1. YAZARLAR

  2. RIDVAN KAYA

  3. Akıncı ve Akıncılar Dergisi
RIDVAN KAYA

RIDVAN KAYA

Yazarın Tüm Yazıları >

Akıncı ve Akıncılar Dergisi

28 Nisan 2009 Salı 09:52A+A-

26 Nisan 2009 Tarihinde Özgür-Der Alternatif Eğitim Seminerlerinde "Türkiye'de İslami Dergiler ve Etkileri" başlıklı derste Rıdvan Kaya’nın anlattığı konunun notları:

AKINCI DERGİSİ

Akıncılar Derneğinin yayın organı olarak önce 1977 Mayıs’ında aylık bir dergi olarak Akıncı Dergisi çıkıyor. Derginin sahibi Akıncılar Derneği Umum Reis adına Mehmed Tezel. İdare yeri İstanbul.

Derginin “Çıkarken” başlıklı sunuş yazısını yazı heyeti adına Selahaddin Eş Çakırgil kaleme almış. Sunuş yazısında İstanbul’un fethinin gerçekleştiği Mayıs ayında derginin yayınına başlamasının sembolik önemine vurgu yapılmış. Çıkış amacı olarak şu vurgu dikkat çekiyor: “… İşte Akıncılar elinizdeki bu dergiyi, çağın en güçlü silahına sahip olarak, fikir ve eylemde ve takınılacak tavırlarda birliği, bütünleşmeyi sağlamak ve bu güç ile davalarının sancağını en yüksek burca dikmek için çıkarıyorlar.” Sunuş yazısında yaklaşmakta olan seçimlere de değinildiği ve seçimlerin temelde ciddi bir değişim sağlamasının mümkün olamayacağının ima edildiği görülüyor.

32 sayfalık dergide Ayasofya ve Mescid-i Aksa’nın zincirlerle çevrili bir fotoğrafla esaretine dair bir kapak kompozisyonu kullanılmış. İçeride Milli Gazete’den S. Eş’e ait bir yazı iktibas edilmiş. Bu yazıda Ayasofya’nın mevcut halinin zulmü haykırdığı, buna karşın zulüm sahiplerinden Ayasofya’nın açılmasını istemenin yanlış olacağı, önemli olanın Ayasofya’nın açılmasını sağlayacak ortamın tesisi olduğu vurgulanmış.

İlk yazıda Mehmed Tezel 1 Mayıs ve 29 Mayıs karşılaştırması yapıyor. Kanlı 1 Mayıs olaylarına atfen komünist hareket eleştirisinde bulunuyor. Akıncılar derneğinin kısa bir sürede 200’den fazla yerde teşkilatlanma başarısı hatırlatılıyor. Ahmed Selami imzalı Keyfiyet başlıklı yazı, İslamcı söylemde bir hayli etkili olan kemiyet-keyfiyet karşılaştırması içeriyor.

Yazarlar arasında Selahaddin Eş, Ali Bulaç, Ali Rıza Demircan, İsmet Özel, Kadir Mısıroğlu, Osman Nuri Açıkgöz, Mustafa Yazgan, Prof. Nevzat Yalçıntaş, Sedat Yenigün var.

2. sayının kapağında “Bizi yıpratmağa zindanların gücü yetmez!” şeklinde bir slogan ve zindan penceresinden dışarı taşan bir fidan kompozisyonu var. Derginin amatörlüğü belirgin. Ay ve yıl belirtilmemiş. Sadece içeride matbaadaki aksamalardan dolayı derginin gecikmeli çıktığı hatırlatılmış.

Ahmed Selami imzalı “Akıncıya Hitab” başlıklı yazıda çeşitli tavsiyeler yer almakta. Ehli Sünnet vurgusu ve düzenle uyum içinde bir din anlayışı tehlikesi dikkat çekiyor. Ayrıca isim vermeden Arap dünyasından yayılan Selefi-Vehhabi eğilimlerine karşı “yerli” isimlere, Osmanlı ulemasına sarılma telkininde bulunuluyor. Ali Bulaç’ın “Kişi ile Fikir Arasında Liderlik Tartışması” başlıklı yazısı genel manada kişilerin değil, fikirlerin öne çıkartılması tezini işlemekle beraber, özelde isim verilmeden Necip Fazıl eleştirisine yoğunlaşmış gibi.

