HAKSÖZ-HABER

Sözcü yazarı İsmail Saymaz, AK Parti'nin Mersin Milletvekili adayı Hüda Parlı Faruk Dinç’e dair kendince yaptığı ifşaat üzerinden spekülasyonlara girişti.

Alaycı bir dille “Cumhur’un Hüda Par’lı adayı Hizbullah’tan yatmış” cümlesini yazısının başlığına çeken Saymaz, Faruk Dinç’in İhya-Der davasından beraat etmesini görmezlikten gelerek gözaltı ve tutukluluğu üzerinden gündemleştirmeyi tercih etti.

PKK ile doğrudan bağlantılı ve başta 6-8 Ekim olayları olmak üzere birçok tedhiş olayında doğrudan dahli olan HDP gibi bir parti ve müntesiplerinin siyaset yapma hakkını savunan, PKK ile bağlantısının gündemleştirilmesine kızan, ittifak etmeyi idealize edenlerin Hüda Par’ın Hizbullah ile bağlantısı ve Faruk Dinç’in geçmişini gündem etmesi tutarlı olabilir mi? Faruk Dinç’e siyaset yapmayı zül addedenler acaba aynı şeyi Selahattin Demirtaş için de yaparlar mı? Selahattin Demirtaş gibi kamuoyuna yönelik işlenen açık bir suçtan ötürü hüküm giyen bir adama siyaset yapma hakkı tanıyanların söz konusu Faruk Dinç gibi tek suçu bir derneğe üye olmak ve üstelik de beraatı kesinleşmiş olan birine bu hakkı çok görmesi, hakkındaki beraat hükmünü yok sayarak spekülasyonlar üzerinden hedef göstermesi dürüstlük ve adaletle bağdaşabilir mi?

İsmail Saymaz’ın bahse konu “Cumhur’un Hüda Par’lı adayı Hizbullah’tan yatmış” başlıklı yazısından bir bölüm:

AK Parti, Cumhur İttifakı'na katılmaları karşılığında Hüda Par'a dört milletvekilliği için listelerinde yer ayırdı. Hüda Par lideri Yapıcıoğlu, İstanbul 3. Bölge 4. sıradan… Genel Sekreter Şehzade Demir, Gaziantep 6. sıradan…Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, Batman 2. sıradan…Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç ise Mersin 4. sıradan aday yapıldı. Yapıcıoğlu'nun vaktiyle Hizbullah davasında avukatlık yaptığını ve örgütü terörist görmediğini sağır sultan biliyor. Demir de Hizbullah'ın kapatılan dergisi İnzar'ın yazarlarındandı. Dinç ise 2007 yılında Malatya İnönü Üniversitesi'nde Eczacılık Fakültesi'nde okurken, İhya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği'nin (İhya-Der) aktivistiydi…

İhya-Der Hizbullah'ın 2004'ten sonra oluşturduğu yasal alandaki yapılanmalarından biriydi. Cezaevinden salıverilen Hizbullahçılar örgütün talimatı doğrultusunda Diyarbakır, Batman, Şırnak, Adıyaman ve Elazığ'da Mustazaf-Der, Umut-Der, Vahdet-Der, İkra-Der ve İhya Der'i kurdular. Önce Vuslat Kitabevi ve Esnaf Mescidi'nin etrafında toplandılar. 2007'de merkezi Elazığ'da bulunan İhya-Der'in Malatya Şubesi'ni kurdular. Hizbullahçı erkeklerin eşleri Hayrın Yolcuları Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği'ni açtı. İki derneğin kurucuları Hizbullah sanıklarıydı.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2009/63 esas sayılı Hizbullah Davası iddianamesine göre bu dernekleri kurmalarındaki amaç şuydu: “Tebliğ çalışmasıyla Hizbullah'ın kötü imajını yıkmak ve eleman temini.” İhya-Der Hizbullah'ın tabanını genişletmek için kolları sıvadı.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturması kapsamında Elazığ ve Malatya'daki İhya-Der'liler 27 Nisan 2009'da gözaltına alındı. Şüpheliler arasında Faruk Dinç de vardı. Dinç, İhya-Der'in Taziye ve Cenaze Komisyonu üyesiydi ve altı etkinlikte görev almıştı. Evindeki aramada çıkan CD'de, “Hizbullah-İlim terör örgütünce propaganda amaçlı kullanılan resimler ve şahıs isimlerinin bulunduğu” tespit edildi. Tekfircilerin baş eserlerinden “İslam'ın Hareket Metodu” adlı yasaklı kitap da bulundu.Dinç, 30 Nisan 2009'da tutuklandı. Dinç'in de aralarında olduğu 19 sanığa üyelikten, bir kişiye yöneticilikten dava açıldı.

Dinç, mahkemede “İhya-Der'e üye olmadığını, yasal toplantılara katıldığını, Taziye ve Cenaze Komisyonu'nda faaliyet gösterdiğini” kaydetti. Dinç, 6 Temmuz 2009'da tahliye edildi. Dava 2010'da beraatle bitti. İltisaklı muhalife belediyede yevmiyeyle ot yolmak yasakken… Yargılanıp tutuklanan, propaganda CD'leri bulunduran ve derneği kapatılan Faruk Dinç, Hizbullah'la iltisakı sayesinde Cumhur İttifakı'nın milletvekili adayı olabiliyor. Üstelik Hizbullah'ın kaçırıp işkence ettiği, domuzbağıyla öldürüp mezar eve gömdüğü İslamcı feminist Konca Kuriş'in şehri Mersin'den…"