Aynı kafa...
Zekeriya Beyaz aklınca kendini savunuyor.
“Gülen ve Nursi hakkında kitap yazıyordum, vurgun yedim” diye “bildik türden” bir savunma yapıyor..
Belli bir adrese gönderme yapıyor.. Varsayalım bu operasyonu cemaat yönlendiriyor. Ama bu Beyaz’ın masum olduğunu göstermez ki!
Bütün diktatörler aynı kafada sanki. Esad’a baksana, halk ayaklanmasının arkasında İsrail’in olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Kaddafi’ye göre ise halk ayaklanmasının arkasında El Kaide var..
Bu iş burada bitmez. Bizim ilahiyatçılar, Diyanetçiler arasında daha onlarca isim var olsa gerek.. MGK’nın kapısını aşındıranlar, düzmece raporlar hazırlayanlar, fişlemelere katılanlar..
YÖK’ün atadıkları isimlere bakın. “Akademisyenler için, hocalar için ayrı bir koğuş” hazırlamak gerek eğer bu işin sonuna kadar gidilecek olursa..
Siz Beyaz’ın evindeki aramayı bırakın da, onu kim Prof. yaptı, doktorasını kim kabul etti, onlara bakın.. Nasıl dekan oldu?. Sahi İngilizce bilmeden Dr. olunuyor mu?
Beyaz sadece Gülen, Erdoğan karşıtı değil, geçmişte de Erbakan, İran karşıtı kitaplar yazdı.. Hep Ergenekon’un yanında durdu. Milliyetçi tavırlar takındı.
Onu ekranlara taşıyan, zekası ya da espri kabiliyeti mi sanıyorsunuz?
Esad, eğer Kaddafi ile aynı akıbeti paylaşmak istemiyorsa, Ergenekoncuların mantığı ile hareket etmekten vazgeçmeli..
Sıkıyönetim hâlâ kalkmadı. Tutuklular serbest bırakılmadı ve sürgündekiler geri dönmedi.. Basın, örgütlenme ve ifade hürriyeti, siyasi partiler ve seçim yasası konusunda bir ilerleme yok..
Sadece hükümet istifa etti o kadar. Hamam aynı hamam, tellak değişti..
“Esad dirensin, halk onu devirsin, iç savaş çıksın” diye dua ediyordur İsrailliler.. Esad, İsraillilerin oyununa gelmemeli.. Bugüne kadar İsrail’in giderek güçlenmesine ve Filistinlileri ezmesine sebep olan şartlar da Esad ailesinin tek parti diktatörlüğünün de aralarında bulunduğu, bölgedeki kendi halkını ezen rejimlerin zulümlerinden güç ve destek aldı.. Onun için Esad, açtığı “İsrail kartı”nı hemen cebine koymalı..
Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam iyi bir örnek değil. Oğul Esad, baba Esad’ın mirasını koruma iddiasında olmamalı..
Geçenlerde 10 şart yazmıştım, Suriye için.. Bu talepler Suriye halkının % 70’inin talebi.. % 20’si güçlüden yana olur. Aile bağları ve mezhebî özellikleri itibarı ile, bir de geçmişin hesabının kendilerinden sorulmasından korkan, % 10-15’lik bir kesim bu taleplere karşı çıkar..
Esad şansını zorlamamalı..
Öyle tahmin ediyorum ki, Esad’ın başı, asıl İhvan’la değil, kendi derin devleti ile belada..
Esad’ın bu işi sadece İhvan’la sınırlı görmemesi de gerek.. Suriye için, Suriye halkı için bunu yapması gerek.
Bugün Esad’ın yanında olduklarını göstermek isteyenler, daha çok Esad rejiminin yıllarca yanında yer alan isimler. Bunların arasında Dürzi de var Arami de, Hristiyan da var, Sünni de Alevi de. Kimi korkusundan, kimi menfaati gereği rejimin yanında yer almış.. Şimdi yükselen öfke dalgasının kendilerini de tarihin çöplüğüne atmasından, devri sabık oluşturulması halinde kendilerinin de sanık sandalyesine oturtulmasından korkuyorlar..
Suriye, Fransız kampında yer alan bir ülke.. Eğer bir Sünni tehdidinden söz edecekse, Şiayı yanına alması gerek. Ama Şia teolojik açıdan Nuseyrilere, Sünnilerden daha uzak. Bunu da görmek gerek..
Suriye Irak Şiası’ndan çok, İran Şiası’na yakın. Ama bu yakınlık teolojik sebeplerden çok askeri ve siyasi nedenlere dayanıyor..
Suriye bu anlamda Lübnan Şiası için bir sıçrama tahtası..
Öte yandan Suriye, en az İran kadar, hatta İran’dan daha fazla Türkiye’ye yakın..
Suriye Nuseyrileri Arap Şiası’nın bir parçası değil.. Mesela Yemen Zeydileri, ya da Irak ve Bahreyn’deki Arap Şiası ile de paralellikleri yok.. Beşşar Esad böyle bir tartışmaya da hazır olmalı..
Beşşar Esad ne yapacaksa elini çabuk tutması gerek.. Gelecek günler, geçen günleri aratabilir yoksa. Net bir yol haritasını ortaya koyması gerek. Türkiye’de yaşananlar ve Erdoğan hükümetinin yol haritası Esad için bir model oluşturabilir.. Esad geç kalacak olursa onu Erdoğan bile kurtaramayabilir.. Selam ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT