Azez’deki Son Durum Nasıl?
Azez’deki direniş güçlerinin komutanları: “Şimdi bize bunların uçaklarını yerle bir edeceğimiz Stinger füzeleri gelirse biz bunların canına okuruz, kara savaşında da bizden daha cesaretli olamazlar, kaybettiğimiz her bölgeyi yeniden kazanırız."
Saim Tut / Diriliş Postası
Bölgede ırkçı, faşist ve İslam karşıtı bir Kürt devleti kurabilmek hayaliyle yanıp tutuşan PKK-PYD-YPG gibi oluşumları- sırf Esed rejimini ayakta tutabilmek ve Türkiye’yi sıkıntıya sokup etkinliğini kırmak adına en gelişmiş silahlarla donatıp cesaretlendiren Rusya ve ABD'nin en son hamlesi, bu lejyonerlerini Kilis-Halep hattını kesmek üzere Fırat'ın batısına sürmek oldu. Türkiye topçusunun söz konusu terörist gruplara karşı ateşe başlamasıyla birlikte Kilis ve Azez’deki dostlarımızla gelişmeler hakkında bilgi almak için irtibata geçtiğimizde, bizlere durumun oldukça kritik bir hal aldığını söylediler. Bunun üzerine Diriliş Postası olarak bizler de hemen bölgeye intikal ettik.
İnsanlık destanı yazan İHH
Gece boyu hiç uyumaksızın ve yaklaşık olarak 10 saat süren yolculuğumuz ardından sabah saatlerinde Kilis'e ulaştığımızda ilk işimiz İHH lojistik merkezini ziyaret etmek ve oradaki dostlarımızdan sahada neler olup bittiği hakkında bir ön bilgi almak oldu. Anlattıkları şeyler çok iç açıcı değildi ve bir an önce 5 km. ötedeki Suriye tarafına geçip Azez’de yaşananlara şahitlik etme isteğimizi kamçılıyordu bu konuşulanlar. Bir kaç saat dinlenme sonrası gerçekleştirmek istediğimiz programımızda değişiklik yaparak hemen bölgeye geçmeye karar verdik. Suriye tarafına geçtiğimizde bizi karşılayan kardeşimiz bizlere son 3-4 günde yaşananlar hakkında bilgi vermeye başladığında içine düştüğümüz şaşkınlık bizde sıkı bir kafein etkisi yaparak, tüm uykusallığımızı alıp götürdü.
''Üstad, şu gördüğünüz alan geçen hafta bomboştu. Ancak Halep’e yapılan Rus bombardımanları ve PYD-YPG güçlerinin karadan ağır saldırıları ardından evlerini terk etmek zorunda kalıp Türkiye sınırına yığılmalar olduğunda sağ olsunlar, İHH ve Türkiye Kızılayı vallahi bir-iki günde tüm bu çadırları kurup en az 25 bin kişiye burada yaşayabilme imkânı sundular.''
Bunun üzerine bize eşlik eden İHH yetkilisi kardeşimize sordum; '' Tamam emeğinize büyük saygı duyuyorum da bu insanlar ne yiyip içecekler dostum? '' Hemen yanıtladı; '' Bizim lojistik merkezimizde bulunan fırınımız en üst kapasiteyle üretimde, günde 100 bin ekmek üretip buralara ulaştırıyoruz ve evelallah bu kardeşlerimiz de asla aç bırakmayacağız burada. Sadece ekmek değil üstad bizatihi yine tüm çadır sayılarınca aşı da bizatihi kamplarımıza getiriyoruz.''
İHH yetkilisi kardeşimizin tüm bu anlattıkları kamplarda yaşayan Suriye'li sığınmacılar konusunda ruhumda açılmış yaralara bir nebze olsun deva olurken, diğer yandan ilk karşılaştığım manzaranın karmaşasını da açıklar mahiyetteydi. Mevcut imkânlarla hem de alt yapısını hazırlayarak bir günde 400 -600 çadır kurmak insanüstü bir gayretin ürünü olsa gerek.
''Üstad'' dedi İHH yetkilisi; ''Rusların bu ağır saldırıları sonrasında Kilis Öncüpınar kapısına ilk etapda 20 bin kişi dayanmıştı. Biz bunları ikna ettik. Ülkenizi terketmeyin burada kalın, sizlere hemen kalacak yer ayarlayacağız ve tüm ihtiyaçlarınızı gidereceğiz. İkna oldular çok şükür ve biz de sözümüzü yerine getirdik ve getirmeye çalışıyoruz. ''Açıkçası İHH adlı kuruluş ve Kızılay sanırım gerçek ve örnek bir iyilik destanı yazıyor bu kötülüklerle dolu aşağılık dünyada.
Türkiye Obüsleri aralıksız vuruyor
Biz Azez'e vardığımızda PYD-YPG Tel Rıfat'ı ele geçirmişti ve bunu öğrenmiştik. Bu nedenle moralimiz biraz bozuktu açıkçası, çünkü yukarıda bahsettiğim on binlerce sığınmacının yaşadığı Azez'le arası çok yakındır. Kamplarda bulunan sivil sığınmacıların ''Acaba Rusya buraları da bombalar mı, PYD buralara da saldırır mı?'' şeklindeki endişelerini gözlerinden görmek mümkündü. Ancak Türkiye Topçusunun Kilis tepelerinden attığı her bombanın dağlarda yankılanan sesi, on yıllar boyunca hiç tanışma fırsatı bulamadığımız ve şu an sığınmacı olarak Türkiye sınırına yığılmak zorunda kalan akrabalarımızın gönlüne inanılmaz bir surur ve huzur veriyordu, bunu gördüm.
DüŞMAN SADECE GÖKYÜZÜNDE GÜÇLÜ
-Azez’e bulunan dostlarımıza sorduk; '' Burada Özgür Suriye Ordusu savaşçılarından kimler var? '' Meğer ağır Rus bombardımanı ve PYD saldırıları esnasında yaralanıp, Azez'deki İHH hastanelerinde tedavi edilen bir kaç önemli saha komutanı da oralardaymış ve hemen bizleri buluşturdular. Bu komutanların hepsi ''ibn-el beled'', yani yörenin çocuğu. O bölgelerde doğmuşlar, halklarının şeref ve namusunu Esed şebbihasından korumak adına bu işlere girişmişler. Bunlardan biri olan ve PYD’nin Tel Rıfat' a 6 gün önceki saldırısı esnasında ellerinde gece görüş sistemleri olmadığı için sırtından aldığı ağır yara nedeniyle Azez'de bulunan hastaneye getirilerek tedavi edilen Ebu Hamze ile uzun uzadıya konuşma imkânı bulduk. Biz konuşurken henüz bu durumunu bilmiyorduk. Bize Tel Rıfat alayı komutanı olarak takdim edilmişti. Sorduk; ''Ne oluyor, neden geri çekiliyorsunuz? ''
''Biz çok uzun zamandır savaşıyoruz. Suriye'nin özgürleşmesi adına giriştik bu savaşa ve bu kadar uzun sürmesi gerekmezdi. Biz 2012-2013 yılında çok güçlüydük ve devrimi gerçekleştirmek üzereydik ki savaş uçakları girdi devreye.. Esed'in uçakları bize çok zarar verdi ama bizleri bitirmeye güçleri yetmedi. Sadece süreci uzatıyorlardı ve o zaman da söyledik, Türkiye dâhil güya tüm müttefiklerimize... Bize Stinger, Sam ya da adı her neyse füzeler verin ve bunların bir kaç uçağını yerle bir edelim bir daha gelemezler diye. Ama olmadı ve biz bir şekilde kendi çözümlerimizle savaşmaya devam ettik. Ancak Rus savaş uçakları başka.. Çok hukuksuz ve her şeyi yok etmek adına saldırıyorlar. Öyle pis bombalıyorlar ve tahrip ediyorlar ki, bombalama bölgesini terk etmekten başka bir çare yok. Ardından terk etmek zorunda kaldığımız yerlere karadan PYD geliyor. Ölmemiş bir kaç memleket evladı oralarda şehit olmak arzusuyla mukavemet ediyorlar, ancak nafile. Şimdi bize bunların uçaklarını yerle bir edeceğimiz Stinger füzeleri gelirse biz bunların canına okuruz, kara savaşında da bizden daha cesaretli olamazlar, kaybettiğimiz her bölgeyi yeniden kazanır ve tüm zalimlerin canına okuruz. ''
HABERE YORUM KAT