Ayrımcılık Kokan Tahliyeler, Adalete Olan Güveni Zedeler!
Mevlana İdris, yazısında Ömer Faruk Kavurmacı’nın kamuoyunda tartışma yaratan tahliyesi üzerinden cezaevlerinde ağır hastalıklarla boğuşan mahkûmları es geçen ‘adalet’e güven olamayacağını söylemiş.
Mevlana İdris’in Karar’daki “Hayırlı Tahliyeler” başlıklı yazısının konuyla ilgili kısmı şöyle:
Cezaevleri sıkıcıdır, çürütücüdür. Kimse istemez orada bir gün bile kalmayı. Ama adı üstünde orası bir ‘ceza’ evidir.
Ceza yasalarının ilgi alanına giren bir kimse yargılanır ve yasanın bilinen sonuçlarıyla karşılaşır.
Son yıllarda çok tartışmalı şeyler oluyor ‘cezalandırma’ etrafında. Medyaya yansıyan yansımayan pek çok cezaevi vak’ası mevcut. Cezaevinde iken hastalananlar, tedavi görenler, görmeyenler, ölenler, işkence görenler (28 Şubat döneminin ayyuka çıkan uygulamaları, hâlâ içerde yatan da var ama uygulamacılardan hesap veren pek yok), tahliye olanlar, edilenler vs. Bu liste uzar gider. Hatırlarsanız geçtiğimiz yakın zamanlarda bazı davaların bazı tahliyeleri çok tartışılmıştı kamuoyunda. Hatta sabah tahliye, akşam tekrar gözaltı, tekrar tahliye, tekrar tutuklama gibi kafa karıştırıcı çok örnek yaşadık. Şimdi yine çok tartışılan bir tahliye kararıyla yatıp kalkıyor kamuoyu.
Tartışmanın eksenini; tahliye edilen kişinin FETÖ yapısı içindeki rolü, ağırlığı ve malvarlığı yanında aile bağları oluştururken, tahliyenin sebebi olarak gösterilen sağlık sorunu hiç kimseyi tatmin etmişe benzemiyor. Kaldı ki daha ağır sağlık sorunu yaşayan ve bırakın yaşamayı içerideyken sağlığa bağlı sorunlar sebebiyle ‘ölen’ insanların varlığı sır değil. Aynı dava kapsamında yargılanıp tutuklanan bir çok ‘altdüzey’ isim çok daha hafif nedenler ve suçlamalarla yatarken, bu son tahliye pek çok soru işaretini içinde barındırıyor. Adalet; şüphe, iltimas, nüfuz, ağbi, siyasetçi şu bu gibi kelimelerle birlikte anılmaya başlarsa otur ve çürümenin yıkıcı sonuçlarını izlemeye başla.
Cezaevleri sıkıcıdır. Orada dinlenen şarkılar açık havada dinlenen aynı şarkıyla aynı etkiyi yapmaz. Cezaevindeki pirzola, piknik mangalındaki pirzolayla aynı tadda değildir. Cezaevi sıkıcıdır baylar. Ama adaletin çürümesiyle ilgili duyulan his, nasıl söylemeli daha sıkıcıdır. Boğar. Telafisizdir. Kamu spotlarıyla açıklanacak bir durum içermez. Mahkemelerin verdiği her karar, toplumda ‘hakettiği’ iyilik ve adalet duygusunu güçlendirmek zorundadır. Çürüme ve adalet duygusunun kemiriliyor olduğu hissi iyi bir şey değildir.
HABERE YORUM KAT