Ah benim Encümeni Danişim, kimseye söz dinletemiyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’u DP’nin başına getirmek için çalıştıklarını belirten Karaduman, “Hüsamettin Bey başaramadı. Sabret dedik ama CHP’ye geçti” diyor..

CHP’yi dizayn eden bir el, icabında DP’yi de dizayn ediyor.. Bu MHP de olabilir.. DP’ye genel başkan yapılması düşünülen bir adam gidiyor, CHP’ye genel başkan yardımcısı oluyor..

Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi’nin DP çatısı altında birleşmesinin mimarı da bu Encümeni Daniş denen yapı..

Memlekete sağcı gerekiyorsa sağcı, solcu gerekiyorsa solcu servisi yapılıyor.. Biraz kan gerektiğinde ise, bu elemanlar vuruşturuluyor..

İşler iyiden iyiye karıştı.. Arif Doğan asıp kesmeye başladı. Mahkemede sesi gür çıkıyor..

Bir dakika önce “ben kimseyi öldürtmedim” diyor, bir dakika sonra “Abdulkadir Aygan’ı ben öldürttüm, bu konuşan o değil” diyor.. Abdulkadir Aygan ise söylenenleri reddediyor..

Doğan’a sözlerindeki çelişkiler hatırlatılınca, “Ben de insanım, hata yapamaz mıyım” diyor, çıkıyor işin içinden.

Adam mahkemeye telefonla girmiş, yasak olduğu halde.. Demek ki, silahla da girebilirdi..

Dahası, “Bana iki silahın hesabını soruyorsunuz, ben 3.000 ruhsatsız  silah dağıttım hizmetimdeki elemanlara” diyor..

Bu adamların kafaları son derece karışık. Kendi aralarında uyum da yok..

Bu çelişkili, tutarsız beyanları ilk kez dinlemiyoruz.. Aynı tür sanıkların yıllardır uyguladıkları bir taktik bu.. Ama artık kabak tadı veriyor ve bu kişilerin bu tür ifadeleri başkalarının ciddi ifadelerinin inanılırlık ve ciddiyetini gölgeliyor..

Bir yandan JİTEM’i ben kurdum diyor. Öte yandan iddianamede anlatılan JİTEM, benim kurduğum yapı değil diyor. Ersever’in JİTEM ile ilişkisini reddediyor ve kendisinin kurduğu JİTEM’in sivillerden olduğunu söylüyor. Kendi kurduğu JİTEM’in belli bir amaç için, geçici bir süre için operasyonel bir yapı şeklinde örgütlendiğini iddia ediyor..

İş sulandırılmak isteniyor sanki. İşin ciddiyetini kaybetmesi için bir taktik uyguluyorlar gibi bir izlenim var..

Bana kalırsa Arif Doğan bütün kaypak ifadelerine rağmen, satıraralarında önemli şeyler söylüyor.. Mesela şu ifadeler ona ait: “Tutuklu sanık Mustafa Dönmez’in, ‘Dün silahları bazen savcılığın adlî emanetinden temin ettiğinizi söylediniz, açıklık getirir misiniz?’ sorusuna karşılık Doğan, (Savcı dalga geçer gibi soru soruyordu. Espri amaçlı söyledim).” Yarın, daha önce söylediklerinden de aynı şekilde geri dönebilir ama söylediği söz kayıtlara geçiyor..

Arif Doğan konuştukça, Abdulkadir Aygan da konuşuyor. Daha inandırıcı, ciddi, tutarlı, belgeli şeyler Aygan’ın söyledikleri.. Her iki kaynaktan gelen bilgileri çek edecek başka kaynaklar da var artık.

Arif Doğan neden böyle davranıyor bilmiyorum..

Öte yandan Haberal’ın konuştuğu bilgileri geliyor.. Ama sanki o konuşmamış da odasında yapılan aramalarda bazı bilgilere ulaşılmış gibi bir ortam meydana getiriliyor..

Gölcük’teki donanma belgelerinin de ortaya çıkması ile Balyozcularda ciddi bir moral bozukluğu gözleniyor..

Şimdi birileri sanki paçalarını kurtarmak için CHP ve MHP’nin kapısını çalarak dokunulmazlık zırhına bürünmek ister havaları var.. Öyle anlaşılıyor ki, CHP artık, en azından bu aşamada çok da dokunulmazlık konusunu dillendirmeyecek..

Encümeni Daniş durumu kurtarmak için CHP, MHP ve DP’yi dizayn etmek için var gücü ile çalışıyor.. En büyük korkuları, ya CHP %25’in altına düşerse, ya MHP barajı aşamaz ise..

DP küçük partileri çatısı altında toplayarak %3-5 oy toplayabilir ve MHP’ye destek olabilirse diye bir hesaptan söz ediliyor.. Ancak bu hesaplar ortaya çıktıkça da bunlardan kaçış hızlanıyor.. Tabanda bu durum ciddi rahatsızlıklara sebeb oluyor..

Ortaya çıkan durum şu, CHP, DP ve MHP gibi düşman kardeşler aynı merkez tarafından dizayn ediliyormuş! Solcu geçinen CHP, dün yolsuzlukla suçladığı kişileri bugün teşkilatının başına geçiriyor.. Bu konuda sermaye kesimi ile ortak iş tutuyorlar. Doğu Perinçek CHP üzerinde hesap yapıyor..

Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanıdır.. Selâm ve dua ile.

YENİ AKİT