1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Ateşle oynayanlar sonunda kendilerini de yakabilirler..
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Ateşle oynayanlar sonunda kendilerini de yakabilirler..

25 Nisan 2022 Pazartesi 15:53A+A-

Meclis’te  etnik olarak ermeni kavminden olan Garo Paylan isimli bir Diyarbekir m.vekili,  Meclis Başkanlığı’na, ‘1915 Hadiseleri’ni Türkiye’nin, ‘ermeni soykırımı’ olarak kabul etmesi yönünde verdiği bir ‘kanun teklifi’, Meclis Başkanı Mustafa Şentop tarafından derhal, içtüzük hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle iade edilmesi, gündemin liste başına oturdu. ‘Teklif’inin gerekçesinde, ‘Ermeni Soykırımı’nın 107 yıldır inkâr edildiğini’ söyleyen Garo Paylan’ın sözleri, ilginçtir, dün Amerikan Başkanı Biden’ın 24 Nisan mesajında da  tekrarlandı.

Müslüman Diyarbekir halkının sırf bir parti taassubu ile hareket edip, kendi şehirlerini temsilen böyle bir kişiyi Meclis’e göndermeleri, onların idrakine aykırı ve izahı zor bir durum oluşturmaktadır.

 

*

Biden’ın, üstelik de kendi tarihlerinin çok daha yakın, şu son 50 sene ve hattâ son 30 senesi  boyunca Vietnam’dan Filistin ve  Suriye’ye, Irak ve Afganistan’a kadar uzanan müslüman coğrafyalarında işledikleri korkunç zulümleri, sergiledikleri katliâmları hiç hatırlamak istemeyişi bir yana; 1915 Hadiselerini hatırlatan Biden’ın, o dönemde Osmanlı Devleti’nin vatandaşı olanlardan en az 5 milyon insanın öldürülmüş olmasından haberi bile yoktu..  Çünkü, müslüman halklar öldürülebilirdi..

Biden 1,5 milyon ermeninin öldürüldüğünden de söz ediyor. Hâlbuki, 1912’lerde, Osmanlı ülkesindeki bütün ermeniler 1 milyon 200 bin civarındaydı.

Mr. Biden’a belirtelim ki, 1915 Hadiseleri’nin 50’nci yılı olan  1965’teki ermeni yayınlarına bakarsa, o zaman, öldürüldüğünü iddia ettikleri ermeni sayısını 500 bin olarak yazdıklarını görür. 75’nci yıldönümünde bu rakamlar 1 milyona yükseltildi ve 100’üncü yıla, 2015’lere gelirken ise, bu rakamlar 1,5 milyon olarak gösterildi.

Yani, ölüler de çoğaltılıyor.

*

 

Meselenin aslı nedir? Ve ne zamandır Ermeni Meselesi’yle karşı karşıyayız?

 

Selçukoğulları’nın tarih sahnesine çıktığı dönemlerin öncü isimlerinden olan Çağrı Bey zamanında Van Gölü etrafındaki ermeni Vaspuragan Krallığı mağlûb oldu ve Kral Senekherim zamanında ermeniler İç ve Orta Anadoluya doğru çekildiler..

Ancak, Selçuklu sultanlarından İzzeddin Keykâvus ve Alâeddin Keykubâd zamanında ise, Konya civarındaki Ermeni Krallığı da, Selçuklular’ın vesayeti altına girdi, Miladî-1215’lerde.

Ama, Miladî 1243 ‘deki Kösedağ Savaşı ve sonrasında da Adana civarındaki Klikya Ermeni Krallığı’nın da Moğol Başkomutanı Baycu Noyan’a yardım ettiği biliniyor.

*

 

Osmanlı döneminde ise, ermeni halkının 1860’lara kadar, en güvenilir gayrimuslim unsur olarak değerlendirildiği görülür.  Müslüman halk genelde sadece ziraatle ve askerlikle meşguldür; küçük el zanaatlerinden sanatlara ve  mimarîye kadar,  her sahada, isyan  ve hıyanet etmiyeceklerine dair devlet kademelerinde ve halk arasında beslenen güçlü güven sâyesinde ‘kavm-i necîb’ (asil kavim) veya ‘millet-i sâdıqa’ (sâdık ve sadakâtli millet) denilen ermeniler önde gelirler. Kezâ, Osmanlı ordusunun en önemli yeri olan mutfakta, gayrimuslim unsur olarak sadece Ermenilere yer verildiği bilinmektedir.

*

Ancaaak.. Osmanlı’nın artık ‘L’homme malad’ (Hasta adam) diye nitelenmeye ve içerden de bazılarının buna inanmaya başladığı 1860’larda Rusya, Fransa ,İngiltere gibi devletlerin, Ermeniler’e yaptıkları, ‘Siz de kendinize aid bir devlet kurmak için hazır olmalısınız..’ şeklindeki  tahrikleri, karşılıksız kalmadı; Daşnatsutyun ve Hinçak (Çansesi) gibi silahlı terör teşkilatları devreye girmeye başladı ve Milâdî-1877-78 (Hicrî- 1293’e tekabül ettiği için bizde ‘93 Harbi’ diye bilinen) ve Osmanlının ağır yenilgisiyle sonuçlanan Osmanlı- Rus Harbi’nde, Rus Orduları taa Ayastefanos’a (bugünkü İstanbul’un Yeşilköy semtine) kadar dayandığında, Rus Orduları başkomutanı Grandk Nikola’ya gidip, zaferlerini kutlayan ve bağlılıklarını bildiren kişi, Ermeni Kilisesi’nin başındaki  Nersesyan idi.

Elbette ağır yenilgiden daha ağır olan, Nersesyan’ın bu ihaneti idi..

Rusların Kafkas Orduları da, Doğu Anadolu’daki  ermeni terör teşkilatlarının yol göstericiliğinde kolayca bütün Doğu Anadolu’yu işgal etmişlerdi..

Artık, asırlarca ‘qavm-i necîb’ diye nitelenen ermeniler içinen çıkan terör grupları, ölüm yatağındaki hastayı öldürmeye teşebbüs eden kimseler durumundaydılar.

*

Bu arada, 26 Ağustos 1896’da Osmanlı’nın ‘merkez bankası’ durumunda olan Osmanlı Bankası Ermeni teröristlerce soyulması ve soyguncuların yakalanmasına rağmen Avrupa’nın ayağa kalkmasıyla cezalandırılamayışı bir ayrı faciaydı..

21 Temmuz 1905 tarihinde de Sultan Abdulhamîd’e, Yıldız Câmii Cuma Selâmlığı esnâsında bombalı bir başarısız suikasd yapılması.. Tevfik Fikret’in, ‘Ey şanlı avcu, attın, fakat; yazık ki-yazıklar ki vurmadın..’ diye hayıflandığı durum..

*

 Ve.. Birinci Dünya Savaşı’nda Rusya ile Osmanlı karşıt cebhelerde yer alınca.. 1877-78’deki gibi  İstanbul dışındaki Ermenilerin, düşmanla işbirliği yapmamaları gerekçesiyle, çetin iklim şartlarında, yüzbinlerce ermeninin Suriye- Lübnan gibi uzak bölgelere tehcir olunması, zorla göç ettirilmesi, Osmanlı’nın devlet otoritesinin iyice zayıflaması yüzünden, büyük facialara yol açtı ve müslüman halkla ermeniler arasında bir katliâm değil, ‘muqatele’ / ‘karşılıklı öldürüşme’ hali yaşandığı açık..

 

*

Ama, şimdi sırtını emperial ve şeytanî güçlere dayayarak Türkiye’ye bedel ödettirmek için ermeni soykırımı kabul edilsin demeler...

Bu haksız saldırıyı bu müslüman halk, ölür de yine kabul etmez..

*

Garo efendi’nin bu ‘teklif’i, ateşle oynanmak istenmesi  ve ‘sonuç ne olursa olsun, yeter ki yangın olsun..’ şeklindeki anarşist mantığını yansıtan bir kışkırtma ve ihanettir, bir hak arama değil..

*

Star Gazetesi

YAZIYA YORUM KAT

10 Yorum
  • Selahaddin E. Çakırgil / 01 Mayıs 2022 03:04

    Ali İhsan isimli yorum sahibine.. -2- Kaldı ki, o 'tehcir' kararının bir katliâm için değil, bir savaş anında tedbir olarak alındığı, ve düşmanla işbirliği yapması mümkün görülen veya düşman saldırısında zarar görmesi çok mümkün olan ermeni halkının Osmanlı ülkesinin o sınır bölgelerinden uzaktaki Suriye- Lübnan gibi yerlere gönderilmesinn planlanması, anlaşılabilirdi. Ama, devlet otıritesinin o savaş şartlarında çok zaafa uğraması hasebiyle , halkların boğuşmasına dönüşmesi gibi bir netice ortaya çıkmıştır..
    Evet ,o 'tehcir'kararını İttihad- Terakkî iktidarı almıştır ama, başka bir hükûmet de tedbir için alabilirdi.
    Keşke o acılar yaşanmasaydı.. Sadece Van'da 30 bin kadar ermeni öldürülmüş ve sonra silahlandırılan ermne silahlı gruplarca da sadece .van.2da 50 binden fazla müslüman öldürülmüştür. Bunları söylemek , konulara nasyonalistlerin bakış açısıyla yaklaşmak değildir. Başkalarına benziyor diye her konuda da kendi aslî değerlendirmelerimizden uzak, başka yorumlara tevessül edilecek değildir, elbette..

    Yanıtla (0) (0)
  • Selahaddin E. Çakırgil / 01 Mayıs 2022 02:55

    Ali İhsan isimli yorum sahibine: 1-Benim yazımı dikkatlice okursanız, yaptığınız eleştirilerin yerini bulmadığını farkedebilirsiniz.. Yazımda,1060'lardan 1860'lara kadar, 800 yıl boyunca, Anadolu'da , diğer gayrimuslim halklarla kıyaslandığında müslüman halkla en uyumlu yaşamış olan ermeni halkının, adına denilerek ortaya çıkan bir takım ermenici- şovenist silahlı mücadele teşkilatlarının , ölüm yatağındayken müslüman halka silah çevirmesinin ortaya çıkardığı acılara değinilmiş ve o zamana kadar itibar edilen, en güvenilen bir unsurun , o hassas anda hasta yatağına silahlara baskı yapmasının müslüman halklarla ermeni halkları arasında bir boğuşmaya, muqatreleye, karşılıklı öldürüşmeye dönüştüğü de anlatılmıştır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Selahaddin E. Çakırgil / 01 Mayıs 2022 02:39

    'Bir müslüman' imzalı yorum sahibinin, benim yazımda G. Paylan isimli ve Ermeni soykırımı konusundaki iddisı ve kanun teklifin konusunda ifade ettiğim,
    "Müslüman Diyarbekir halkının sırf bir parti taassubu ile hareket edip, kendi şehirlerini temsilen böyle bir kişiyi Meclis’e göndermeleri, onların idrakine aykırı ve izahı zor bir durum oluşturmaktadır" şeklindeki cümleme nazire olarak,

    'Sol bir partinin Müslüman Kürtlerin islami ve insani hakkı olan dillerini kullanma hususunda Müslüman bir partiden daha çok istemesi, idrakı çok daha zor.' demesi , bir çok açıdan doğru değil, bence.. Önce 'müslüman bir parti' deyimi yanlış.. İkincisi mesele ise, son 100-110 senedir yürütülen kavmiyetçi ve bir kavmi yücelten ve tabiatiyle diğerlerini dışlayan ve aşağılayan ideolojik cereyanların kürd halkı ve kürd dili üzerine yaptıkları ağır baskı ve zulümlerinin son 20 senede ve bir partinin değil, Tayyib Erdoğan'ın gönül dünyasındaki ölçülere göre ve sahneyi yıkmadan, tedricî olarak nereden nereye olumlu bir mesafeye getirildiğinin görülmemesi, gerçekten de ideolojik bir gözükapalılık olsa gerek..

    Yanıtla (0) (0)
  • Selahaddin E. Çakırgil / 01 Mayıs 2022 02:25

    Mertırmaklı ve Molla Kasım imzalı yorum sahiblerine: 'Kavm-i necîb, tebâ'y-ı sâdıqa' veya 'millet-i sâdıqa' gibi niteleme sıfatların, ingilizler veya arablar için de kullanılmış mıdır, bilmiyorum.. Kullanılmışsa da, herhangi bir kavmin yaratılışdan 'necîb' veya 'sâdıq' olarak nitelenmesi müslüman idraki açısından yanlıştır. Çünkü, ferd ve toplumların en üstün oluşunun ölçüsünü, Kur'an-ı Mubîn., ('Sizin en üstününüz, taqvâ ve fazilette, Allah'ın hükümlerine en çok riayet edeninizdir..' meâlindeki 'İnne ekremekum indellahi etqaakum' âyetiyle vermektedir.
    Ermeniler için Osmanlı zamanında o gibi övücü sıfatların kullanılması ise, diğer gayrimuslim unsurların zaman zaman problemler çıkarmasına rağmen, ermenilerin, 1850'lere kadar, uzuuun asırlar boyunca isyan veya benzeri sosyal karışıklıklara itibar etmemesinden dolayı, diğer gayrimuslimleri de teşvik için , günlük ihtiyaç açısından kullanıldığı anlaşılmaktadır.

    Yanıtla (0) (0)
  • molla kasım / 27 Nisan 2022 11:19

    "Kavm-i necîb" tabiri Osmanlı'da "Arab" kavmi için kullanılır.
    Ermeniler için kullanılan "teba-i sâdıka"dır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Rıdvan Kaya / 26 Nisan 2022 11:37

    İttihatçı mantığın ve onun devamı sayılabilecek kemalist zihniyetin bu topraklarda her kesimden halka büyük acılar yaşattığı inkar edilemez bir gerçektir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir müslüman / 26 Nisan 2022 08:18

    "Müslüman Diyarbekir halkının sırf bir parti taassubu ile hareket edip, kendi şehirlerini temsilen böyle bir kişiyi Meclis’e göndermeleri, onların idrakine aykırı ve izahı zor bir durum oluşturmaktadır"

    Sol bir partinin Müslüman Kürtlerin islami ve insani hakkı olan dillerini kullanma hususunda Müslüman bir partiden daha çok istemesi, idrakı çok daha zor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mertırmaklı / 26 Nisan 2022 00:45

    Hatırladığım kadarıyla Osmanlı döneminde ‘kavm-i necib’ Ermeniler için değil İngilizler için kullanılan bir ifadeydi.

    Yanıtla (0) (0)
  • isa polat / 25 Nisan 2022 21:05

    Dünyanin en büyük teröristi katili soykirimcisi Emperyalist ser gücler ki saysalar, kizilderilerden Japonlaradan Irak Afganistan.Suriye Vietnam ve kore vs diger bir cok yerlerde yapmis olduklari katliam ve soykirimlarada katlettiklerinin cetelesini tutmusmudur.. Kalkmis ermeniler ermenilesmis " Bizde Ermeniyiz" diyen ermeni seviciler Emperylist ser gücleri sevicilerle bütün isbirlikcilerle birlikle beraber bizi soykirimcilikla sucluyorlar...Emperyalist siyonist seviciler siz önce aynaya bakiniz.. bizi göremeyeceksiniz.. 1948 den itibaraen filizdin de soykirim katliam degilde ne yapiliyor? Rabbim bunun hesabini er-gec soracakdir...Unutmayin..

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali İhsan / 25 Nisan 2022 18:03

    Müslüman cevrelerin bu hadiselere milliyetcilerden farkli bakmalari beklenir. Cumhurbaskani Erdogan'in bu olaylar hakkinda mesaj yayinlamis olmasi bile gecmiste yasanmis olumsuzluklarin zimmen dile getirilmesi anlamina gelir.
    Unutmayalim ki Birinci dünya Savasin'ndan sonra Anadolu'daki Ermeni varligi hemen tamamen yok oldu. Sadece bunu bile akla getirmek yasanan facianin boyutlari hakkinda bize ip ucu verebilir.
    Bu yasananlarin simdiki yönetime fatura edilmeye calisilmasi elbette kabul edilemez. Yine bu meseleden yola cikarak Türkiye'yi uluslar arasi alanda zora düsürmeye calisanlarla da gereken mücadele devlet eliyle yapilir.
    Sivil topluma düsen ise hepsi Osmanli vatandasi olan yüz binlerce insanin, üstelik de binlerce yildir yasadiklari topraklari terk etmek zorunda kalmalari üzerinde düsünmek olmalidir. Ittihatcilarin günahlarini sahiplenmek yanlis bir tavir olur. Onun yerine olaylar sirasinda Ermeni komsularini canlari pahasina korumaya calisan Müslümanlar öne cikarilmalidir. Yapilanin/yasanmis olanlarin insanlik icin büyük bir elem kaynagi oldugu israrla vurgulanmaldir.

    Yanıtla (0) (0)