AYM ‘Hak İhlali’ Diyor, Yerel Mahkeme Tutukluyor
Ağır Ceza Mahkemeleri, Hizb-ut Tahrirli mazlumların yeniden yargılama dilekçelerini reddederken, Anayasa Mahkemesi (AYM) Hizb-ut Tahrir davalarıyla ilgili emsal teşkil edecek yeni bir karara daha hükmetti.
Hizb-ut Tahrir davalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’den (AYM) emsal teşkil edecek bir karar daha çıktı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılama neticesinde 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Mahmut Oğuz’un bireysel başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Çelik’in adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Oybirliği ile alınan kararda Anayasa Mahkemesi ihlalin ortadan kaldırılması için başvurucu hakkında yeniden yargılanmasına hükmetti. Yılmaz Çelik hakkında verilen hak ihlali kararına da atıfta bulunan AYM; gerekçeli kararında, her iki dosyanın benzer nitelikte olduğunu vurguladı.
Yürekli yargı mensubu gerekiyor
Hizb-ut Tahrir davalarını yakından takip eden Avukat Mustafa Kocamanbaş ise AYM’nin tarihi kararında yer alan çarpıcı noktaları gazetemiz Akit’e anlattı. “Yerel mahkemeler, Yargıtay’a sığınıyor. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bir görüş değişikliğine gitmiş olsa; yerel mahkemeler de sağlam kararlar verebilecek” diyen Kocamanbaş, “AYM tarafından verilmiş karar emsal teşkil edebilir. Sonuçta suçlamalar ve dosyaların içeriği birbirinin aynısı. Burada sıkıntı yerel mahkemelerin elini taşın altına koymak istememesi” dedi. Yerel mahkemelerin Yargıtay’ı kararını önemsediğini belirten Kocamanbaş, “Yargıtay 16. Dairesi’nden bu yönde bir karar çıkması lazım. Yürekli bir yargı mensubunun da ‘Bu kararı emsal alıyorum’ demesi gerekir. Yargıtay 16. Daire’den yeni bir görüş gelmeden kimse hareket etmek istemiyor” ifadelerini kullandı. Hukuksal boşluktan kaynaklanan bazı sorunların olduğunu kaydeden Kocamanbaş, “AYM’nin verdiği kararların kişiye özel olduğunu düşünenler var. Oysa dosya içerikli bire bir aynı. Küçük hukuksal boşluklar buna neden oluyor” dedi.
Emsal teşkil edecek bir kararda daha hukuksuzluk yapıldı
Yüksek mahkemenin gerekçeli kararında şu ifadeler yer aldı: “Hizb-ut Tahrir'in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığı, gerekçelerin başvurucunun temel iddialarını karşılamadığı, mevcut başvuruda da anılan Yılmaz Çelik kararından ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”
Muhammed Uzun / Yeni Akit
HABERE YORUM KAT