
Arap Ülkelerinde Uygulanan Çağdaş Kölelik
Suudi Arabistan, ve Körfez Ülkeleri yoksul ülkelerden çalışmak için gelen erkek ve kadınlara (özellikle de kadınlara) köle ve cariye muamelesi yapıyormuş.
Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde “Arap Ülkelerindeki Çağdaş Kölecilik” başlıklı yazısında körfez ülkelerine özellikle Uzak Asya’dan çalışmaya gelen kişilere karşı uygulanan kötü muameleyi yorumluyor:
Maksadım Türk propagandası veya Arap karalaması yapmak değil; biz Müslümanlar olarak onbeş asır önce ırkçılığı, kavmiyetçiliği, etnik imtiyazları… geride bıraktık, bunları cahiliyye zihniyeti ve uygulaması olarak damgaladık, “iyi Müslüman iyi insandır, üstün veya alçak olmanın ölçütü güzel ahlaktır, Müslümanca güzel ahlak çobanı sultandan üstün kılar, ahlak noksanlığı ise sultanı itibardan düşürür…” dedik.
Bu böyle olmakla beraber İslam ilkelerine ve ahlakına göre kusurlu olan hangi şahıs, topluluk ve yönetim olursa olsun ıslah maksadıyla eleştirmek, “aka ak, karaya kara” demek durumundayız.
Arap ülkelerinden Türkiye’ye, gezip görmeye gelenlerin çoğunun, yoksul Müslüman ülkelerden devşirdikleri hizmetçi kadınlara nasıl baktıklarını, nasıl muamele ettiklerini üzüntü ile görüyordum. Yakın zamanda okuduğum bir haber bu konuyu köşeme alarak ilgilileri haberdar etmeyi gerekli kıldı. Habere göre Kuveyt Dışişleri Bakanlığı, Filipinler’in başkenti Manila’daki Kuveyt büyükelçisini geri çağırıyor ve ülkedeki Filipinler büyükelçisini de istenmeyen adam ilan ediyor.
Sebebini merak ettim; anlaşılan o beni üzen manzaralar istisnai değilmiş, Suudi Arabistan, ve Körfez Ülkeleri yoksul ülkelerden çalışmak için gelen erkek ve kadınlara (özellikle de kadınlara) köle ve cariye muamelesi yapıyormuş. İşkenceden kurtulmak ve ülkesine dönmek isteyen vatandaşlarının engellendiğini gören Filipinler Büyükelçiliği harekete geçmiş ve vatandaşlarını kurtarmak için resmi ve açık olmayan yolları da denemiş.
Bazı Kuveytlilerin evlerinde çalışan Filipinli hizmetçilerin kaybolmasıyla başlayan hadise, sosyal medyada evlerden Filipinli hizmetçi kadınların Filipinler Büyükelçiliği’ne ait diplomatik araçlar tarafından kaçırıldığına dair görüntülerin yayınlanması üzerine diplomatik kriz haline dönüşmüş.
Filipinler Devlet Başkanı Duterte, geçen Şubat başlarında düzenlediği basın toplantısında “Ülkesine geri dönmek isteyen işçiler, Filipin Hava Yolları’na giderek Cumhurbaşkanlığı emriyle ülkeye geri dönüş için bedava bilet alabilir” demiş. Kuveyt’te çalışan Filipinli sayısının 276 bin olduğu kaydediliyor.
Konuyu biraz araştırınca bir İslam ülkesi için yüz karası olacak olaylar ve manzaralarla karşılaşıyoruz:
Suudi Arabistan yönetiminin 2005 yılında hazırlayıp yürürlüğe koyduğu İş Kanunu ile yabancı işçileri “Kefil” dedikleri işverenlerin kölesine dönüştürmüştür. İş ve çalışma durumunun ağır olduğunu, işverenin anlaşmaya uymadığını ve aldattığını gören yabancı işçiler, kendi ülkelerine dönmek istediklerinde Suudi Arabistanlı kefil-işverenler, çeşitli bahaneler ve tertiplerle bunu engellemektedirler. Suudi Arabistan’da çalışan tüm yabancı işçiler, 11.03.1987 tarihli Suudi Kraliyet Kararı ile sosyal sigorta kapsamı dışına çıkarılmışlar. Bu ülkede ikamet iznine sahip 9 milyon civarında yabancı işçi, yaşlılık, sakatlık ve ölüm sigortaları bakımından Suudi Sosyal Sigortalar Yasası kapsamı dışında tutulmaktadır. İşçiler düşük ücretle çalıştırılıyor ve biriktirdikleri paralar da çeşitli bahanelerle gasp ediliyor. 30 milyon nüfusa sahip Arabistan’da 9.2 milyon yabancı işçi çalışırken, ancak 1.6 milyon işçi gerekli kanuni statüye sahip olmuştur.
Yabancı işçiler şiddet, işkence ve tutuklanma ile mal varlığına el koyup sınır dışı edilme gibi tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Suudi Arabistan’da çalışan Pakistanlı, Filipinli ve Endonezyalı işçiler ve hizmetçiler düşük ücretle çalıştırılıyorlar. Yabancı işçi sadece 530 dolar ücret almaktadır. İşçi kadınların durumu daha vahimdir. Yabancı işçi ve hizmetçi kadınlara cariye gözüyle bakılıyor. Bu mazlum ve yoksul kadınlar, şiddet, işkence ve tecavüze uğruyor ve hiçbir mahkemeye başvurma hakkına da sahip değiller.
Arabistan’da bir milyon Endonezyalı işçi çalışıyor. Endonezya İnsan Gücü ve Göçmenler Bakanı Mehaymin ise, yaptığı açıklamada, işçilere karşı şiddet uygulandığını, bu durumun devam etmesi halinde Endonezya işçilerinin Arabistan’a gönderilmesini yasaklayacaklarını söylüyor. Suudi Arabistan ile birlikte Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri de benzer bir şekilde işçi ve kadınların haklarını ayaklar altına alıp, onları köleleştirmektedirler.
Balkondan itmeler, dudakları makasla kesmeler, cinsel tecavüzlerle ilgili bir dolu vaka ve hikayeleri var.
Bunlar nasıl Müslüman, bu ülkeler nasıl İslam ülkeleri, bu ümmet ne zaman silkinip kendine gelecek de İslam’ın her şeyden önce güzel ahlak, adalet, nimeti ve külfeti adil paylaşma… olduğunu anlayıp uygulayacak!
HABERE YORUM KAT
Nisa suresi 3 ve 24. ayetlere bakalım. Nisa surasi 3. ayetin bir kısmında şunlar yazar; Haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye ile yetinin; bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. İsterseniz tamamını okuyun daha vahim
Yanıtla (0) (0)Nisa 24 Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı; Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir ile) istemeniz size helâl kılındı. Onlarla karı-koca ilişkisi yaşamanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
Bu ayetlerden sonra gelmiş bunlar müslüman değil diyorsunuz. Hayır onlar gerçek müslüman. Siz kendinizi kandırıyorsunuz
İslam insana üstün bir İzzet ve şeref bahşetmesine rağmen, ilkelliklerini atamayan ve 21.yy ‘a taşıyan Arap Kabil’e toplumu, herneyse kadar islam ile tanıştıklarını söyleseler de,
Yanıtla (1) (0)Yönetimlerindeki ülkeye İslami motifler ekleseler de, pratikte islamın Emirler’ine , nas’larına ve vaazlarına taban tabana zıd olacak eylemler içinde olmaları ümmetin evladlarının gözlerinden kaçmıyor ..
Düne kadar;
1- KADININ ARABA SÜRMESİNİ yasaklayan,
2- toplumda KADINI İZOLE EDEN,
3- söz sahibi görmeyen
4- ikinci sınıf insan olarak kategorize eden,
5- yerli (Arap) olmayan vatandaşların hak ve hukuklarını gasp eden,
5- toplumdaki statülerini ve maişetlerini temin etmedeki hoyratça ,
6- kendi vatandaşları dışındakileri modern köle görme basiretsizliğini ,
Bu malül total zihniyetin meşruluğu tartışılmaz mı?
Bunlari yapanlar ve yaptiranlar müslüman degil, firavun ve yandaslari oldugunu bilmeyen mi var hocam? "Bu firavun ve adamlarina dur diyecek musa ve müminleri nerdeler" diye sorsaniz daha dogru ol mazmiydi?
Yanıtla (2) (0)yazar hayretin karaman olunca daha sahici yorumlar beklemek hakkimizdi. heleki son paragraf!!! muslumanlardaki kirilma hz omer sonrasinda baslayip buyuyerek ve genisleyerek ve derinleserek gunumuze kadar geldi. bu ister gunumuz degerlerine uymayan uygulamalarda olsun isterse hadisleri ve kulturu kuranin ve aklin onune gecirmek seklinde olsun farketmez. neticede islam aleminin icinde bulundugu problem sadece ilim ve teknikteki gerilikler degildir. kurani terketmek akli ve ahlaki ve vicdani kaybetmek muslumanlaribu hale dusurdu. ilginc bir olay anlatayim: kafayi bulmus bir arab suudi genci turkiyeli ve musluman oldugumu ogrenince kahkaha atip arap olmadan nasil musluman olunur diye sordu. problem zanettigimizden cok daha ciddi boyutlarda. eskiden olsa kizilbasmislar deyip kesik kafalariyla tepe yapilirdi artik bu ihtimalde yok.
Yanıtla (1) (2)