Bu sayıda Dr. Hikmet Akgül, Dr. Musa Tosun imzalı yazılar var. S. Eş’in yazısı cezaevine girmeden yazdığı son yazı olarak takdim edilmiş.

Bu sayıda Kuveyt merkezli Dünya İslami Gençlik teşkilatı IIFSO’nun Temmuz 1976’da İstanbul’da Tarabya Oteli’nde yapılan toplantısı 2 sayfalık bir haber yapılmış. Toplantıya MTTB evsahipliği yapmış. Ayrıca Büyükada’da boğulmak suretiyle ölen Akıncılar Derrneği Gaziosmanpaşa şubesinin kurucusu Nazım Taşdemir isimli gencin şehadeti duyuruluyor. Yine Haziran ayı içinde Hacettepe Talebe yurdu önünde yaralanan bir akıncı gençle ilgili küçük bir haber dikkat çekmekte.

Akıncılar Umumi Merkezi adına Anadolu’daki çalışmaları gerçekleştirmek üzere ihtiyaç duyulan paranın temini için 3000 kişiden 100’er tl’lik yardım talebi dikkat çekiyor. Et Balık kurumu mağazalarının reklamı ve reklamda tasvir edilen anne figürü çok ilginç. Dergide Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve Vakıflar Bankası’nın reklamları da yer almakta.

3. sayının kapağında II. Akıncılar Şurası’nın toplandığı haberi var. Şuradan resimde divan heyetinin masası Türk bayraklarıyla kaplanmış. İç sayfalardaki Şura haberinde 9-10 Temmuz 1977 tarihinde Ankara’da toplanan Şura’ya 250 teşkilat şubesinden 500’den fazla temsilcinin katıldığı bildirilmiş. Şura’nın açılışında 163. Maddeden dolayı hapiste bulunan S. Eş’e destek telgrafı çekilmesi kararlaştırılmış. Şura sonucunda hazırlanan basın bildirisinde Milli Görüş vurgusu dikkat çekiyor. Şura’nın kapanış oturumunda konuşma yapan Necmettin Erbakan vurmanın kırmanın çözüm olmadığını hatırlatmakla beraber, sözlerinin tecavüz karşısında acziyet olarak da yorumlanmamasını istiyor ve maarifin düzeltilmesi, gençler üzerinde yoğunlaşılması ve çalışmalaın köylere kadar taşınması hatırlatmasında bulunuyor.

6. sayı, dergi normalde aylık periyoda uygun çıkmış olsaydı Ekim 1977 sayısı olmalı fakat dergide tarihe ilişkin hiçbir bilgi yok. İçeride Aralık seçimleri sonucuna dair değerlendirmeden derginin Aralık 1977 tarihinden sonra yayınlandığı anlaşılıyor.

Mehmed Tezel imzalı başyazıda 350 şube ve 100 binlerin üzerindeki mensuplardan söz edilmiş. Bu sayıda Edip Yüksel imzası dikkat çekiyor. Orta sayfalarda Ümmet isimli dergiye ek türünden bir bölüm var. Burada vatan kavramının doğulan, yaşanılan yer olmayıp inancın hakim kılındığı toprak olduğu vurgusu var. 10 Kasım’a dair bir gözlemde tapınma olarak vurgulanan saygı duruşunu ihlal eden bir tek kişinin ardından pek çok kişinin yürüdüğüne dikkat çekilerek öncülük hatırlatması yapılmış. Yine Topkapı’da müstehcen neşriyat satan bir büfenin parkalı 8-10 genç tarafından tahrip edilmesi haberi fotoğraflı biçimde verilmiş.

Bu sayıda Edirne’de Ülkücülerce öldürülen Erdoğan Tuna, Kartal’da solcularca öldürülen Nazım Durmuş ile ilgili haberler var. Yine 11 Aralık 1977 mahalli seçimlerine dair kısa bir değerlendirme var. Burada seçimleri büyük ölçüde solun kazandığı hatırlatılıyor ama genelde seçimlere dair soğuk, ilgisiz bir yaklaşım görülüyor. 

