Aytaç Baran 1 Yıl Önce Bugün Katil PKK Tarafından Şehit Edilmişti
Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran 9 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır’da PKK’lı katiller tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda şehadet şerbeti içmişti.
9 Haziran 2015 tarihinde PKK'lı katiller tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu şehadet şerbeti içen Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran'ın babası Mehmet Baran ile eşi Gülşen Baran, Aytaç Baran'ın Kur'an bülbülü, yardımsever, merhametli, sevilen bir Müslüman olduğunu ve şahadeti sürekli arzulayan ve bu arzusuna kavuşan biri olduğunu söylediler.
Diyarbakır Yenişehir ilçesinde geçen yıl PKK'liler tarafından gerçekleştirilen suikast sonucu katledilen Yeni İhya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yeni İhya-Der) Başkanı Aytaç Baran'ın ailesi, Baran'ın katledilişinin yıl dönümünde konuştu.
Eşinin yanlarında olmasa da başlarının dik ve alınlarının açık olduğunu söyleyen Gülşen Baran, eşinin şahadetinin hem bu dünya da hem de ahrete kendileri için bir şeref kaynağı olduğunu söyledi.
Eşinin hizmet aşığı biri olduğuna dikkat çeken Gülşen Baran, zalimlerin değerli şahsiyetleri ne kadar ortadan kaldırmaya çalışırlarsa da hiçbir zaman başarılı olamayacaklarını söyledi.
Davalarının kıyamete kadar devam edeceğini belirten Baran, "Rabbimizin ilahi adaletine sığınıyoruz. Rabbimiz Züntikamdır, Kahhar olandır. Şehitlerin kanları bereketlidir inşallah ümmetin uyanışına vesile olur.” dedi.
“Gençlere büyük bir önem veriyordu”
Eşinin sürekli hizmet faaliyetleri içinde olduğunu ifade eden Baran, “Bundan dolayı onu fazla görmüyorduk. Fakir ve ihtiyaç sahibi ailelere düzenli yardım kolilerini dağıtırdı. Özellikle gençlere büyük bir önem veriyordu. ‘Gençler bizim geleceğimizdir' sözünü sık sık tekrarlardı. Biz onu eve yemek için çağırdığımızda o sürekli bize ‘Gençler beni bekliyor onların yanına gidiyorum' diyerek hem dava için mücadele eden hem de daha İslami tanımamış gençlere İslami anlatabilmek için zamanının çoğunu gençlerle geçiriyordu.” diye konuştu.
“Eşim sürekli etrafa gülücükler dağıtıyordu sanki şehit olacağını biliyordu”
Eşinin şehit olmadan önce sürekli etrafına gülücükler dağıttığını söyleyen Baran, “Eşim son zamanlarda bana gülümseyerek ‘Az kaldı az kaldı' diyordu ben ‘neye az kaldı' dediğimde ise bir şey söylemeden sadece gülümsüyordu. Son zamanlarında eşimi çok özlüyordum sanki uzun bir yolculuğa çıkacakmış gibi geliyordu bana. Sürekli yanında oturmak istiyordum. Son zamanlarında yüzüne başka bir güzellik gelmişti. O aralar derneğe çok saldırı olduğundan dolayı bazen de şeytan vesvese veriyordur diye düşünüyordum. Bazen bana ‘Dua et ben şehit olayım' diyordu ben de eşime ölümü yakıştıramadığım için ben böyle dua etmeyeceğim derdim. Eşim ‘Sen bana dua etmesen de inşallah ben şehit olacağım' diyordu. İnşallah çocuklarımı da İslam terbiyesi ile yetiştireceğim Allah'tan tek duam çocuklarımın da babalarının yolundan gitmeleridir. Babaları gibi örnek bir şahsiyet olup ömürlerini İslam yolunda tamamlamalarıdır.” ifadelerine yer verdi.
