1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Askerî araçlar trafikten ne zaman çekilecek?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Askerî araçlar trafikten ne zaman çekilecek?

10 Temmuz 2009 Cuma 03:59A+A-

Sadece trafik denetimi yapmaktan değil, askerî araçların sivil trafikten çekilmesinden söz ediyorum. Askerlerle ilgili tartışılacak daha çok konu var.

Mesela THY’nin apron araçları neden kendi trafik plakaları ile şehir trafiğine çıkamıyorlar?.

Ama askerler çıkıyor.

Tamam seferi halde olur, ama hazarda. Hayır bu olamaz..

Askerî bir aracın sivil trafiğe çıkabilmesi, ancak normal bir plaka takması ile ya da bir trafik polisinin mobil olarak bu araç ya da araçlara eskortluk etmesi ile mümkün..

Trafiğe çıkacak askerî araçlara da, siyah, mavi, beyaz plaka gibi ayrı bir renk, ya da polis araçlarına verildiği gibi özel bir seri numarası verilebilir..

Trafiğe çıkan araç ve sürücü trafik yasasına uymak zorundadır.. Elinde silah var diye istediği yerde duramaz.. Ayrıcalıklı bir konumda olamaz. Bu durum anayasanın eşitlik prensibine aykırı..

Eğer askerî araç trafik suçu işlerse cezasını öder. Trafik kontrolüne tabi olması istenmiyorsa, trafik polisi eşlik eder. Yoksa rutin kurallar ve denetime tabi olacaktır..

Aslında biz bunları tartışmalıyız ki, diğer konulara da alışsınlar..

Çünkü tartışılacak o kadar çok konu var ki, YÖK’teki, ya da Anayasa Mahkemesi’ndeki askerî üyeden tutun da, Milli Güvenlik derslerine giren askerî şahısların durumuna kadar..

Bakın, şu vicdani red konusu sadece askerlikle ilgili değil, örgün eğitimde öğretmen ve dersi de red edebilirsiniz.

Nasıl reddi hakim yapabiliyorsanız, ya da doktor seçmekte özgürse bir hasta, mesela Turan Dursun gibi biri pedagojik formasyona sahip, belli eğitimi almış diye, onun verdiği din dersine girmeyebilirsiniz, ya da sizin çocuğunuza bilim adına Darvin’in teorileri öğretiliyorsa, o dersin o bölümünü red edebilirsiniz ve o soru çocuğunuza sorulduğunda o şekilde cevap verilmesinin dayatılmasına karşı çıkabilirsiniz.

Batıda giderek yaygınlaşan “Home School”lar bu ihtiyaca karşılık olarak düşünülüyor..

Gül, askerlerin adli yargıda yargılanabilmesine imkan veren yasayı onayladı.. Bu, beklenen bir karardı. Zaten başka türlü de olamazdı. AB ortaklığa katılım belgesi, AİHM kararları, hukuk devletinin gerekleri açısından bu iş, doğru yönde, ileri doğru atılmış çok küçük bir adımdı. Gül’ün dediği gibi bu konuda daha kapsamlı, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde yasal düzenlemelerin bir an önce çıkartılması gerek, ama tabii önce bu işe anayasadan başlamak gerek..

CHP şimdi bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürecekmiş. İyi götürsün. Bu konu toplumda yeteri kadar tartışılmamıştı. Bu vesile ile tartışılacak.. Bu konu tartışıldıkça, sonuç ne olursa olsun CHP güneş altında kalan kar gibi eriyecek.. Daha şimdi yeni yeni uyanıyorlar. İşin garip yanı, Ergenekon’dan sonra militarizmin avukatlığı da CHP’ye ve Baykal’a kaldı bu durumda..

CHP’nin bu konuda günah keçisi de galiba Öymen seçildi.. Hani biraz diplomasi, biraz “Beyaz Türklük” var serde, ama her seferinde giderek daha fazla köşeye sıkışıyor.. Çünkü bu işler artık te’vil götürmüyor.. CHP’liler şecaat arzederken günahlarını söylemeye devam ediyorlar..

Doğrusu bu işlerde Öymen gibi birinin sahneye çıkartılmış olması da AK Parti için bir şans.. Öymen topluma güven veren, tutarlı ve güçlü bir isim olmadığı gibi, politik polemikler açısından da son derece yetersiz..

Keşke askerler alınganlık göstermese de, bu tür işler bir defada çözülse. Ya da CHP bu kadar agresif, her değişikliğe itiraz eden bir konumda olmasa.. En iyi bildiği iş muhalefet gibi ama, öyle anlaşılıyor ki, onu da yapamıyor, yüzüne gözüne bulaştırıyor..

Trafik konusundaki tartışmam, bugünkü durum açısından hiç de gerçekçi gibi gelmeyebilir birilerine. Önceki gün de Ali İhsan Karahasanoğlu, Askeri Aile ve Hukuk Mahkemeleri kurulmasından söz ediyordu.. O bir ironi idi tabii. Benim bu tartışmayı gündeme getirmekteki gayemi izah için, bir balıkçı fıkrası anlatmam gerekiyor.. Adamın biri balıkçıdan balık alırken, balığı tutup, kuyruğunu koklamaya başlamış. Balıkçı gülmüş;

“Hemşehrim sen balıktan hiç anlamıyorsun galiba, balık baştan kokar, başını koklayacaksın” demiş.

Müşteri de pişkin bir eda ile;

“Başı kokmuş da, kuyruğuna kadar geldi mi, ona bakıyorum” demiş. O hesab, TSK, askerlerin sistem içindeki yerini tartışırken, hep anayasa, YAŞ, MGK diye bakmamak gerek. Oraları tamam da, iş trafik yasasına, askerlik dersine kadar uzuyor da, ona işaret etmek istedim sadece..

Vicdani retçilere ve Genç Siviller’e duyurulur.. Hani bu günlerde bu konu daha bir süre tartışılacak gibi duruyordu. Sağolsun CHP’liler sayesinde olacak bu iş.. Bu konunun tartışılması, şuyuu, inanın vukuundan daha önemlidir..

Kılavuzu CHP olan “Bizim Sovyet”in işi zor..

Selam ve dua ile.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT