HAKSÖZ HABER

Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinde yazdığı yazıda ırkçılığı aklamak için çok ucuz yollara başvurmuş. Bilindiği üzere Twitter'da kısa sürede gündem olan ve tartışma yaratan ‘Sessiz İstila' başlıklı kısa filmi yayınlandığı gerekçesiyle filmin yapımcısı Hande Karacasu gözaltına alınmıştı.

Türkiye’nin mülteciler tarafından sessizce işgal edildiği fikrini toplumsallaştırmaya çalışan kısa filmin arkasından da ırkçı Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ çıkmıştı. Özdağ, “Karacasu tarafından çekilen Sessiz İstila adlı kısa belgesel kendisine benim tarafımdan sipariş olarak verilmiştir. Yapım masraflarını ben karşıladım. Senaryoyu ben onayladım. “ sözleriyle Karacasu’ya destek çıkmıştı.

Konu hakkında açıklamalar yapan Hande Karacasu ise “Ben ırkçı değilim, vatanperver bir Atatürk Türkiye’si kadınıyım!” sözleriyle durduğu yeri özetlemiş. Deniz Zeyrek ise “Kadınlardan korkmak” başlıklı yazısında iktidarın mülteci politikasını eleştirirken feminist söylemlere sığınarak ırkçılığı aklamaya çalışmış!

Karacasu’nun “göçmenlerle ilgili bir gelecek simülasyonu” yaptığını öne süren Zeyrek “büyük önder Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden bir bölümle bitirdiği film yüzünden polis nezaretinde karakola götürüldü” tespitini(!) de sözlerine ekliyor. Yaptığı işi izah ederken Karacasu’nun bir kadın olarak gözaltına alındığını da iddia eden Zeyrek ırkçılığın en ucuz versiyonunu kaleme almış!

Türkiye’de medya ve siyaset el ele vererek ırkçılığı gündelik bir olgu haline getirdiler. İşin özünde ise ulusçu-milliyetçi hezeyanlar üzerine inşa edilmiş bir ülkede yaşadığımız gerçeğinin ayan beyan ortaya çıktığı söylenebilir. Bu sebeple Sessiz İstila isimli ırkçı saçmalığının yapımcısı olan Hande Karacasu’nun “Atatürk Türkiye’si kadınıyım!” demesi tam isabet olmuş. Zaten Atatürk Türkiye’sinden anca “Sessiz İstila” çıkar!