Sonuç: Akıncı dergisi genel hatlarıyla fikir ağırlıklı bir dergi görünümünde. Aksiyoner bir tarzı yok. Oldukça cansız, coşkusuz bir yayın organı. İddia edildiği üzere 350 şubesi olan bir hareketin yayın organı olma vasfı görülmüyor. Derleme-toplama bir görüntüye sahip.

 

AKINCILAR DERGİSİ

İlk sayısı 3 Ağustos 1977 ‘de yayınlanan Akıncılar dergisi 15 günlük, tabloid boy bir dergi. İlk sayının kapağında “Hayat İman ve Cihattır” vurgusu derginin daha aksiyoner, militan bir içerik taşıdığını hissettiriyor. Kapakta at üzerinde kılıç sallayan Osmanlı Akıncılarını simgeleyen bir çizim var. Dergi Ankara’da çıkmaya başlamış. Sahibi Mehmet Güney. İlk sayının başyazısı Akif İnan imzalı. Hicretin 15. Yüzyılında İslam dünyasının ayağa kalktığı vurgusu yapılmış.

Başlarken yazısında Diriliş Nesli olarak tanımlanan gençliğin giderek büyüdüğü, geliştiği müjdesi veriliyor. Dergi faaliyeti cihad olarak tanımlanarak herkesten aktif katılım talep ediliyor.

Orta Doğu Mektubu başlıklı yazıda Ankara’da Filistinli gerillalarca gerçekleştirilen Mısır Konsolosluğu baskını haberleştirilmiş. Haber içinde Türk Milleti kavramı geçiyor. Yazıda Filistin konusu izah ediliyor. Ecevit hükümeti eleştirilmiş. Sadık Albayrak imzası var. Erbakan’ın basın toplantısı haberleştirilmiş.

Kavramlar arasında cihad, milliyetçilik, Siyonizm, oruç işlenmiş. Fikir suçluları konulu bir karikatür dikkat çekiyor. 141-142 ile 163 cezaları karşılaştırılmış ama tümüne karşı çıkmaktan ziyade dengesizliğe vurgu yapılmış. Çifte standart vurgusu genel özgürlük talebinin önüne geçmiş. Dergide cephelerimiz başlığı altında Afganistan, Suriye, Filipinler, Mısır, Irak ve benzeri coğrafyalardan haberler genişçe yer almakta.  

Akıncı Şehitlerin listesi verilmiş. Arka kapakta Osman Gazi’nin Orhan Gazi’ye cihad sancağını yüksekte tutma öğüdünü içeren vasiyeti yer almakta.

18 Ağustos 1979 tarihli 2. sayının kapağında Moro Lideri Nur Misuari ile yapılan söyleşi “90 bin şehit verdik” başlığıyla yer alıyor. İç sayfanın başında Maide suresinin 44. Ayeti yer almakta. 2. Sayının sunuşunda derginin ilk sayısının 25.000 adet basıldığı bildiriliyor.

Dergide Vakıflar yurdunun kapatılması üzerine dışarıda kalan öğrencilerin maruz kaldığı uygulama zulüm olarak tanımlanıyor. Hasan El-Benna’nın kaleminden Cihad işlenmiş. Cephelerimiz başlığı genişçe yer tutuyor. Erdem Beyazıt ve Rasim Özdenören imzaları görülmeye başlıyor. Teşkilat haberleri başlığı altında tutuklanan Akıncılarla ilgili haberlere yer veriliyor.

3 Eylül 1979 tarihli 3. sayının kapağında Suriye Müslümanlarının kıyamının Esad’ın zulüm düzenini yıkacağı iddiası ile birlikte ana vurgu olarak 4 Akıncının şehid edilmesi haberi öne çıkmış. Bu sayı ile birlikte derginin idare yerinin İstanbul’a taşındığı hatırlatılıyor. Bu sayıdan itibaren Mehmed Güney imzalı sunuş yazıları yer alıyor. Arif Altunbaş imzası da düzenli biçimde yer almaya başlamış.

Dergide İslam coğrafyasından haberler geniş yet tutuyor. Türkiye içine ilişkin olarak ise oldukça sınırlı bir yaklaşım var. Şehid edilen ya da yaralanan Akıncılar ile birlikte zindan vurgusu ağırlık kazanmaya başlamış.

4. sayının kapağında Afganistan ve Sudan var. Bu sayıda Bacılar başlıklı bir bölümde bayanlarla ilgili olarak tesettür konusu ve nasıl çalışmalı, neler ağırlık vermeliyiz şeklinde metoda dair bir makale dikkat çekiyor. İlk defa bu sayıda İran konusunda haber görülüyor.

4 Ekim 1979 tarihli 5. sayının kapağında Afgan mücahitleri ile birlikte Humeyni’nin “siyaseti dinden kimse ayıramaz” sözü yer almakta. Bu sayıda vefatı dolayısıyla Mevdudi uzunca anlatılmış.

21 Ekim 1979 tarihli 6. sayının kapağında “Kızıl uşaklar 7 Akıncıyı şehid etti” haberi dikkat çekiyor. Afganistan ve Suriye vurgulu biçime yer almaya devam ediyor. Bu sayıda Bulgaristan Müslümanlarına yönelik komünist baskılara dair uzun bir yazı yer almış. 14 Ekim senato ve ara seçimlerle ilgili MSP’nin başarılı olduğuna dair küçük bir haber var. Hasan El Benna, Mevdudi ve Humeyni çağımızın 3 lideri başlığıyla incelenmeye devam ediyor.

7. sayıda Akıncılar İstanbul İl Teşkilatı Basın Bürosunca yapılan bir açıklama bulunmakta. Açıklamanın konusu 29 Ekim 1979 tarihli İstanbul gazetesinde yer alan ve Bayrampaşa’da 6 kişinin öldürülmesinden Akıncıların sorumlu olduğu yolundaki haberin yalanlanmasıdır.

Bu sayıda Akıncı Liseliler ile ilgili haberler yanında Akıncı Sporcular Derneği’nin başkanıyla röportaj da görülmekte. Yine dernek genel merkezince açılan “Şehidler Fonu”na katkı çağrıları da yer almakta.

“Okullarda tavrımız” başlıklı kısa bir duyuru-haberde farklı gruplarca işgal altında tutulan okullarda nasıl davranılması gerektiği izah edilirken, şu veya bu gruba karşı değil, topyekün küfre karşı tavır sahibi olunduğu vurgulanıyor ve aşamalı bir büyüme tavsiyesi ve disiplin vurgulanıyor.

23 Kasım 1979 tarihli 8.  sayı Hicret özel sayısı olarak hazırlanmış. Cemaatten devlete vurgusu giderek daha fazla öne çıkartılıyor. Bu sayıda Suriye’deki Müslüman katliamını protesto için 21 Kasım’da İskenderun’da ve Afganistan cihadını desteklemek için 24 Kasım’da Kayseri’de yapılacak miting duyuruları var. Bu sayıda Kız Teknik Öğretmen okullarında yaşanan başörtüsü sorununa dair haberler de yer alıyor.

10 Aralık 1979 tarihli 9. sayının kapağında Mescid-i haram baskını ABD-İsrail ve Suud krallığının bir provokasyonu olarak lanetleniyor. İç sayfalarda teşkilat haberleri, mitingler, yürüyüşler ve saldırılar geniş yer tutmaya başlamış. “Kabe’nin işgali, Papa’nın gelişi ve Müslümanların tavrı” başlıklı A. Emre imzalı yazıda İzmir’de ABD’yi protesto eyleminde yaşanan polisle çatışma, Ankara’da Papa’nın ziyaretini protesto eden Akıncılar mensuplarından 200’den fazla kişinin gözaltına alınması ve İstanbul’da Yüksek İslam Enstitüsü’nde ve İmam Hatiplerde gerçekleştirilen boykotlar vurgulanıyor. Satır arasında Kanlı Pazar hadisesi hatırlatılarak sol ve sağ çevrelerin ABD’ye karşı tutumu sorgulanıyor.

Liseler giderek dergide ağırlık kazanmaya başlıyor. Liselerde nasıl çalışılması gerektiğine dair bilgilendirme yazıları, yine muhtelif liselerde yaşanan olaylar haberleştiriliyor.

4 Ocak 1980 tarihli 10. sayının kapağında Akıncılar derneğinin kapatılması konusu var. Sıkıyönetim tarafından genel merkezin kapatılmasıyla birlikte tüm Türkiye çapındaki teşkilatlar da kapatılmış oldu.

Derginin yayınında aksamalar görülmeye başlamıştır. 26 Şubat tarihli 11. sayıda Mehmet Güney’in tutuklanmasını konu alan yazılar dikkat çeker.

Okuyuculara hitaben yapılan bir açıklamada derneğin kapatılması ve dernek genel başkanı ve derginin sahibi Mehmet Güney’in tutuklanması, çeşitli sayılarının toplatılması, yazı işleri müdürü hakkında 15 dava açılması gibi etkenler nedeniyle derginin yayınına ara verildiği ve tekrar başlatıldığı hatırlatılıyor. Bu arada ülkenin genel durumu özetlenirken, okulların, fabrikaların işgal edildiğinden, halkın akşam erken saatlerde evlerine kapanmak zorunda kaldığından ve Mehmetçiğe kurşun sıkıldığından bahsediliyor.

12. sayı 19 Mart 1980’de yayınlanabilmiş. Kapakta Afganistan ve Suriye var ve kaleşnikoflu bir el ve sancak motifi var. “Anarşi ve İslami Mücadele üzerine bir yaklaşım” başlıklı imzasız yazıda genel hatlarıyla Akıncı gençlere yönelik devlet kaynaklı ve sağ ve soldan gelen saldırılara değinilerek, tez sahibi olmanın bu tarz saldırıları doğurduğuna dikkat çekiliyor. Pasif tutum eleştirilmekle birlikte açık bir eylem çağrısı da görülmüyor. Yine bu sayıda dikkat çekici bir haber olarak Urfa’da MTTB üyesi 5 Müslümanın öldürülmesine yer verilmiş.

7 Mart 1980’de kurulan Akıncı Gençlik Derneği’nin kuruluş çalışmaların hakkında bilgi verilmiş. Konya’da kurulan ve Tevfik Rıza Çavuş’un genel başkanı olduğu derneğin farklı illerde teşkilatlanma faaliyetlerine değiniliyor.

Bu sayıdan itibaren derginin Batı Almanya’da da basılacağı bilgisi veriliyor. Şimdiye dek 5.000 dergi gönderilen Almanya’da derginin 7.000 adet basılacağı ifade edilmiş.

 

NOTLAR:

Akıncılar Derneği 23 Ocak 1976’da Ankara’da kuruldu. Kurucu genel başkanı Tevfik Rıza Çavuş. Bilahare Mehmed Tezel.

1977’de Mehmet Tellioğlu başkanlığa getiriliyor. 1979’da Mehmet Güney başkanlığa getiriliyor. Akıncılar Derneğinin 600’e yakın şubesi var.

Sadece gençlik derneği ile kalmıyor Akıncı İşçiler, Akıncı Memurlar, Akıncı Sporcular dernekleri de kuruluyor. Toplamda 1200 civarında dernek şubesi söz konusu. Akıncılar isimli dergi yayınlanıyor.  

(Öncesinde İstanbul’da Kasımpaşa’da Mustafa Aydıner öncülüğünde Akıncılar Kültür Spor Derneği kurulmuş. Benzeri dernekler farklı semtlerde açılmış.)  

Akıncılar Derneği 27 Kasım 1979’da basılıyor; 13 Aralık 1979 tarihinde ise Ankara Sıkıyönetim komutanlığınca kapatılıyor. Yerine 7 Mart 1980’de Akıncı Gençlik Derneği kuruluyor. Seriyye isimli dergi yayınlanıyor. 

12 Eylül’den sonra Mamak’ta Akıncılar ana davasında 140 kişi yargılanıyor.

Mehmet Zahit Kotku (ölümü 13 Kasım 1980) ve İskenderpaşa belirleyici.

HAKSÖZ-HABER

YAZIYA YORUM KAT

8 Yorum