Avusturya’da Camilerin Kapatılmasına Tepkiler Sürüyor
Avusturya'da camilerin kapatılması ve imamların sınır dışı edilmesine tepkiler sürüyor.
Avusturya’da çeşitli sivil toplum örgütleri ve dini cemaatlerin temsilcileri ile yazarlar, hükümetin cami kapatma ve imamları sınır dışı etme kararına tepki gösterdi.
Dün, ülkede biri Türklere ait 7 cami radikal düşünceler ve milliyetçi görüşleri yaydığı gerekçesiyle faaliyetlerine son verilirken, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB) bünyesindeki görevli imamların yurt dışından finanse edildikleri gerekçesiyle oturum izinlerinin iptal edileceği açıklanmıştı.
Karara, ülkedeki çeşitli sivil toplum örgütleri ve dini cemaatlerin temsilcileri ile yazarların eleştirileri devam ediyor.
ATİB Sözcüsü Yaşar Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümetin, kapatma kararlarına ilişkin toplumu tatmin edecek bir bilgi paylaşımı yapmadığını, yeni İslam yasası kapsamında camilerin eksiklerini giderme noktasında uyarılması, çeşitli yaptırımlar uygulanmasını anlaşılır bulduklarını ancak camilerin tamamen kapatılmasının doğru bir tutum olmadığını ifade etti.
Ersoy, 2015 yılında çıkartılan İslam yasası çerçevesinde imamların yurt dışından finanse edilmesinin yasaklandığını hatırlatarak, hükümetin bir geçiş sürecine müsaade etmediğini vurguladı.
Yaşar Ersoy, "Hükümet bu yönde bir karar alabilir ancak şu soruyu sormak gerekiyor, Avusturya’da ilahiyat fakültesi seviyesinde dini eğitim veren bir kurum yok, imamlık eğitimi verecek bir kurum yok, buna yönelikte bir çalışma da söz konusu değil. Böyle bir durumda Avusturya’da yaşayan 100 binlerce Müslüman dini vecibelerini nasıl yerine getirecek.” görüşünü paylaştı.
ATİB olarak hükümete çalışma noktasında çeşitli tekliflerde bulunduklarını ancak olumlu bir geri dönüş olmadığını anlatan Ersoy, “Bugün Avusturya’da imam yetiştirmek istesek buna yönelik bir altyapı mevcut değil.” eleştirisinde bulundu.
Hükümetin, radikalleşme ve aşırıcılıkla mücadele yürütmek istediğini her fırsatta dile getirdiğini anımsatarak, “Radikalleşme ile mücadelenin yolu, 40-50 yıldır Avusturya’da tecrübesi olan ve 100 binden fazla üyesi bulunan, bugüne kadar yaptığı her çalışmayla birlikte yaşamı destekleyen, bu doğrultuda projeler yapan bir derneği kazanmaktansa, onu hedef tahtasına koymak ve kategorize etmek olmamalı.” değerlendirmesini yaptı.
"Hükümet Müslümanlara yönelik kampanya yürütüyor"
Yazar ve gazeteci Wilhelm Langthaler de hükümetin ülkedeki 7 camiyi kapatma kararını kınadığını belirterek, “Hükümet Müslümanlara yönelik yürütülen bir kampanyanın öncülüğünü yapıyor.” diye konuştu.
Langthaler, Başbakan Kurz ve Başbakan Yardımcısının ülkede yaşayan Müslümanlara karşı nefret söylemi içinde olduğunu kaydederek, “Başbakan Kurz ve Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache, Avusturya’nın parçası olan bir dini sistemli bir şekilde kötülüyor ve İslam karşıtı kampanya yürütüyor.” ifadelerini kullandı.
Ülkedeki basının Müslümanlara yönelik yürütülen karalama kampanyasında önemli bir rol oynadığına dikkati çeken Langthaler, “Medyanın Müslümanlara yönelik yaptığı haberlerin, hükümetin baskı politikalarına atmosfer oluşturduğu açıkça görülebiliyor.” dedi.
Langthaler, hükümetin aldığı kararların tamamen kabul edilemez olduğunun altını çizerek, demokratik ve din özgürlüğünün uygulandığı bir toplumda yaşamak istediğini anlattı.
AA
HABERE YORUM KAT