Antisiyonist Yahudi aktivist Yael Kahn, Londra’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Kahn, direnişiyle İsrail’in Gazze’deki politikalarına karşı büyüyen öfkenin sembollerinden biri haline gelmiş durumda. "Hiçbir tehdit veya baskı, İsrail’in yaptıklarını eleştirmemi engelleyemez" diyen Kahn, "Faşistlerin Victor Jara’nın dilini kestiği gibi dilimi kesseler bile, Filistinlileri desteklemeye devam edeceğim" dedi.

İsrail karşıtı Yahudi aktivist Yael Kahn, geçtiğimiz Pazar Londra polisi tarafından gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı. Kahn, gözaltına alındığı andan itibaren açlık grevine başladı. Kahn, gözaltı sürecinde sürekli gözetim altında tutulduğunu ve tecrit hücresinde mahremiyetinin ihlal edildiğini belirtti.

Londra Polis Sözcüsü, 3 Ocak'ta Kuzey Londra'daki Swiss Cottage bölgesinde düzenlenen haftalık bir protesto sırasında memurların Kahn’ı protestonun ardından gözaltına aldığını açıkladı. 71 yaşındaki kadının polis merkezine götürülüp sorgulandığını ve ardından kefaletle serbest bırakıldığını belirtti.

'SARSICI BİR DENEYİM'

Yael Kahn, gözaltı sürecini "sarsıcı" olarak nitelendirirken, "Kötü muamele ve ihlaller bizi yıldırmaz, umudumuzu kırmaz. Bu gözaltı, Kasım 2023'te yaşadığım deneyimle kıyaslanamaz; o dönemde ismim nedeniyle Müslüman olduğum düşünüldü. Kolumda yaralanma meydana geldi" dedi.

Uluslararası Siyonizm Karşıtı Yahudi Ağı temsilcilerinden Sam Winston, el Cezire’ye yaptığı açıklamada, "Hükümetimiz, (İngiltere) bazı talimatlarını Kudüs’ten ve İsrail Büyükelçiliği’nden alıyor. Burada tarafsızlık yok" diyerek tepkisini dile getirdi. Winston, Kahn’ın tutuklanmasının, İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik "soykırımına" karşı büyüyen hareketi susturma çabası olduğunu söyledi.

Yael Kahn, Filistinli kadın mahkûmların İsrail hapishanelerinden serbest bırakılmasında önemli rol oynadı. İlk intifada sırasında Hamas liderlerinden Muhammed Mebhuh’un ailesinden üç kadının serbest bırakılmasına katkı sağladı. İsrail'in, aranan kişilerin eşlerini ve annelerini zorla alıkoyarak teslim olmaya zorlamasını eleştirdi.

'DİLİMİ KESSELER DE DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİM'

1988 yılında hamile bir Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasına yardım ettiğini belirten Kahn, o dönemde hamile kadının işkence gördüğünü ve kelepçeli bir şekilde doğum yapmak zorunda bırakıldığını söyledi. Çocuğun, 2015 yılında Gazze’ye yönelik bir saldırıda hayatını kaybettiğini ifade etti.

Kahn, "Hiçbir tehdit veya baskı, İsrail’in yaptıklarını eleştirmemi engelleyemez. Faşistlerin Victor Jara’nın dilini kestiği gibi dilimi kesseler bile, Filistinlileri desteklemeye devam edeceğim" dedi.

Bu tür vakalar, özellikle Kasım ayında tutuklanan tarih profesörü Haim Bresheeth’in maruz kaldığı kötü muamele gibi, İsrail karşıtı Yahudilere yönelik baskıları gündeme getiriyor. Bresheeth, kalp ve kanser hastası olmasına rağmen ilaçlarının verilmediğini, terör yasaları çerçevesinde gözaltında tutulduğunu açıkladı.

Hem Bresheeth hem de Kahn’ın, Holokost’tan sağ kurtulan ailelerden gelmeleri ve İsrail’de büyümeleri dikkat çekici bir ortak nokta olarak öne çıkıyor. Bresheeth, Gazze’de; Kahn ise Hayfa’da büyümüştü.