HAKSÖZ HABER

Uzunca bir süredir tartışmaların odağında yer alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yılmaz bir destekçisi var. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli her fırsatta Süleyman Soylu’nun yalnız olmadığını kamuoyuna deklare ediyor. Peki, bu destek ne anlama geliyor?

Hakkındaki iddialara açıklayıcı ve tatmin edici cevaplar veremeyen Süleyman Soylu karizmasını yitiren bir siyasetçi. Her geçen gün daha fazla yalnızlaştığı hissedilen Soylu hakkında kendi partisinden resmi açıklamalar dışında bir destek açıklaması görmek mümkün değil. Ancak MHP Genel Başkanı her eli sıkıştığında Süleyman Soylu’nun desteğine koşuyor.

Bu durum tabi ki Süleyman Soylu’nun siyasi olarak kendisini kimlerle beraber konumlandırdığını da gözler önüne seriyor. Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu hakkındaki yolsuzluk iddialarını hiçbir şekilde dillendirmezken alışılageldik “terörle mücadele” söylemini kullanarak Soylu’yu toplum önünde onore etmeye çabalıyor.

Bugünkü grup toplantısında Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu hakkında şunları söylüyor: “İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya yapılan siyasi linç girişimleri kaygıyla izlediğimizi, asla ve asla kabul etmediğimizi tarihe not olarak düşmek istiyorum. Soylu'ya itibar suikastını kabul etmiyoruz. Kim demiş sayın Soylu yalnız diye! Gece demeden gündüz demeden bölücü terörle mücadele eden mert bir devlet adamıdır. 

MHP ve Cumhur İttifakı kararını çoktan vermiştir. Biz 1000 yıllık kardeşliğin safındayız.”

Süleyman Soylu’nun prestij kaybı karşısında AK Parti cenahından yapılan “İstifa etmedi” açıklamaları dışında herhangi bir mesaj yokken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu sözleri Süleyman Soylu’nun kimlerle beraber yürümek istediğini kanıtlar cinsten. Soylu’nun prestij kaybı AK Parti’den çok MHP’yi rahatsız etmişe benziyor!

Süleyman Soylu ise Devlet Bahçeli’nin destek açıklamasına “büyüğümüz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sn.Dr. Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum.” mesajıyla karşılık verdi. Bahçeli’nin jestinin karşılıksız kalmamasına karşın AK Parti’nin sessizliğini koruyor olması Süleyman Soylu’nun kendi partisinde ciddi bir rahatsızlık oluşturduğunun kanıtı olarak değerlendirilebilir.