5 darbecinin imzası ile çıkan 82 Anayasası’nda en ciddi değişikliklerin gerçekleştirilmesi noktasına gelindi....

Gelinir gelinmez de, “askerî darbe”den yana olanlar, büyük bir telaşa kapıldılar.
Telaşa kapılanlardan birisi de, “yüksek yargıçlar oligarşisi”nin sürmesini isteyenler..
Kendilerini, askerî şahıslarla kurdukları ilişkiler sayesinde “yüksek yargı”ya seçtirmek için, telefonlarda ricacı olurken yakalananlar, şimdi bu zincirin kırılacağını görünce, “yandık” diye ayağa kalktılar..
“Yüksek yargıçlar”ın, yargı mensuplarını, itirazı olmayan bir süreçle meslekten ihraç etmesine “eyvallah koçlarım” diye alkış tutanlar, şimdi “yargı bağımsızlığı” diye sokağa dökülmüşler..
Ve “askerî darbe ürünü Anayasa”ya, “demokrasi” adı koymuşlar..
Halkın meşru temsilcilerinin, yapmak istedikleri değişikliğe de, “sivil darbe” adını lâyık bulmuşlar!
Kim bunlar, ne diyorlar?
İşte YARSAV.
Savcılar görevden alınıyor.
YARSAV ayakta alkışlıyor..
Savcı ihraç ediliyor.
YARSAV saygılarını sunuyor.
Ne yapmış bu savcılar, fuhuş aracılığı mı, mafya babasının Yargıtay Başkanı’na villa restoresi hizmetinin danışmanlığını mı?..
Hayır, bu suçları işleseydi o savcılar, şimdi görevlerinin başında idiler.
Çünkü bu suçları işleyenler, YARSAV’a üye yüksek hakimlerin kararı ile vazifelerine devam ediyorlar!
Ama görevi gereği iddianame hazırlayan savcı, şimdi avukatlık bile yapamıyor.. Sıradan bir danışmanlıkla yetiniyor..
İşte bu büyük hizmetlere imza atan YARSAV, Anayasa değişikliği teklifini görünce, yandaş partileri ziyarete başlamış!
“Kuvvetler ayrılığı”ndan, “yargı bağımsızlığı”ndan bahsedip, “aman darbe Anayasasına dokunmayın” ricasında bulunuyor..
Sadece ziyaretle bu ricayı yapsalar yine iyi..
Bir de siyasi parti sözcüleri gibi açıklama yapıyorlar.
Mesela ne diyorlar?
Aktarmalı olmasın, aynen alıntılayalım..
YARSAVGenel Başkanı E.Ülker Tarhan konuşuyor: “YARSAV olarak, bu Anayasa paketinin demokrasiye karşı bir müdahale olduğunu ve sivil darbe girişimi olduğunu düşünüyoruz...”
Vay vay vay..
Demek ki, “5 darbecinin Anayasası”; “demokrasi” imiş!
Şimdi % 47 oy ile seçilen siyasi partinin temsilcilerinin hazırladıkları Anayasa değişikliği ise, “sivil darbe”!
Hani bir hukuk devletinde yaşıyor olsak, sadece bu cümle sebebi ile, bu dernek başkanını yargılar, cezaevine koyarlar da...
Hukuk devletinde olur bu işler..
“Darbe Anayasasını savunarak, darbe suçunu övmüş oluyorsun. Buyurun, cezanız. Bir hakim sıfatı ile darbe suçunu övdüğünüz için, bu da meslekten ihraç yazınız” denilir de..
Darbe Anayasası, yürürlükte işte.. Tüm kurum ve kuralları ile, her ayrıntıyı düzenlemişler. Darbe Anayasasını “demokrasi” olarak yutturmaya kalkışan hakimleri, yukarılara getirmişler..
Dolayısı ile suçu övmek; suç değil bu ülkede..
Eline silah alıp, meşru Başbakan’ı indirip, meşru TBMM’yi dağıtan darbecilerin hazırladığı Anayasa’ya saygılarını sunarlar.. Sivil ve meşru halk temsilcilerinin hazırladığı bir Anayasa değişikliğine ise, “sivil darbe” suçlaması yaparlar!
Acaba “darbe”nin anlamını mı bilmiyorlar..
Yoksa, milleti aptal yerine mi koyuyorlar?
Yoksa ikisi de değil; “telefonla ricada bulunup, yüksek yargıya seçilme”nin son bulacağını, koltuklarının altlarından kaydığını görüp, son ataklarını mı yapıyorlar?

VAKİT