Askerî vesayet reloaded...*
İlker Başbuğ’un size bir teklifi var.
Şöyle diyor:
“Asker-sivil ilişkilerini normalleştiririm.
Kürt derim. Kart kurttan vazgeçerim. TRT Şeş’vari açılımları bile savunurum.
AKP’ye yakın medyanın akreditasyonunu kaldırırdım zaten. AKP ile de birlikte çalışırım. Onların ‘ılımlı İslam’ı ile birlikte yaşarım.
Hepsi kabul.
Sadece tek bir şey istiyorum sizden:
Bana “cemaati” ve DTP’yi verin. (Yanlarında da garnitür olarak aralarında Taraf’ın da olduğu üç beş ordu düşmanı 2. cumhuriyetçiyi)
Siz bana onları verin, ben size demokrasiyi vereyim.
Siz onlardan vazgeçin, ben size en moderninden, en son teknolojik bir demokrasi getireyim.”
Teklif bu.
Türkiye’nin yorgun demokratları için gayet cazip bir teklif bu.
“Askere rağmen Türkiye de demokratikleşemeyecek, anlaşıldı. Bugüne kadar hiçbir asker de demokrasi vaat etmemişti. O halde fırsatı kaçırmamak gerek. Belki Başbuğ, gazetecileri canlı yayında azarlıyor, sinirlerini kontrol edemiyor, Ergenekon’a da bir ‘fasa fiso’ demediği kaldı ama adam galiba demokrat. Zaten Hilmi Özkök’ün ekibinden de deniyor. Demokrasi uğruna ‘Şiddetle arasına mesafe koyamamış DTP’ ile ‘Devlet içinde örgütlenmiş, sınır aşmış cemaat’ feda edilse ne olur. Hem bu Ergenekon işi de rayından çıktı,” der ve kendinizi İlker Başbuğ’un “Bu ülkeye demokrasi lazımsa onu da biz getiririz” çağrısının şefkatli kollarına bırakabilirsiniz.
Mutlu olursunuz. Stresten kurtulursunuz. İtibar görürsünüz. Kapalı kapılar önünüze açılır. Anlaşmayı kutlamak için bir de Beşiktaş Adliyesi’ne dönüp kırk bir pare top atışı da yaptınız mı...
Ama durun.
Kararınızı vermeden önce bu yazının ortasındaki iki kapağa bir bakın.
O kapaklar Ergenekon İddianamesi’nin eklerinden çıktı.
Gizli ibareli kapakların üstünde Genelkurmay Başkanlığı - Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı - Ankara yazıyor.
Altında ne yazıyor: Milletvekili Genel Seçimleri 04 Kasım 2002.
Bunun 2004 Yerel Seçimleri versiyonu da var. Hatta karşılaştırmalı 2002- 2004 seçim sonuçları versiyonu da. Muhtemelen 2007, 2009 versiyonu da.
Ayrıntılı siyasi analizlerle dolu raporlarda şöyle şeyler yazıyor “AKP milli görüş gömleğini çıkardığını söylemesine rağmen bunun yerine ne giydiği konusunda belirsizlik devam etmektedir.” Ya da “CHP bu seçimde adeta tasfiye olmuştur.” “Son seçim sonuçlarıyla birlikte irticanın güç ve destek bulacağı, potansiyel tehdit olma vasfını artıracağı.”
Bu kadar da değil.
Meclis, Kamu Reformu tasarısını mı görüştü. Hemen bir uzman bu raporlardan bir tane daha yazıp “Atamaların yerel yönetimlerce yapılacak olması devletin gücünü zaafa uğratır” diye koymuş paşaların önüne.
AB reformları mı görüşülüyor. Gizli bir rapor daha. Hangi madde niçin çıkıyor, tehlikeler neler?
Siz Türkiye’nin en büyük yolsuzluk dosyası koleksiyonu Kılıçdaroğlu’da mı sanıyorsunuz? Demek ki Kara Kuvvetleri Komutanlığı yayınları arasından çıkan “Belediyelerden Duyumlar”, “İstanbul Belediyesi’nde Yolsuzluklar” raporlarını ve “Belediye Kitapçığı”nı henüz görmediniz.
Aynı Genelkurmay Yayınevi’nin yayınladığı “Fazilet Partisi 1. Olağan Kongresi” raporuna da bir bakın lütfen. Biraz eski ama bir rapor nasıl yazılır tarif etmiş sanki. Kongrede atılmış sloganlar bile tek tek yazılmış. Kaç yıl önceden “Emanetçi olmak istemediğini ifade eden Gül ile Erdoğan arasının açılabileceği”ni, daha ortada ılımlı İslam lafı yokken “Ilımlı İslam isteyen ABD’nin Gül’ü destekleyebileceği”ni ilk onlar yazmış.
Öylesine soğukkanlı, rutin bir dille yazılmış ki o gizli raporlar. Ve bir o kadar profesyonelce. Belli ki yılların birikimi, deneyimi var. Belli ki her şey gayet normal, her şey gayet sıradan.
Herkes bulsun okusun diye yerlerini de vereyim. İkinci Ergenekon İddianamesi’nin 201. klasöründe hepsi.
Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’dan çıkan belgeler arasında. Artık tanıyorsunuz onları. İki kötü adam. İki darbeci, hırslı, demokrasiyi içine sindirememiş asker.
Yoksa Başbuğ’un söylediği gibi “Askerimiz demokrasiye bağlı. Hukukun üstünlüğüne saygılı.”
‘Cemaat’i ve DTP’yi verin Başbuğ’a, Ergenekon’u da Şener Eruygur’da Hurşit Tolon’da bitirin, daha da demokrat daha da hukukun üstünlüğüne saygılı olsun.
Muhtemelen bu yazı da basın toplantılarının medyada yansımaları hakkındaki gizli raporun içinde Başbuğ’un önüne gelecek. (“Asker düşmanlığıyla bilinen Genç Siviller ile irtibatlı” istihbari bilgiyle.)
Ve Başbuğ’un masasındaki genelkurmay yayınları arasından sıcağı sıcağına çıkmış “29 Mart 2009 Yerel seçimleri”, ve “AKP’nin Anayasa değişikliği paketi” raporlarının hemen üstüne bırakılacak.
En azından tarihe not düşmek için söyleyeyim.
Farkındayım Paşam. Askerî vesayet reloaded...
(*Reloaded: Yeniden yükleniyor...)
TARAF
YAZIYA YORUM KAT