"Askere Özel Yargı Olmaz!"
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu'nda askerî yargıyla ilgili konuştu.
Danıştay başkanı olarak değişimi her zaman desteklediğini ifade eden Hüseyin Karakullukçu, yapılacak her şeyin insan odaklı olması gerektiğini söyledi. İnsan olmazsa hukukun da olmayacağını ifade ederek, yargılamaları ve reformları yaparken temel insan haklarının göz önüne alınması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'de artık hakimlerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun karar verme yeteneğini yavaş yavaş kazandıklarını da anlatan Danıştay Başkanı, bunun hukuk reformu adına önemli olduğunu vurguladı. Aynı konuda birden fazla yüksek yargı organı niteliği bulunmaması gerektiğini dile getirerek, şu çağrıda bulundu: "Sistem içinde idarî yargıdan sorumlu olarak Danıştay'ımız var ama bunun yanında Askerî Yüksek İdare Mahkeme'miz de var. Saygı gösteriyoruz fakat, kişilere özel yargı çoğaltılması uygun değil. Bu, içtihat farklılığına, uygulamada farklılıklara neden olur."
Yargıtay'dan maaş ve bütçe uyarısı
Sempozyumda konuşan Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak da, şeffaf ve millete hesap veren bir yargı yönetimi oluşturulmasının yapılan reformların en temel hedefi olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesi üyelerinin özlük haklarında yapılan iyileştirmeyi üstü örtülü bir şekilde eleştiren Kaynak, "Özellikle devlet kendi eliyle aynı işi yapan hakimler arasında ayrım yaparak adaletsizliğe yol açmamalı." dedi. Yargı bağımsızlığının sadece atama ve idarî işlemler açısından bağımsızlığı ifade etmediğini vurgulayan Kaynak, "Yargının bütçe ve özlük hakları gibi konular dahil olmak üzere hiçbir şekilde baskı altına alınmaması gerekir." uyarısında bulundu.
Yargıtay'daki iş yüküne de temas eden Kaynak, bu yükü 3 yıl içinde bitirmeyi hedeflediklerini söyledi ve ekledi: "İş yükünü bitirmek, sorunu çözmek anlamına gelmiyor. Asıl önemli olan arabuluculuk kurumu ve uzlaşma gibi alternatif çözüm yollarının işlevsel hale getirilerek yargıya gelen iş yükünün azaltılmasıdır."
Adalet Bakanı Ergin: Yargı, yeniliklere açık olmalı
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise dünyanın hızla değişen şartlarına uyum sağlanabilmesi için yargı sistemlerinin yeniliklere açık olması gerektiğini söyledi.
Yaşanan bu değişimin, hukuk sistemlerinin mevzuat altyapısının güncel tutulmasını ve örgütlenme biçiminin etkin olmasını zorunlu kıldığını kaydetti. Ergin, yargının hızlanması amacıyla hazırlanan mevzuat paketlerinin sonuçlarının alınmaya başlandığını da belirtti. "Gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek değişikliklerle ülkemiz yargısı, yüzyılımızın şartlarına uygun bir mevzuat altyapısına kavuşmuş olacaktır." diyen Ergin, yargı reformu stratejisini yenileyeceklerini vurguladı. Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Martin Raiser ise yargı reformu gibi bir strateji oluşturulurken, yolsuzluğun yargıdan çıkarılması, yargının siyasî baskıdan uzak tutulması gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin, dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girme hedefini yakalaması için daha çok performansa ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.
AYM Başkanı Kılıç: Dün yargının kuşatmasına karşıydık, bugün siyasetin kuşatmasına
Adalet Bakanlığı'nın düzenlediği Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu'nun açılışında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın mesajları da dikkat çekti.
Yargıtay ve Danıştay başkanları ile Adalet Bakanı'nın da katıldığı sempozyumda konuşan Kılıç, yüksek mahkemelerin geçmişte aldığı kararları hatırlattı. 'Yargının hesabını veremediği sınır tanımaz uygulamalar' sebebiyle ağır bedeller ödendiğini vurgularken, bu durumun anayasa ve yasalardaki radikal değişimlerin haklı nedenini oluşturduğuna dikkat çekti. "Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz.'' diyen Kılıç, yapılacak reformların, 'geçmişten intikam alma aracı olarak kullanılmaması' uyarısını dile getirdi. Ardından da "Aktörleri değişmiş yeni vesayet odaklarının oluşmasına imkân vermeyen samimi değişimlere inanmak istiyoruz. Hukuk sistemini geliştirirken, yeni mazlum ve mağdur oluşturmayalım." çağrısında bulundu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, yargının yeniliklere açık olması gerektiğini söyledi. Dünyadaki değişimin yargıdaki örgütlenme biçiminin etkin olmasını zorunlu kıldığını anlatan Ergin, yargıyı hızlandıracak düzenlemelerin sonuç vermeye başladığının da altını çizdi.
Uluslararası Yargı Reformu Sempozyu-mu'nda bir konuşma yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yargıyı 'yaşanmış gerçeklere ulaşma sanatı' olarak tanımladı. Kılıç, Türk yargı dünyasındaki büyük sorunların, uygulama sürecinde yaşanan olumsuzluklardan kaynaklandığını vurguladı. Hakimin tarafsızlığının sağlanamaması, meslekî eğitimdeki eksiklikler gibi nedenlerin uygulamada toplumu ikna edecek güçlü kararların çıkmasına imkân vermediğini ifade etti. Doğan bu boşluğun, siyaset kurumlarınca yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle doldurulduğunu ve yargının yorum alanının daraltıldığını kaydeden Kılıç, bunun bir şekilde yargıya olan güvensizlik olarak da tanımlanabileceğini belirtti.
Konuşmasında yargının tarafsızlığına vurgu yapan Kılıç, "Hakimin iç dünyasındaki endişe, korku ve ideolojik baskı duygularından arındırılması, tarafsızlığının olmazsa olmaz koşuludur. Vicdanlar üzerinde oluşan bu işgaller kalkmadıkça, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu sağlamak mümkün değildir." diye konuştu.
REFORMLAR İNTİKAM ALMA ARACI OLMAMALI
Anayasa Mahkemesi Başkanı, yargı alanında reform yaparken şu hususlara dikkat çekilmesini de istedi: "Reformların, geçmişten intikam alma aracı olarak kullanılması gibi bir yanlışlığa düşülmemelidir. Aktörleri değişmiş yeni vesayet odaklarının oluşmasına imkân vermeyen samimi değişimlere inanmak istiyoruz. Halkımızın mutluluğu adına evrensel değerlerle bütünleşmiş, her türlü siyasî ve ideolojik etkiden arındırılmış, hızlı ve etkin bir yargı ihtiyacı, konuşacağımız reform projelerini gerçekleştirmeyi zorunlu kılmaktadır.''
Yargının kendi içinde kimi makamlara yaptığı seçimlerin usul ve esaslarının da yeniden gözden geçirilmesinin önemli olduğunu söyleyen Kılıç, yüksek yargıdaki seçim sisteminin objektif kriterler ve meslek ilkelerine dayalı çözüm yolları ile yeniden düzenlenmesini istedi. Hakimlere de "Hukuk sistemini geliştirirken, yeni mazlum ve mağdur oluşturmayalım. Bilinmelidir ki bir mazlumun seher vaktinde döktüğü bir damla gözyaşının tanıdık silahların gücünden daha etkili olduğunu, geçmişte yaşadıklarımız bize göstermiştir.'' uyarısında bulundu.
HABERE YORUM KAT