“Züntikam olan Allah hakkımızı onlardan alacaktır”
Adalet dağıtmaları gereken mahkemelerin adalete muhtaç hale geldiğini belirten Baran, son olarak şunları söyledi:
“Kayseri'de ki duruşmaya gittiğimizde tutuklu bulunan bir kişiyi de tahliye ettiler. Mahkemeler adalet dağıtmaları gerekirken adalete muhtaç haldeler. Biz bu dünyada olmasa da ahirette Mahkeme-i Kübra'da ilahi adaletin tecelli edeceğinden eminiz. Züntikam olan Allah hakkımızı onlardan alacaktır.”
"Evladımla gurur duyuyorum"
Aytaç Baran'ın babası Mehmet Baran ise evladından çok memnun olduğunu vurgulayarak, oğlunun kızdığında söylediği tek şeyin "Allah sizi affetsin" cümlesi olduğunu söyledi.
Baba Baran, “Eve bizi ziyarete her geldiğinde ben evde olmasam da gelir çarşıda muhakkak beni bulur ziyaret etmeden gitmezdi. Bir evlattan ziyade bir arkadaş gibiydi benim için. Ahlakı Hz. Osman'ın ahlakı gibiydi. Küçücük bir çocuğa karşı bile saygısını elden bırakmaz o güzel ahlakıyla muamele ederdi. Ben evladımla gurur duyuyorum. Çocukluğunda kardeşlerine sahip çıkar onlara ağabeylik yapardı.” dedi.
Oğlunun, ideoloji ve fikirlerine bakmaksızın fakirlere yardım ettiğini dile getiren Baran, “Kardeşlerine takke ve tespih hediye ederdi. Küçüklüğünden beri İslam'a, Kur'an-ı Kerim'e muhabbeti vardı. O Kur'an-ı Kerim aşığıydı. Fakirler arasında ayrım yapmaksızın yardım ederdi. Bana da sürekli, ‘Baba eğer imkânın varsa fakirlere yardım edelim' diyordu. Yardım ettiği aileler arasında PKK'li olan aileler bile vardı. Bir ihtiyaç sahibi gördüğünde kendi elbiselerini hediye etmek istediğini söylerdi ben de ver derdim. Ben umreye gitmeye karar verdiğimde ona sürpriz olsun diye gitmeye üç gün kala haber verdim ona. Benim umreye gideceğimi duyunca kaybolmuş oyuncağını bulan küçük çocuklar gibi sevindi.” ifadelerini kullandı.
Oğlunun şehit olmadan önce sürekli helallik istediğine dikkat çeken Baran, “Son zamanlarda bizden kendisine dua etmemizi isterdi. ‘Ölümlü dünyadır hakkınızı bana helal edin' diyordu. Sesi çok güzeldi kaseti sürekli cebimdeydi. Anası Kur'an-ı Kerim okurdu annesiyle takılırdı kim daha Kur'an-ı Kerim daha güzel okuyor diye.” şeklinde konuştu.
"Mahkemelere inancımız kalmamıştır"
Aytaç Baran'ın hiç düşman sahibi olmadığını aksine herkes tarafında sevilen sayılan biri olduğunu söyleyen baba Baran, “Aytacıma kıyanları Allaha havale ediyorum. Oğlumun hiç düşmanı yoktu derneğe daha önce saldıran gençlerle bile konuşarak onları vaz geçirmiş ikna etmişti. Böyle bir ahlaka sahip olan birine nasıl kıyabildiler. Kıyanlar insanlıktan nasipsiz olanlardır. Mahkemeler işin perde arkasını ortaya çıkartıp sorumluları tutuklamaları gerekirken tutuklu olan tek zanlıyı da serbest bıraktılar. Mahkemelere inancımız kalmamıştır. Onları ilahi adalete havale ediyorum.” diyerek mahkeme sürecine tepki gösterdi. (Emrah Deniz, M. Hüseyin Temel-İLKHA)
HABERE YORUM KAT