1. YAZARLAR

  2. Mümtazer Türköne

  3. Askerî yargı ile sağlanan kurumlararası uyum
Mümtazer Türköne

Mümtazer Türköne

Yazarın Tüm Yazıları >

Askerî yargı ile sağlanan kurumlararası uyum

07 Temmuz 2009 Salı 05:44A+A-

Allahaşkına "kurumlararası uyum" sözünden ne anlıyorsunuz? "Devlet içinde kurumlararası uyum"dan söz edildiğinde bunun bir tek anlamda kullanıldığı aşikar değil mi? "Hükümet ile ordu arasındaki uyum" dışında bu sözün bir anlamı var mı?

AK Parti, Meclis'ten askerî yargıyı hukuk (demokrasi değil) sınırları içine çeken iki maddelik bir kanun çıkarttı. Kanun onaylanmak üzere Cumhurbaşkanı'nın önünde duruyor. CHP lideri başta olmak üzere ayağa kalkanların hepsi bu düzenlemenin "kurumlararası uyum"u bozduğunu söylüyor.

Bu söz yanlış. Çünkü hükümet ordunun muadili bir kurum değil. Ordu bir devlet kurumu. Ülkenin dış güvenliğinden sorumlu bürokratik bir kurum. Ona muadil kurumlar, iç güvenlikten sorumlu emniyet teşkilatı, devletin gelirlerini giderlerini yönetmekten sorumlu maliye teşkilatı gibi kurumlar. Çok önemli bir nokta: Yargı da ordunun muadili bir kurum değil. Öyleyse "devlet kurumları arasında uyum"dan bahsederken ordu ile hükümeti iki ayrı devlet kurumu olarak niteleyip, aralarındaki ahengi söz konusu edemeyiz. Hükümet, ordu ile uyumlu çalışmakla değil, bütün devlet kurumları arasında uyumu sağlamakla görevli. Böylece siyasî sorumluluk siyasetçilerde, görevin başarılması konusunda askerî sorumluluk da askerlerde olacak. Bizim bu "kurumlararası uyum" sözümüz, iki devlet arasındaki uyum kadar ileri götürülmeye müsait. Bir devlet içindeki iki ayrı otorite merkezinden ve bu iki devlet arasındaki uyumdan bahsediyoruz adeta. "Kurumlararası uyum" lafının devletin tekliği, egemenliğin bölünmez ve devredilemez olduğu prensibine, ama özellikle de üniter-ulus devlet anlayışına aykırı olduğunu, bu lâfın arkasında duranların fark etmesi lâzım.

Askerî yargının yetki alanını sınırlayan kanuna karşı, "kurumlararası uyum" itirazında bulunanlar, aynı besteye göre aynı şarkıyı ahenkle söyleyen iki sanatçının icrasından değil, aslında bir dengeden bahsediyorlar. Baykal'ın ağzından çıkan ve bu yasayı "darbe" olarak niteleyen eleştirilerin arkasında bu itiraz var. "Hükümet ile ordu arasındaki denge, hükümetin lehine bozuldu" itirazı, "uyum" yerine "denge"nin ve ordunun bir siyasî aktör olarak üstlendiği rolü benimsemenin ikrarından başka bir şey değil.

Ancak bu "denge bozuldu" itirazı da doğru değil. Eğer var idiyse bozulan denge hükümet ile ordu arasında değil, yargı ile ordu arasında. "Askerî yargı" lafındaki yargıyı bir kenara bırakalım. Bozulan denge, askerin kendi imtiyazları için bir kalkan olmanın ötesinde doğrudürüst işlevi olmayan "askerî yargı"nın sakladığı iktidar alanının denetimine açılmasından, böylece askerle yargı arasındaki hukuka aykırı statükonun yargı lehinde değişmesinden ibaret.

"Askerî yargı"nın bu imtiyazları koruma işlevini artık yerine getirememesi, onu hükümetin emrine vermiyor, sadece yargı denetimine açıyor. Bu ikisi arasındaki farkın altını çizmek lâzım. Cumhurbaşkanı'nın önünde bekleyen ve bugün muhtemelen altına imza koyacağı kanun, askerî otoritenin eylem ve işlemlerini yargı denetimine açan bir kanuni düzenleme. Aksini savunmak, askerin yargı denetimi dışında kalmasını, yani hukuk devletinin işlememesini savunmak demek.

Gerekçe olarak tek başına şu imza skandalı yeter. Bu olay askerî yargı için tam bir skandal. İmza sahibi albay için "sonuna kadar arkasındayız" diyen bir Genelkurmay İkinci Başkanı'nın emrinde olan askerî savcının verdiği takipsizlik kararına kim nasıl inanabilir ve güvenebilir?

Türkiye'de "kurumlararası uyum" problemi yaşanmıyor. "Hiçbir eylem ve işlemin yargı denetimi dışında bırakılmadığı hukuk devleti" için "askerlerin ağır cezalık eylem ve işlemleri" yargı denetimi içine alınıyor. "Devlet kurumları arasında uyum"da bir aksama olursa bunu giderme görevi ise Anayasa'nın 117. maddesine göre hükümete aittir. Bu madde uyumun adresini şöyle gösteriyor: "Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetler'in yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur."

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT