Arabulucuyu Kodese Tıkmak Vicdana Sığar mı?
Hakan Albayrak, Sırrı Süreyya Önder’in tutuklanmasını eleştirdiği yazısında çözüm süreci başlarken arabulucu olarak muhatap alınan bir insana şimdi adeta arabulucu olduğu için bedel ödetiliyor olmasının doğru olmadığını söylemiş.
Hakan Albayrak’ın Karar’da yayımlanan konuyla alakalı yazısı (20 Aralık 2018) şöyle:
Bir Barış Elçisinin Akıbeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir daha çözüm süreci falan beklemeyin, geçti o iş” dedi; ama bu işler hiç belli olmaz.
PKK’nın beli kırıldığında bile -terörün düşük yoğunlukla da olsa bir müddet daha devam etmemesi, yeni can kayıplarının yaşanmaması için- eksisinden farklı şartlarda ve farklı mahiyette bir çözüm sürecine ihtiyaç duyulabilir.
O takdirde arabuluculara da ihtiyaç duyulacaktır, daha evvel olduğu gibi.
Dikkat!
Daha evvel arabuluculuk yapmış olan Sırrı Süreyya Önder’in akıbeti, bu yeni çözüm sürecinin potansiyel arabulucuları üzerinde caydırıcı bir etki yapabilir.
***
HDP’li Sırrı Süreyya Önder, AK Parti iktidarının başlattığı çözüm sürecinin en önemli aktörlerindendi.
Hükümetten (Erdoğan dahil) itibar görüyor, devlet tarafından el üstünde tutuluyordu.
Ankara ile “İmralı” ve “Kandil” arasında mekik dokudu; silahların susması, şiddetin sona ermesi ve bu sonun kalıcı olması için canla başla çalıştı.
Hükümetin hassasiyetlerini önemsediği ve PKK’ya da önemsetmek istediği için örgütün ‘şahinleri’ tarafından “Türk ajanı” diye yaftalanmaya aldırmadan yürüdü bu yolda; çözüm sürecine baş koydu.
Ve şimdi, çözüm sürecinde (2013’te) yaptığı bir konuşmadan ötürü, hem de bu sürecin önemini vurguladığı ve barışı kutladığı bir konuşmadan ötürü cezaevinde!
Halbuki söz konusu konuşma o günlerde anormal karşılanmamış ve Sırrı Süreyya Önder arabuluculuk görevini sürdürmüştü.
2015’in mart ayındaki “Dolmabahçe Mutabakatı”nda Sırrı Süreyya Önder de vardı, hatırlayalım.
Süreç devam etseydi ve istenen şekilde neticelenseydi Sırrı Süreyya Önder bugün yine de cezaevinde olur muydu?
Bence olmazdı.
Hukukta keyfiliğin yeni bir örneği ile karşı karşıyayız bence.
***
Çözüm süreci PKK tarafından bombalandıktan sonra kartlar tabii ki yeniden karılacaktı.
Çözüm sürecinde hoş görülen bazı şeylerin artık hoş görülmemesi de tabiidir.
Ama o süreçte ve o sürecin selameti için yapılmış olan bir konuşmadaki bazı ifadeleri yahut o konuşmanın yapıldığı meydanda yükselen bazı sloganları ve posterleri beş sene sonra hapis vesilesi saymak kabul edilir şey değil.
Çözüm sürecini bombalayan PKK’ya sorulan hesap, bunda hiç günahı olmayan ve üstelik bunu önlemek için elinden geleni yapmış olan Sırrı Süreyya Önder’e nasıl uzanır?
***
‘Yeni bir çözüm sürecinin potansiyel arabulucuları üzerinde caydırıcı etki’ dedik…
Belki de böyle bir süreç gerçekten de bir daha asla olmayacak; belki de Erdoğan’ın dediği gibi gerçekten geçti o iş.
Velev ki öyle olsun.
Velev ki bir daha Sırrı Süreyya Önder gibi arabuluculara ihtiyaç duyulmayacak olsun.
‘Ona ihtiyaçları varken el üstünde tuttular, ihtiyaçları kalmayınca harcadılar’ dedirtmenin ne alemi var?
Bu yapılan reva mıdır Sırrı Süreyya Önder’e?
Racona uyuyor mu?
Delikanlılığa sığıyor mu?
Vefa, ya hû!
HABERE YORUM KAT