sen laiklikten Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun"

Beni eleştiriyorlar. Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters. Ben de diyorum ki size ters olabilir ama Batman'da, Erzurum'da vatandaşların değerlerine ters değil. Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şeyde vatandaşın anladığı şey arasında terslik var. Sizin anladığınız laik şu; 1940'lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşı Kur'an'ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şeyle benim anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var.

"Laiklik gereğiyle üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalıştınız"

Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye'ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Senin laiklikten anladığın şey şu; üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak, bunu laiklik gereğiyle yaptınız. Bunu yaparken de kendinizi laiklikle savundunuz. Peki senin savunduğun laiklikle, benim anladığım laiklik bir mi? Bir değil. AK Parti iktidarının ilk yıllarında baş örtüsüne özgürlük diye 411 milletvekilimiz Anayasa değişikliğinin altına imza attılar. Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Niye taşıdı? Laikliğe aykırı diye taşıdı. İçeriğinde ne var? İçeriğinde şu var. Üniversiteye giden öğrenci başını örterek gitsin istiyorsa. Şimdi bunun neresi laiklik anlayışıyla veya laiklikle çelişiyor evrensel anlamda? Çünkü laiklik dediğimiz şey, insanların dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin güvence altına alınması. Bu kadar.

"Beni ne kadar eleştirirseniz eleştirin yine bunları yapmaya devam edeceğim"

2014'te bir yönetmelik değişikliği yaptık. Okullarda doğal aydınlatmalı ibadet alanı şartı getirdik. Laikliğe aykırı diye iptal davası açıldı. Şimdi bu nasıl laikliğe aykırı? İstiyorsa, lise öğrencileri de başını örtebilsin, öğretmenler de başını örtebilsin diye düzenleme yaptık. Laik laiktir diye Danıştay'a başvurdular. Şimdi burada bir problem var. Kendi ideolojik bakış açılarını bize dayatmak isteyen birileri evrensel tanımlamalarla asla örtüşmeyen kavramları bize dayatıyorlar ve bizi bunun üzerinden eleştiriyorlar. Biz binlerce yıllık devlet geleneği olan bir toplumuz ve devlet geleneğimizde dominant nokta kardeşlik hukuku. Kendin için ne olmasını istiyorsan kardeşin için de aynı şeyi isteyeceksin. Kendin ibadetini yaparken, 'kardeşim' dediğin yanındaki insanın ibadetini yapamaması bizim geleneğimizle asla bağdaşmaz.

Müfredatta yaptığımız şeyleri eleştiriyorlar. Diyorlar ki, sizin yaptığınız şeyler çağ dışı. Sizin yaptığınız şeyler laikliğe aykırı. Ben de diyorum ki, Erzurum'un bir köyünden çıkan bir insan olarak içinden çıktığım toplumun değerleriyle çocuklarımın yetişmesini istiyorum. Bu değerlerden gurur duymasını istiyorum. Bunun mücadelesini yapıyorum. O yüzden de bunları yapıyorum. Siz beni ne kadar eleştirirseniz eleştirin yine bunları yapmaya devam edeceğim."

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum