Ateşkesin tek alternatifi direniştir
Ahmet Varol, ateşkes görüşmelerinde beklenen sonuç çıkmaması durumunda Siyonistlerin direnişle baş başa kalacağını ifade ediyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
Ateşkesin tek alternatifi direniştir
Siyonist işgal rejiminde iktidarı elinde bulunduran Netanyahu ve onun aşırı ırkçı siyonist ortakları ateşkes derken gerçekte, Filistin halkının ve onun haklarını savunan direnişin kendilerine teslim olmasını kastediyorlar. Bu yüzden Filistin direnişinden, esir mübadelesi, Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılması, işgalci askerlerin tamamen bölgeden çekilmesi ve kalıcı ateşkes sağlanması gibi şartlarından vazgeçerek, bir süreliğine saldırıların durdurulması karşılığında elindeki esirleri serbest bırakmasını istiyorlar.
Netanyahu ve hükümet ortaklarının bu konuda ısrarcı olmaları ve direnişi teslim olmaya zorlamak için iyice azgınlaşmaları, vahşileşmeleri aslında iyice şaşkınlaştıklarını ve strateji geliştirme konusunda zihinlerini çalıştırmaktan son derece aciz kaldıklarını ortaya koyuyor. Çünkü işgalcilerin belirttiğimiz tarzda bir ateşkese Filistin direnişini zorlamaları gerçekte onu ateşkese değil teslim olmaya zorlamak anlamına gelir. Bu arada direnişin elindeki “esirler” kozunu almak için de süreli ateşkes taktiğinden yararlanmanın, oltanın ucuna takılan yem işi göreceğini sanıyorlar.
İşgalci siyonistlerin, direnişin elindeki “esirler” kozunu alması durumunda, bunun savaşın ve saldırının önünü daha fazla açmaktan başka bir anlam taşımayacağını direniş hareketleri fark etmiyor değil. İşgal güçlerinin tüm azgınlıklarına ve saldırganlıklarına rağmen direnişin bu yöndeki teklifleri şimdiye kadar sürekli geri çevirmesinin sebebi de budur. Çünkü direniş hareketleri de çok iyi biliyor ki işgalci siyonistleri zorlayan en önemli etken ellerindeki esirler kozudur. İşgal rejiminin askeri kayıplarını çok fazla önemsemediği, ekonomik krize ise bir süre daha dayanabileceğini hesap ettiği artık açıklık kazanmış durumdadır.
Bu durum karşısında siyonist işgal rejiminin şartlarına göre bir ateşkese razı olunması, gerçekte ateşkes ve sükûnet değil işgal güçlerine teslimiyet anlamına gelecektir. Böyle bir şey ise Filistin halkı açısından da direniş güçleri açısından da hiçbir güvence sağlamayacaktır. Çünkü vahşette sınır tanımayan bir düşmana teslim olmak size hayat güvencesi kazandırmaz.
Bu durum karşısında Filistin direnişinin önünde tercih edilebilecek iki seçenek bulunuyor: İşgal rejiminin saldırılarının kesin bir şekilde durdurulmasını ve işgal güçlerinin Gazze bölgesinden çekilmesini, bölge üzerindeki ablukanın aşamalı da olsa kaldırılması suretiyle siyonist vahşetin harabeye çevirdiği bölgenin yeniden imarına fırsat tanınması ve esir mübadelesi sağlayacak nitelikte bir ateşkes ya da direniş. Üçüncüsü teslimiyettir ki vahşet ve katliamda sınır tanımayan, hiçbir ahlaki değeri olmayan, savaş hukukuna hiçbir şekilde riayet etmeyen bir düşmana teslim olmanın bir tek Filistinliye bile hayat güvencesi kazandırmayacağı gerçeği ortada dururken kimsenin Filistin halkından ve direnişinden böyle bir şeyi beklememesi gerekir. İşgalci siyonistlerin bir de tehcir planı var ki buna Filistin halkı da, direniş hareketleri de, bölge ülkeleri de kesin bir şekilde karşı olduğundan artık işgalci katillerin de ona destek veren küresel güçlerin de bu maddenin üzerini kesin bir şekilde çizmeleri gerekiyor.
Anladığımız kadarıyla işgal rejimine en büyük desteği veren ABD’nin başındaki politikacılar bu gerçeklerin farkına varmış olmalılar ki Netanyahu’yu da en azından bir yumuşama sürecinin başlatılması için ikna etmeye çalışıyorlar. Ama kuyruğunu ABD’ye yularını hükümete ortak ırkçı partilere teslim etmiş durumdaki Netanyahu’nun üzerinde bu aşamada yular tarafından çekenlerin tesiri daha fazla. Anlaşıldığı kadarıyla kuyruğunun kopmasının gırtlağının sıkılması kadar tehlikeli olmadığını düşünüyor.
Fakat işgal rejimi ne kadar zorlarsa zorlasın Filistin halkının önünde, siyonist tehdidin son bulmasını sağlayacak bir ateşkesin yanında direnişten başka bir seçenek bulunmadığından işgalcilerin yenilmişlik ve yıpranmışlık psikolojisiyle sergiledikleri inatçı tutumları onları düzlüğe çıkaramayacaktır.
HABERE YORUM KAT