Apo’yu Kardeşinden Beter Ederler
Apo’nun sessizliği liderliğini tehdit altında hissetmesinden kaynaklanıyor. Kandil ve HDP’ye hâkim olan güçlerin hoşuna gitmeyecek bir söz, bir açıklama Apo’yu sonsuza kadar bitirebilir.
Kurtuluş Tayiz / Akşam
Abdullah Öcalan’ın sessizliğini devletin İmralı ile ilişkileri sınırlamasına bağlamak doğru olmaz. Yanında her gün birkaç saatliğine de olsa görüştüğü başka mahkûmlar var; bu mahkûmların dışarıyla ilişkileri kısıtlanmış değil; Apo’nun konuşacak sözü olsaydı, emin olun, mesajlarını dışarıya ulaştırmasını bir şekilde başarırdı.
Apo’nun sessizliği liderliğini tehdit altında hissetmesinden kaynaklanıyor. Kandil ve HDP’ye hâkim olan güçlerin hoşuna gitmeyecek bir söz, bir açıklama Apo’yu sonsuza kadar bitirebilir. Bu tehdidi daha önce Apo’ya çok açık bir şekilde ilettiler. Kardeşi Osman Öcalan’ın başına gelenler aslında Apo’ya yönelik bir gözdağıydı. Osman Öcalan’ı “rezil-rüsva” ederek örgütten kovdular; tehdidin büyüklüğü karşısında Apo, kendi kardeşinin tasfiyesine sesini çıkaramadı; asıl hedefin kendisi olduğunu bilerek.
Sanıldığı gibi Apo’nun liderliği tartışılmaz olsaydı şimdi örgütte ne Cemil Bayık ne Demirtaş’ın esamesi okunurdu. Öcalan, bütün PKK yönetimini kafasına göre belirlerdi. Hareketin “tartışılmaz” lideri olmadığını en iyi bilen isim Apo’nun kendisi; kurduğu örgütün denetiminin kendisinde olmadığını en iyi o biliyor. Dün Apo’yu kullanan güç, bugün Cemil Bayık ve Demirtaş’ı kullanıyor. PKK, bu prensibe uygun kurulup işleyen bir örgüt. Öcalan, bu prensibe uygun hareket etmesini biliyor. Sessizce, sıranın yine kendisine gelmesini bekliyor. İtiraz etmeye kalksa kendi başına ne geleceğini iyi biliyor; kardeşinin başına gelenler ortada.
Bu yüzden “Öcalan’ın devreye girme zamanı” türünden temennilerin pek işe yarayacağını sanmıyorum. Kandil ve HDP’ye hâkim olan güç, istemediği sürece sıra Apo’ya gelmez. Devlet istese de Apo konuşmaz. Zaman Türkiye’yi vurma zamanı! Dönem, Türkiye’yi Suriyelileştirme dönemi! PKK/HDP’yi Türkiye’ye karşı savaştırırken, Apo’nun devreye girerek buna engel olmasını herhalde istemezler. Savaş döneminde Kandil ve HDP’yi, “barış” döneminde ise Apo’yu kullanıyorlar.
Liberallerin “İmralı ile Kandil arasında çatlak yok, uyum var” tespiti, bu anlamda doğru. Kandil-HDP-İmralı arasında bir uyum var; ama bu uyum biraz ölümcül bir uyum; Apo en küçük bir çatlak yaratmaya kalksa başını ezer, liderliğini bitirirler. Nitekim çözüm sürecinin başlamasıyla beraber, Kandil ve HDP üzerinden İmralı’yı baskı altına aldılar; bu baskı ve provokasyonlar karşısında Apo’da da çözüm sürecini devam ettirecek güç kalmadı.
Özetle; Apo, devlet istemediği için değil, konuştuğunda canına okunacağı için sessiz. Ha bu arada, devletin baskısı karşısında köşeye sıkışan Kandil ve HDP’yi de kurtarmaya hiç niyeti yok. Kandil’in güçten düşmesi en çok Apo’nun işine geliyor. Bu oyun yıllardır böyle oynanıyor!
HABERE YORUM KAT