1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Ayıptır, günahtır, yazıktır
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Ayıptır, günahtır, yazıktır

13 Aralık 2009 Pazar 06:43A+A-

AK Parti’ye kapatma davası açıldığında Belçika’nın Antverp kentindeydim.

O zaman birlikte çalıştığımız Doğan Satmış arayıp gelişmeyi bildirdi ve ‘’AK Parti’ye şok dava’’ başlığı atacaklarını söyledi.

Önce tamam dedim.

Telefonu kapattıktan sonra düşündüm ve bunun yeterli olmayacağı kanaatine vardım.

Başlık ‘’Meclisi de kapatın’’ olmalıydı.

Sert ama gerçekçi bir başlıktı.

DTP’nin kapatılması kararı beni o güne geri götürdü.

Dün gazetelere baktım Sabah, Star ve Taraf dışında olaya eleştirel bakan gazete yoktu.

Bir kısmı Çetin Altan ustanın deyişiyle, tam ‘’Türk’ün Türk’e propagandası’’ şeklindeydi.

DTP kapatıldı, partinin en olgun, en sıcak, en yürekten insanlarından ikisi siyasetten yasaklandı.

Anayasa Mahkemesi Kürt sorununu çözmüş oldu.

Yıllar boyu parti kapatmaktan başka bir işlevi olmayan, 367 ve üniversitede giyim kuşam kararı ile hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu kanıtlayan Anayasa Mahkemesi, yine siyasi bir karar verdi. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e hiç katılmıyorum.

Bu karara saygı duymak zorunda değilim ve duymuyorum.

Danıştay’ın katsayıyla ilgili kararı neyse, bu da odur.

Muhafazakarlar çocuklarına gösterdiği hassasiyetin onda birini Kürtlere göstersin ve ruh hallerini anlasınlar.

Ben kişisel olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 367 ile ilgili kararına, üniversiteyle ilgili kararına nasıl saygı duymadıysam, buna da duymuyorum.

Türkiye’de parti kapatılması çok dert değil aslında.

Çünkü yerine yenisini kurarsınız ve 30 yıl sonra iktidar oluveririr.

Aslolan devletin sorunlara nasıl baktığıdır.

Eğer devlet bölgenin en ılımlı, barışa en yakın iki ismini siyasetten yasaklı kılarak çözüme ulaşacağı kanısındaysa, açılım ciddi sıkıntıda demektir.

Şimdi Kürtler Meclis’i terk etti, askerler rahat rahat gidebilirler.

Bir kararla sorunlar çözüldü sananlar, yanlışlığın sonucunu uzun vadede görecektir.

Bu saatte, DTP de şunları yaptı demenin anlamı yok.

Yanlış politikanın bedeli sandıkta ödenir, mahkemede değil.

Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi hukuki bir kurum olmaktan çıkmış, siyasi bir kurum olmuştur.

Başkanının bu kadar kamera önüne çıkmaktan hoşlandığı, mahkemenin ağırlığına yakışmayan tutumlar sergilediği, başkan yardımcısının eşinin Ergenekon sanığı olduğu bir mahkemenin verdiği karara saygı duymamız beklenmesin.

Ayıptır, günahtır, yazıktır.

İnsanlar gibi kurumları idam etmek de yanlıştır.

Bu siyasi mekanizmanın Dersim kararıdır.

Bu karara sahip çıkan herkes bir bedel öder.

Hasan Abi’nin 40 yılı

Meslekte 40 yılını doldurdu ama hala bir artist kadar yakışıklı, bir filozof gibi bilge.

Kendiyle hesaplaşmış, huzura ermiş.

Genç bir muhabir kadar heyecanlı, usta bir gazeteci olarak alçak gönüllü.

Hep örnek aldım.

Birlikte çalışmış olmaktan hep keyif aldım, hem gurur duydum.

Hasan Cemal Abimiz Cuma gecesi, eşinin düzenlediği sürpriz bir partiyle 40’ıncı yılını kutladı meslekte.

Bu kadar farklı görüşte insanı bir araya ancak onun ismi toplayabilirdi.

Türkiye’de gazeteciliğe gönül vermiş ve vermekte olan herkesin örnek alması gereken bir isim o.

Hasan Abi’ye meslekte bir 40 yıl daha diliyorum, onsuz bu piyasa iyice tatsızlaşır çünkü.

İyi varsın Hasan Abi, iyi ki dostumsun.

STAR

YAZIYA YORUM KAT